Adı da bir garip; “MÜSİLAJ…”

Adı da bir garip; “MÜSİLAJ…”
Denizcilerin dilinde, ona Yalamunya da deniliyor, Salya da… Köpük köpük bu durum, teknelere zarar veriyor, ağları kullanılmaz duruma getiriyor.
 
Aslında, Korona illetinden sonra, uzaylıları bekliyorduk da, neysee….
 
Şimdilerde, boğazı beyaza bürüyen salya da denilen karşısında;  “bir bu eksik ti …!” tepkisi verilse de,  bu durum için, “Daha da beterinden Rabbim bizi korusun” duaları da yapılmıyor değil…
 
Kalkıp, Salya ya da Yalamunya da denilen bilimsel adı Müsilaj için anlatımda bulunup, ukalalık yapmayacağım.. Ani sıcaklık değişikliklerine bağlı olarak oluştuğu dile getirilse de, “bence Allahın sopası yok durumu bu.. Biziz bunun da nedeni… Denizleri çöplüğe çeviren de biziz, Doğa ve Çevremizi koruyamayan ve pek çok istenmedi durumlara yol açılmasının nedeni de biziz..”
 
TIPKI, SARICAELİ VAKASI GİBİ…
 
Böyle diyorum, çünkü nedenim var.. Az evvel,  bir üst satırda yazdım ya; “Doğa ve Çevremizi koruyamayan ve pek çok istenmedik durumlara yol açılmasının nedeni de biziz..” diye..
İşittim ki, Sarıcaeli’ ndeki heyelanın nedeni, düzlenen araziye, temelsiz, toprak üzerine ev kondurulması..
 
İddia böyle.. Köyde yaşayanlar dedi.. Onların yalancısıyım.. Böyle ise şayet durum, yani kepçe yardımı ile düzlenen bölgeye kondurulan evlerin, köy sırtlarında kesime uğrayan ormanların da yok olması ardından, toprağın harekete geçmesi sizce de normal değil mi?
 
Doğa gösterecek bir şekilde tepkisini, sel akacak, onu tutacak ağaç kalmayacak, sonra toprak ana da; “hadi bana bay bay…!”…
 
Karadeniz bölgesinde, dere yataklarına dikilen binalar, sel sırasında akıp gidiyor da, sonra biz tonla laf ediyoruz ya.. Aha, sanırım böyle bir durum yaşanmış, hemen şuracıkta…
 
Neyse, döneyim Corona ve bizlere.. Yahu, kişi eşi ile birlikte Pozitif ve Karantina da… Lakin, her ikisi de sokakta.. Bu düpedüz, bile bile hem de, virüs yayma değil mi..? Cinayet yahu böyle davranmak..
 
Yasaklar geldi geriye.. Emeği ile geçinenlerin hali ne olacak şimdi?
 
Geze geze sokakta, hem de iş gereği değil, sıkıntıdan kendini sokağa vuranların sayesinde gelmedi mi şimdi bu yasaklar.. Ne olacak şimdi…!
 
Emeği ile geçinenler, çoluğuna çocuğuna bir ekmek götüremeyince, mutlu mu olacak yasak dinlemezler acaba..!
 
Dile gelen söz çok da, Allaha havale edelim iyisi mi..
 
Sokakta Korona, Denizde Salya… Hadi buyur burada yak sen Kanka….
 
Ürküten vaka sayıları gibi, denizin köpürmüş hali de ürkütüp şaşırtmıyor değil… Ve de akla soru da getirmiyor değil; “Nasıl bir Musibettir başımıza gelenler, ey insanlık…” diye.. Sahi, ne ettik de bunları yaşıyoruz acaba..
 
Bir kenardan, iki manzara.. Yer Boğaz.. Düşmana geçilmez Çanakkale, Müsilaj işgalinde ..
Aklımda deli sorular ile baş başayım şu anda.. Bunun bir tık ötesi ne olabilir acaba…?
 
İyi dileklerimi sunacağım herkese.. Kalın sağlıcakla… Haydin hoşça kalın…