Zam üzerine zamlar ardından, kapatılan hatlar nedeniyle,eleştirilerin odağındaki GESTAŞ için, son günlerde dile gelen isim, pek dikkat çekici oldu.

"Çanakkale'nin şirketi" diyerek, yöneticilerinin tarif ettiği, deniz ulaşımıın marka değeri, bu arnalar yine dilden düşmez oldu. Neden mi?!..
Aslında,  bir kaç neden var denilebilir.. Kullanım ömrünü nerede ise doldurduğu ileri sürülen,  araç taşımacılığında kullanılan bazı gemilerin satın alınıp, GESTAŞ filosuna dahil edilmesi bu nedenlerden biri olarak gösterilebilir.
Bir diğer eleştiri nedeni ise, GESTAŞ' ın borçlanma yetkisi alabilme adına sergilediği tutum ve bu konudaki ısrarcılığı olmuştu.
Aylar aylar önce İl Genel Meclisi'nin kapısını, borçlanma yetkisi alabilmek için sık sık çalan GESTAŞ, ardı ardına ‘ret’ yanıtı almış, buna karşın ısrarcılığını sürdürmüştü.
Muhalefet partiler gibi, Denizcilik sektöründe söz sahibi uzman isimler, GESTAŞ’ ı pek çok kez eleştiri bombardımanına tutmuştu.
PEKİ YA ŞİMDİ !... SON DURUM ne ?!..  
Eleştirilerin odağında kalan GESTAŞ için, şimdi de; 
UCUZ ANLAŞMA?!.... ONARIM YOK SIFIRLA!... ifadesi ile bir dizi eleştiri gelmeye başladı.
Misal, Feribotların, filoya yakın zaman içinde dahil olmuş bazı gemilerin, Çanakkale’ ye onlarca yüzlerce mil uzaktaki tersanelerde bakım onarıma tabi tutuluşu..
Ve bu durum nedeni ile GESTAŞ için yapılan o çarpıcı benzetme; ---GES-SAÇ---
Günün her saati, mesele Çanakkale olunca, eleştirilen konuları dinlemek için kendime vakit ayıranlardanım.. Yine öyle yaptım.. Denilenleri dinledim, anlatılanları anlamaya çalıştım.
Uzun uzun sözler edildi, örnekler dile getirildi. Mesela mı?!..
Mesela, en yakındaki Bandırma tersaneleri, bir tık uzağı Körfezdeki tersaneler, dahası Tuzla..
İstanbul yakınlarındakiler demeyeceğim hiç.. Tüm tersane isimleri bir bir dile getirildi.. Öyle çoklar ki hangi birini tutabilirim ki aklımda.
Konu zaten, onlarca tersanenin ismini benim ezberleyebilmem değil.. Benim, ne sandalım var, ne şişme botum.. Deniz taşıtım yok ki, tersane ile işim olsun.. değil mi amma..
Bu yılın başlarında, yeni gemi yapımı için, anlaşma yapıldığı yönünde haberler kaleme alınmış GESTAŞ’ ın Zonguldak Ereğli’ deki bir tersane ile işbirliğinden söz edilmişti.. Sonradan öğrendik ki, bu anlaşma gemi yapımı için değil, gemilerin onarım ve bakımı için tersane ile yapılan bir anlaşma imiş.
Bu noktada eleştirilene dönüşen GESTAŞ için edilen sözler çoktu..
İşittiklerimden özet geçecek olursam;  Feribotlar başta, araba vapurları ile araba taşımacılığında kullanılan diğer teknelerin, bu tersanede bir dizi işlemden geçeceği, gemi ve teknelerin karinasında yenilemeye gidildiği, ‘saç’ değişimi yapıldığı en çok iddia edilendi.
‘Ne var ki bunda?’ dedim.. Hay demez olaydım.. Şikayet konusunun sorumlusu sanki bendim..
GESTAŞ’ ı eleştirilen isimler, hoop bana dönü vermez mi!..
Yüksek oktandan edildi bu kez o söz; “---GES-SAÇ--- bilader ---GES-SAÇ---“
“O da ne demek?” dedim bu kez.. Hay demez olaydım..
Asıl eleştiri meselesi buymuş meğer..  Şirketin parasını, boşa saçmakmış..
Yahu yenileniyor gemiler, saç değişim zamanı gelmiş ise, değişecek elbet. Su alıp, batsın mı koca koca gemiler..
Bu arada, Çardak hattında sefer yapan ve GESTAŞ filosuna satın alınarak dahil olan, Yenice isimli feribot, Ereğli’ deki tersanede bakım onarımda imiş..
Tersane işleri ne kadar sürer bilmiyorum. Bakım onarım tamamlanıp, Yenice bağlama limanına dönünce görücüye çıkar, bizde bakar inceleriz artık..
Yenilenmek güzel şey. Bakım onarım hep gerek..
Arızalı ile uğraşacağına, yenile gitsin.. Bu yenilenen, makine oulr, pervane olur, şaft olur, güverte saçı olur, karina saçı olur, pruva direği olur, baca olur, olur da olur..