Son zamanlarda bende gereksiz düşünceleri beynimde büyütenlerdenim. Aslında farkındayım bu düşünceler beynimde dönerken bedenimde yeter benide yoruyorsun diyor bazen…

Ama insanız hepimiz bazen bulunduğumuz ortamlarda huzurlu olamadığımız zaman çoğu şeyi düşünmeden duramıyoruz. Neden bu hale geldik demeden kendimizi sorgulamadan da edemiyoruz. Aslında huzursuz olduğumuz ortamlar sağlığımızı yıpratmaktan başka bişey yapmıyor. Ben huzursuz olduğum zamanlarda kimseyle konuşmayı istemem mesela çünkü zamanında yeterince konuşup anlatmışsındır ama anlayan olmamıştır bazı şeyleri sense yorulduğun ile kalmışsındır.
Yorulmak ve yormak çok huzursuz iki kavramdır. Biraz araştırınca insan piskolojiyi ve nedenlerinide anlamıyor değil aslında. Bende başedemeyince araştıranlardanım. Ve bulduğum araştırmalara göre ise ;Zihinsel olarak yorulduğumuzda, beynimiz kadar vücudumuz da yorulmuş olur. En iyi satranç oyuncuları bile, 4-5 saat süren bir maçın ardından normalde yapmayacakları hatalar yapmaya başlayabilirler. Bu tür bilişsel yorgunluğun etkileri anlaşılıyor olsa da elimizdeki bilimsel veriler, bilişsel kontrol uygulamanın neden yorucu olduğu konusunu hala net bir şekilde açıklayamamıştı.
 
Zihinsel olarak yorulduğumuzda, karar vermekle ilgili zorlanabiliyoruz ve genellikle hiçbir çabayı veya beklemeyi gerektirmeyen, düşük maliyetleri eylemlere yönelmeye meyilli olabiliyoruz. Yani yoğun bir iş gününün ardından sağlıksız fast-food yemeye ya da daha fazla para harcayarak işlerimizi kolaylaştırmaya (örneğin eve otobüsle değil taksiyle dönmeye) yönelmemizin açıklaması, beynimizdeki yorgunluğun karar mekanizmalarımızı etkilemesi olabilir.
Yorulduğumuzda beyin kimyamız değişiyor
 
Glutamat, beyindeki nörotransmitterler (sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan kimyasal maddeler) arasında en fazla miktarda bulunan uyarıcı bir kimyasal . Merkezi sinir sistemindeki iletişimden sorumlu olan glutamat, beyinde sinaptik yolların oluşması (plastisite), öğrenme ve hafıza gibi işlevlerden de sorumlu. Glutamat salınımının artması, yorgunlukla birlikte konsantrasyon güçlüğü, huzursuzluk, uykusuzluk, acıya dayanıklılığın azalması, baş ağrıları, anksiyete gibi belirtilere neden olabiliyor.Uyuyup dinlendiğimizde, beynimizde biriken fazla glutamat sinapslardan atılarak dengelenir ve bu sayede dinlenmiş, yenilenmiş hissedebiliriz. Bu yüzden dinlenme arası vermeden fazlaca zihinsel aktivitede bulunmak, yorgunluk hissinin daha yoğun olmasına sebep olabiliyor.
Zihin yorgunluğunu fark edin
Zihinsel yorgunluk belirtilerini takip etmek, gün içerisinde bu hali fark etmemiz ve yorgunken bazı işleri ertelemeyi seçebilmemiz için önemli. Yorgunken sağlıklı kararlar alamadığımızı gösteren pek çok araştırma mevcut. Özellikle stres hormonu olarak bilinen kortizol fazlaca salgılandığında, beynin ön kısmında bulunan irade merkezi işlevleri sekteye uğrayabiliyor ve kararlılığımız bundan zarar görebiliyor. Beynimizdeki kaynakları fazlaca tükettiğimiz stresli hallerde, irademizi korumakta zorlanıyoruz ve genellikle sonradan pişman olacağımız ya da bizi tatmi etmeyen eylemlere yönelebiliyoruz.
 
Yorgunken karar almayı ertelemek ya da fiziksel olarak yorulmuş olduğunuzu düşünmeseniz bile “kafam yoruldu!” diyerek kendinize biraz dinlenme zamanı ayırmak, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığımızı koruyabilmemiz için önemli.
 
Beyin kimyasını koruyun
Beynimizdeki kimyasalların düzenli ve dengeli çalışabilmesi, tüm bedensel fonksiyonlarımızı ve genel sağlığımızı korumamız için kilit önem taşıyor. Yorgunluk hissi, gayet gündelik bir his olduğu için her zaman ciddi bir sorunun belirtisi olarak algılanmıyor olsa da, aslında dikkate almamız gereken bir gösterge. Sıklıkla yorulduğunuzu hissediyorsanız, sinir sistemi işlevlerinin dengeli bir şekilde çalışabilmesi için bunlara dikkat edin:
GABA seviyelerinin düşmesi ve glutamat seviyelerinin yükselmesi kronik yorgunluk sendromu (CFS), fibromiyalji gibi durumların ortaya çıkmasına da neden olabiliyor. Eğer böyle bir teşhis aldıysanız, beyin kimyanızla ilgili destekler için doktorunuzla görüşmeniz iyi bir fikir olabilir.
Beyin kimyasını, özellikle GABA ve glutamat seviyelerini dengelemek için uzmanlar 5-HTP, glutamin, taurin ve teanin takviyelerinin faydalı olabileceği görüşünde.C ve D vitamini, magnezyum ve omega-3 yağ asitleri, glutamat seviyelerini doğal yollarla düşürmeyi destekleyebilir. Bu katkıları takviye gıda şeklinde almak da iyi bir fikir ancak en iyisi, içeren gıdaları daha fazla tüketmek.
B6 vitamini eksikliği de, GABA sentezinin sekteye uğramasına ve glutamat üretiminin dengesizleşmesine neden olabilir.Kuşkonmaz, pancar, kemik suyu, brokoli, havuç, mısır, yumurta, yeşil çay, kırmızı et, mantar, soğan, bezelye, deniz ürünleri, fermente soya ürünleri, ıspanak ve domates, glutamat seviyelerini dengelemek için faydalı yiyeceklerdir.Aspartam, diasetil, monosodyum glutamat, cıva, alüminyum, fluorid, etanol gibi katkı maddeleri de nörotoksinler olarak adlandırılır ve fazla tüketildiklerinde beyindeki kimyasal iletişimin dengesini bozarlar. Özellikle tükettiğiniz hazır gıdalardaki katkılara dikkat etmelisiniz.