İdeal ve en ucuz tedavi aslında hasta olmamaktır.


İdeal ve en ucuz tedavi aslında hasta olmamaktır. Hasta olmamak için vücudunuz güçlü olması gerekir.Güçlü bir anatomik yapıya sahip olmak için düzenli spor yapmak zorundasınız.
Dolayısıyla genç, hatta çocuk yaşlardan itibaren spor yapmalıyız. SPOR yaparak hastalıklardan korunmamızın yanında yağ dokumuzu azaltabilir ve sıkı bir vücuda sahip olabiliriz.
SPOR kondisyonu geliştirmesi, hareketliliği ve üretkenliği arttırması sayesinde bireyin kendine güveninin ve benlik saygısının artmasını sağlar. Bu sayede kişinin zinde, güzel, kaliteli ve mutlu bir yaşam sürmesine aracılık eder. Yaşamı tehdit eden en önemli sağlık sorunu olan kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini en aza indirir.Hepimizin yaradılış gereği iskelet ve kas sistemimizi hareket ettirme zorunluluğumuz vardır. Bu sorumluluk her ne kadar hayatımızın ikinci hatta üçüncü sıralarında yer alsada; hareketsizlikten doğan ve yaptığımız işe göre kısıtlı alanlarda çalışma gibi durumların uzun zamanlar sonra bize getireceği boyun sırt ve bel ağrılarını unutmamamız gerekir. Vücüdumuzun egzersiz yapma ihtiyacına ve onca sinyale karşılık vermediğimiz durumlarda size sayısını bile veremeyeceğim bir çok rahatsızlıkla karşılaşmanız muhtemel. Örneğin bel ve boyun fıtığı, kalp sorunları, tansiyon,diyabet, cilt hastalıkları, selülüt vb gibi. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Ama tabiki hiç birimiz bu sorunları kendimize yakıştırmayız.  Hatta en güçlü biziz zannederiz.
Ne zamana kadar?
Hayatımızı sosyal yaşantımızı ve sevdiklerimizle geçirdiğimiz kaliteli zamanları etkileyene kadar. Çoğumuz duymuşuzdur günümüzde doktorlarımız, spor yapmamızı öneriyor. Neden? Çünkü psikolojik veya hareketsizlikten doğan bir çok hastalığın önüne spor yaparak geçebiliyoruz. Psikoloji mi ? Ne alakası mı var? Evet var sevgili okuyan. Spor yapmak en başta mutluluk hormonu salgılamamızı sağlar. Sonraki günlere daha zinde başlamamıza sebep olur. Geleceğimizi bugün yaptıklarımız belirler. Her konuda bu böyle değil midir zaten...
 
Herşeyden önce sağlıklı ol yeter deriz. Sağlıklı olmak için ne yapıyorsunuz. Düzenli doktor kontrolü mü? Sağlık lı beslenmemi? Dogru beslenmemi?  Hepimiz biliyoruz ki spor; sağlık problemleri olanlar, profesyonel düzeyde yarışanlar veya kilo kontrolü için yapanlar tarafından tercih edilir gibi bir algıya sahibiz. Böyle söylüyorum çünkü; çevremizde bu düşüncelere benzer bir çok insan bulunmaktadır. Kilosu ve boyu ne olursa olsun çevresinden duydukları bir yana hiç bir problemi olmayan bir insan neden doğru beslenmeyi ve bu konuda uzmanlaşmış kişilerden yardım almayı istemez ki. Ögrenmenin bilmenin ne zararı var ki. Sağlıklı bir yaşlılık geçirmek istemiyorum diyenleriniz varsa eğer bundan sonrasını okumanıza gerek yok.
 
Bundan başka yaşayabileceğimiz bir vücudumuz yok ki!!!
 
Tamiri zor dönüşü mümkün olmayan sorunlar yaşamaya başlamadan önce neden bunu korumak için uğraşmayalım ve harekete geçmeyelim.
 
 Düzenli egzersiz yapmak eklemlerinize ve kemiklerinize binen yükün azalması sağlar. Vücut kas olarak güçlendikçe duruş bozukluklarımız yok olur. Kendimize güvenimiz artar. Mutlu oluruz. J Mutlu olacaksınız diyorum çünkü; spor yapmanın zorluklarını, alışkanlıklarını edinmeye başlamak; bu konuda düşünmek yerine size bir garanti sunuyorum. Mutlu olacaksınız. Kim istemez mutlu olmayı?
Aklınıza gelen her sporu yapabilirsiniz. Evimizde ve ofislerimizde  her kas gurubu için  egzersiz yapmak bunları planlayarak kategorize etmek ve uygulamak mümkündür. Bu konuda destek alabileceğiniz gibi birebir çalışmalarda tercih edebilirsiniz veya spor salonlarında haftada 3 gün 1 er saat spor yapabilirsiniz. Fitness pilates kişisel eğitim yüzme vb sporlar.
Hiçbir imkanınız yoksa düzenli yürüyüş yapabilirsiniz. Düzenli yürüyüş yapabilmeniz için pahalı egzersiz ekipmanına veya kulüp üyeliğine ihtiyacınız yoktur. Sağlık için elde edeceğiniz tüm kazanımları sağlayabilirsiniz. Yürümeye uygun bir spor ayakkabısı, rahat pamuklu bir egzersiz kıyafeti ve bir şişe su sağlıklı spor yapmanız için yeterlidir.
 
