Yanıtı zor bir ifade eşliğinde gelen vurgu.. Hakikaten ben de merak ediyorum.. Sıradan, siz gibi, ben gibileri anlamak mümkün iken, konunun uzmanlarının sözerine ne demeli..!

Yanıtı zor bir ifade eşliğinde gelen vurgu.. Hakikaten ben de merak ediyorum.. Sıradan, siz gibi, ben gibileri anlamak mümkün iken, konunun uzmanlarının sözerine ne demeli..!
Hadi biz, uzmanın dediğinden hareketle davranıyor, uyduruyor, abartıyoruz da, uzman olan nasıl oluyor da, biz gibi düşünmelerin nedeni olan düşünceye  mimar oluyor..
 Tıp'tan bi haber de değilim.. Okuyorum da dinilyorum da.. Bakan'dan, Dünryadaki yetkin isimlerine, kim ne demiş ise, en azından haber ajnaslarından takip ediyorum..
Birileri de, "ondan duydum, şu söyledi" ve "dahası ben neler okudum diyor.."
Tamam da; neyi, nerede yazanı okudun..!
Uzmanlar artık yoruldu.. Panhdemi ve süreci ile Uğraşmaktan ziyade, algı yaratanlar ile mücadeleden çok yoruldu.. Gözlemim naçizane bu..
Baksanıza, Profesörleri bile artık çileden çıkaran görüşler kmol geziyor sanal alem başta; sokakta, ikili üçlü sohbetlerin başlıca konularında.
Adını, ben gibi biliyorum ki sizlerinde ezber ettiği isim, yeni çileden çıkmış olacak ki pek güzel anlatmış son durumu.
Daha ne denilebilir ki bu durumda.. Ne denilmeli de, böyle düşünenler ikna olsun..
Prof. Dr. Alper Şener, sosyal medyadan gösterdi tepkisini..
Diyordu ki;"Sade vatandaşı anlıyorum ama hekim olup AŞI karşıtlığı yapanları anlamak mümkün değil…"
Vallahi hocam, ben de anlam verimyorum.. Sade vatandaş olarak..
Oysaki, bizlerin bilmediği konu yoktur malum... Uzaydan, öte dünyaya.. Bilimden, ekonomiye, her şeyi bilenleriz biz sade vatandaş olarak..
Düşünün yani, biz bilemiyor isek, bu durumun enednini, siz nereden bilebilirsbiniz.. Bizim sade vatandaş olarak uzman olmadığmız  yoktur, ayrıca.. Mesela, her birimiz futbol adamıyız dır.. teknik direktörler ne ki..!!!  
EAlper hoca, sıralıyordu madde madde.. ;"Sade vatandaşı anlıyorum ama hekim olup AŞI karşıtlığı yapanları anlamak mümkün değil…" dedikten heben sonra;
"1. Aşı olma…
2. İlaç kullanma…
3. PCR testi yaptırma…
Peki ne yapalım? Oksijen verelim…
Ölen ölsün… kalan sağlar bizim mi? Olsun!
Bunlar nasıl ve neye yemin etmiş? Anlamak zor…
Öneriniz ne? Deyince de…" diye de vurguluyordu...
Şu ifadesi de pek anlaşılırdı bence; "Normal tabii, bir tarafından soluyan Covid 19 hastası gören hiç bir insan evladı, böyle düşünmez…" diye..
Şu tanımı da pek hoşuma gitti, yalan yok.. Ağzına sağlık hocam..
Alper hoca; "Davulun sesi uzaktan hoş geliyor!
Ben de onların yerinde olsam, zattirizut hastalığına inanmam…
Test falan yaptırmam,  aşıda olmam…tek derdim de  kırmızı pabuç olurdu…ama öyle değil…"
İlahi hocam.. O söz gledi birden aklıma; "Arabın zoru kırmızı pabuç.."
Daha nasıl göndermeler yapılır bir takım karşıtlara, hakikaten bilmek zor..
Oksijen ile çözülüyor ise şayet her şey,  atalım kendimizi bol oksijenli ortaklara diyeceğim lakin, Ormanlar da yandı bitti kül oldu.. Ne olacak şimdi..
Ben, küme tipi Migren’ den ötürü solunabilir hastane tiphi oksijen tüplerine aşınayım.. İş yerimde, kafede, arabada, soluyup gezeyim bari.. Sırtıma bir tüp takayım, sokak sokak gezeyim.. İhtiyacı olana da solutayım.. Amme hizmet vereyim.. Uygun mudur ey karşıtlar.
Hayal ettim de bir an: Bozacı gibi., Sırtımda tüp, bar bar bağırıyor muşum sokakta;
Okkkk siiii jeeeen… Okkkk siiii jenciiiii…
Hey Allahım. Mizah konusu oldu tam.. Bunun karikatürünü yaptırmalıyım şu an…
Karşıtlara ve karşıtların taraftarlarına, artık ne denir, nasıl ikna edilirler, orası da muamma..
Bu topluluğu, ikna eden kişi, ya da kurum, ya da kişiler ve de kurumlar;  Nobel ödülü almalı… Tabii böyle bir başarı gerçekleşir ise…