Ödemesi gecikmiş Elektrik faturası nedeni ile kesim yasal...

Pe ki ya, kesilen enerjiye bağlı çalışan makine sayesinde yaşayabilen biri var ise?!...
Abonenin adresine İhbarname geliyor.. Hatta, aboneye ait GSM hattına kısa mesaj da... Fakat şu unutuluyor mu? Pandemi sürüyor, ev sakinlerinden karantinada olan birilerni var ise?!..
Online borç ödemeyi beçerememiş ise mesela?!..
Öyle ya, herkes akıllı cep telefonuna sahip olmayabilir.. Hatta,  internet bankacılığını birçoğumuz gibi kullanmayı bilmiyor da olabilir!..
Bu durumda, ne olacak sahi?!..
Pandemi sürüyor halen malum. Bahsettiğikm 'TAK' diye  kesinti, şu an karantinada olan bir vatandaşın evinde gerçekleşmiş.. Üstelik o vatandaşın, solunum güçlüğü çekitği için, yaşamını oksijen alarak sürdüren bir de büyüğü var ise o evde?!..
Ödenmemiş ise fatura, gecikmiş ise ödeme.. Doğalgaz' dan tutun, Elektrik, su, sabit telefon hattı, ya da internet bağı yasal olarak 'TAK' diye kesime uğruyor. Buna diyecek bir söz elbette ki yok.
Tepki gösterilene geleyim şimdi.. Vatandaş der ki;
"Yahu, aboneye ait daire kapısı bir tıklansa.. 
Ödenmemiş borcunuzdan dolayı, aldığınız hizmete ara verillecek, hattınız kesilecek. Uyarısı yapılamaz mı?!.."
Soru basit, bence yanıtı da öyle ya neyse.. İsanın şöyle diyesi geliyor aslınad; "Neden yapılamasın ki?.."
Dünyadaki etkisi halen süren,bildiğim kadarı ile Çanakkale'de  halen bulaş ahlinde olan Korona illeti, pek çok insanı yine karantina altına aldı.
Bahsettiğim durum ortada. Kesmeden önce, o evin sakinlerine, 'hattınız kesilecek, çamaşır makinesi ya da çalışır durumdaki elektrikli eşyanız olabilir.' demek, hizmet sunan birimi yüceltir diye düşünüyorum.
Yine bahsettiğim gibi, elektrik ile çalışan aygıt sayesinde yaşamını sürdürebilen biri de olailir o adreste.. Ki, bahsettiğim bu kesintinin gerçekleşitği o adrres, tam da buna bir örnek..
VAHŞET DESEM, BU SÖZ AZ KALIR...
HA ZULÜM ETMİŞSİN, HA ZEHİRLEMİŞSİN
Dün, bir mahallemizde, toplu kedi ölümleri yaşanmış. İçim acıdı..
Günlerdir, TV kanallarının haber bültenlerinde, ülkenin dört bir yanında yaşanmış vahşeti anlatır haberler izliyoruz..
"Şükürler olsun ki, Çanakkale'de yok böyle bir vahşet..." demiştim ki, hay demez olaydım..
Bu ne şimdi?!..
Kimseye zararı olmayan kediyi canından etmek nedir yahu?! Toplu ölüm olunca, insanın aklına zehirli yiyecek verildiği geliyor önce..
Belki de öyle değildir..
İyimser oluyorum belki yine..
Belki bile bile iyimser olmayı tercih ediyorum.
Aslına bakar isek, dilimin ucuna kadar geliyor da, bir söz etmek.. Boş ver diyorum yine, bozma üslubunu...
Köpekler havlıyor, insana saldırıyor diye öfkeleniyoruz. Haklıyız da.. Köpeklere öfke nedenimiz ne olursa olsun, onları öldürme, eziyet etme hakkına sahip miyiz sizce?!
Zaman zaman değil, her zaman sevmeyenler var kediyi köpeği.. Çığlık çığlığa tepki verenler çok.. Buna da eyvallah.. Herkes sevecek, korkmayacak, ürkmeyecek, tiksinmeyecek diye bir kavram elbette ki yok.
Yoklara çok örnek verebilirim, siz de verebilirsiniz bir ton örnek.. Ancak şuna kimsenin hakkı yok.. Ne kediyi, ne köpeği, ne de korktuğumuz bir başka canlının canını alma hakkımız bence asla ve kata yok..
Kargadan da korkar insan. Kafesteki minicik muhabbet kuşundan da korkan olabilir.. Onlara da eyvallah..  
Her korktuğu şeyin canını alma hakkını kendinde hisseden insanın, seri katil olma olasılığını da çok olduğunu savundu geçenlerde bir bilen..
Rabbim beterinden korusun. Kedi köpek, kuş, börtü böcek ile başlayan can alma, alışkanlık yapıp seriye bağlar ise, vay halimize, vay ki vay?!..