Herkeste bir “Spor öncesi ne yiyeceğim, spor sonrası ne yiyeceğim?” sorunsalı var. Sırf bu yüzden, kulaktan dolma bilgilerle spor öncesi ve sonrası yemek "kaidelerine" sadık kalamadığı için spor yapmayan, hatta yürümeyen insanlar biliyorum. Zaten sporu ertelemek için devamlı bahane arıyoruz. Tutunabileceğimiz en büyük bahane de bu olabiliyor. Şimdi tüm bildiklerinizi bir kenara koyun, size en son güncel ve sağlıklı bilgileri getirdim.
 
Spordan önce ekmek-karbonhidrat, spordan sonra en geç 45 dk içinde 3 tavuk göğsü yemek sadece bir şehir efsanesinden ibaret. Hiçbirimiz Dünya Kadın (veya erkek) Vücut Geliştirme Şampiyonası’na hazırlanmıyoruz. Zaten hazırlanıyor olsak, çok daha dikkatli hesaplanmış bir beslenme düzenimiz olurdu. Bizler sadece sağlık için, haftada 4-5 kez (inşallah!) spor yapan insanlarız. Buyrunuz, bizler için beslenme önerileri:
Spora başlarken ve sporda mutlaka su içiniz. Su içmeyi sadece spor esnasında değil, spor yaptığınız gün, tüm gün devam ettiriniz.
Aynı mantık, beslenme için de geçerlidir. İnanın ama inanmayın, spordan hemen önce yediğiniz şeyin bir gece önce yediğinizden veya 2 gün önce yediğinizden bir farkı yok. Asıl, 2 gün önce yediğiniz şey, performansınıza da sağlığınıza da daha iyi bir katkı sağlayacaktır. Yani 1 saat önce veya 2 saat sonra yediğiniz şeylerin çok da bir önemi yok.
Ferrari’ye bile doğru yakıtı koyarsanız gider. Anlık, hız yapmadan önce koyacağınız 5 litre iyi benzin, arabanın performansını arttırmaz, hatta arızaya neden olur. Tüm deponun iyi benzinle dolmuş olması ve bir süredir deponun içinin temiz olması lazım. Vücut, beslenme ve sporda en iyi sonucu alabilmeyi de bu örnekteki gibi düşünebilirsiniz.
Spordan bir saat önce sindirimi kolay bir şeyler tercih edebilirsiniz. Bu bir yeşil smoothie veya sebze suyu olabilir. İçeriğindeki vitamin ve mineraller spor esnasında ihtiyacınız olan enerjiyi verecektir. Sebze suyu istemezseniz buharlanmış sebze veya çiğ kuruyemiş ezmeleri çok iyi olabilir (badem, kaju ezmesi gibi).
Hipoglisemisi olanlar için spor öncesi iyi yağ alımı çok önemli. Benim eskiden şekerim düşerken, spor öncesi mutlaka bir tatlı kaşığı hindistancevizi yağı veya cevizle peynir yerdim. Spor öncesi ekmek gibi karbonhidratlar, spor esnasında hızla şekerinizin düşmesine neden olabilir.
Eğer iyi yağ yerseniz, iyi yağ yakıp, sonra da yine yağ istersiniz. Bu istediğimiz bir döngü. Eğer şeker veya tahıl yerseniz, muhtemelen şeker yakacaksınız ve devamında canınız yine şeker ve karbonhidrat isteyecektir. Yapacağımız en kötü senaryo, spor öncesi ekmek, tahıl gibi karbonhidrat almaktır. Bu bizi hiç istemediğimiz bir döngüye sokar.
Spor sonrası, mutlaka vücudu alkalize edecekler şeyler yememiz lazım. Spor esnasında salgıladığımız laktik asidin kaslara yerleşmesine izin vermeden, vücuttan uzaklaşması için bol yeşillik ve bitkisel bazlı proteinler, saf hayvansal protein (mevsim balığı, otlamış hayvanların eti gibi) almalıyız. Spordan 1-2 saat sonrasına hiçbir tahıl ve şekeri (meyve dahil) almamamız öneriliyor.

En genel tabloda spordan önce, sonra, her zaman sağlıklı beslenme gerekiyor. Beslenme kötü ise yaptığımız sporun neredeyse hiçbir faydası olmuyor. Bunlar abi-kardeş gibi bileşenler. Mutlaka ikisi birbirini tamamlaması gerekiyor. Biri olmadan diğeri tek başına maalesef işe yaramıyor.