TÜRK’ÜN, UZAYLA İMTİHANI BAŞLIYOR DESEM, HADİ UYDURMA DERSİNİZ.

TÜRK’ÜN, UZAYLA İMTİHANI BAŞLIYOR DESEM, HADİ UYDURMA DERSİNİZ. ŞAKA YAPMIYORUM LAKİN.. 2022 ‘ DE UZAY’ DAYIZ EVELALLAH..
Başkent gündemine göz atıyor iken rastladım bu başlığa.. -Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İlk haberleşme uydumuzu 2022'de uzaya gönderiyoruz” açıklaması yaptı..
Bu arada, başka çarpıcı ifadeler de vardı, dikkat kesildiğim habere konu.
Misal, “18 yılda sulama amaçlı 600 baraj, 423 gölet, bin 457 sulama tesisi yaparak milletimizin hizmetine sunduk” bilgisinde geçtiği gibi.
Dahası, “Son dönemde yaptığımız altyapı sayesinde ülkemiz önemli bir ihracatçı konumuna gelmiştir” çıkışı..
Hele ki; “Çiftçimize verdiğimiz destekleri bu dönemde 12 kat arttırarak, bitkisel üretimimizi 124 milyon tonla cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıkardık” şeklindeki net bilgi.
Başkentli meslektaşlarım, Hülya Keklik - Derya Yetim’ in haberinden söz ediyorum şuan.. Abonesi olduğuz İHA’ da rastladığım bu haberin, bence en dikkat çeken kısmı, Haberleşme uydumuzun 2022’de uzayda yer alması idi.. 
Şimdi bu noktada, sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ ın sözlerine geleyim.
Diyordu ki Reis; , ”İlk haberleşme uydumuzu 2022'de uzaya gönderiyoruz.
Alternatif maliyetleri onlarca milyon dolar olan alternatif projeleri bir süredir ülkemizde yürütecek kapasiteye zaten ulaşmıştık.
Kendi milli siber güvenlik teknolojilerimizi geliştirmek suretiyle güçlü ve caydırıcı bir altyapı oluşturuyoruz.
Mavi vatandan siber uzaya kadar her sahada egemenlik haklarımıza sahip çıkacağız"
Mavi Vatan tanımı bir cümlede geçiyor ise, ayrıca keyif alıyorum.
Biz, Mavi Vatan’ın bir önemli noktasında, Düşmana geçilmezliği tescillenmiş Çanakkale Boğazı’nın çocuklarıyız. Denizin bizlerdeki önemi bir ayrıdır vesselam..
Mavi Vatan denince, bir ayrı irkilirim her daim. Denizler bizler için bir Yurt.. Değeri tartışılmaz bir kazanım..
 Reis, Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunuyordu Başkentte..
Gazi Mustafa Kemal'in 27 Aralık’ta Ankara’ya gelmesinin ardından istiklal mücadelesinin yeni bir safhaya geçtiğinden söz ediyordu önce..
Sonra da; ”İstiklal Harbi'ni bizzat yöneterek gazi sıfatı alan Büyük Millet Meclisi bu vasfını 15 Temmuz'da bir kez daha tescil ettirerek tarihe geçmiştir.
Dün 84. vefat yıl dönümünde rahmetle andığımız Mehmet Akif Ersoy’un 12 Mart 1920’de mecliste gözyaşları içinde okunarak kabul edilen İstiklal Marşı bir asır önce verdiğimiz mücadelenin ruhunu yansıtıyordu.
TBMM’nin kabulünün 100’üncü yılı vesilesiyle 2021’i İstiklal Marşı yılı olarak ilan etti.
Bu ülkenin bir vatandaşı, bu milletin bir ferdi olmanın en başta gelen şartlarından biri İstiklal Marşı’nın 10 kıtasındaki tüm mesajları kalbimize kazımaktır”
Ne de güzel bir vurgu değil mi, Reis’ in altını önekli çizdiği..  “Bu ülkenin bir vatandaşı, bu milletin bir ferdi olmanın en başta gelen şartlarından biri İstiklal Marşı’nın 10 kıtasındaki tüm mesajları kalbimize kazımaktır” dediği..
Sayın cumhurbaşkanı, “Evlatlarımızdan beklentimiz, korkma diye başlayan ve istiklal diye biten bu marşı lafzı ve ruhuyla içine sindirmeleridir” diyerek de pek güzel bir noktaya temas buyurmuşlar bence..
Hele ki sonrası sözleri.. Nefessiz tek seferde okudum denilenleri..
”Çünkü bu marşın her satırı bize önümüze çıkan zorluklar karşısında nasıl davranmamızı gerektiğini anlatan mesajlarla bezelidir.
İstiklal Marşımız bir asır önce millet olarak hürriyetimizi kazanmak, vatanımızı işgalden kurtarmak, kendimize yeni bir gelecek inşa etmek için vardığımız milli mutabakatın ifadesiydi.
Bugün de aynı mutabakatla hedeflerimize doğru yürüyoruz. Türk milletinin binlerce yıllık devlet ve medeniyet davasını 10 kıtada yüreklere nakşeden İstiklal Marşımızı unuttuğumuz gün ayağımıza esaret prangası, boynumuza zillet zinciri vurulmuş demektir.
İstiklal Marşımızda bayrağımızın, ezanımızın, özgürlüğümüzün timsali olarak yüceltilmesi, geçen asrın çeyreğinde verdiğimiz milyonlarca şehidimizin mücadelesinden ilhamladır. Bayrağı bez parçası, ezanı hoparlör gürültüsü, toprağı taş ve kum yığını, vatanı anlamsız bir saplantı, şehadeti sıradan bir ölüm olarak görenlerin İstiklal Marşı’nın manasını kavrayabilmesi elbette mümkün değildir.
Biz, Asım’ın nesli dedikçe içlerini sıkıntı basanların, biz ’tek millet, tek vatan, tek bayrak' dedikçe yüzlerini buruşturanların, biz büyük ve güçlü Türkiye dedikçe kulaklarını kapatanların İstiklal Marşı’na sahip çıkması elbette mümkün değildir.
Çünkü mandacıların, özellikle dünden gelen bu mandacıların bugünkü temsilcilerinin dış güçlerin borazanlığından terör örgütlerinin hamiliğine kadar envaı çeşit ihanetin peşinde koşmaları, İstiklal Marşımıza daha sıkı sahip çıkmamız gerektiğini gösteriyor.
Hamdolsun İstiklal Marşımızdaki her lafzı, her mesajı bedeninin ve ruhunun her zerresiyle özümseyen gençlerimiz var. Hamdolsun bayrak ve ezan hassasiyetini yeri geldiğinde canı pahasına koruyan evlatlarımız var.
Hamdolsun medeniyetine, tarihine, kültürüne, değerlerine sıkı sıkıya bağlı bir nesil var. Ardı ardına yüzüncü yılını idrak ettiğimiz her tarihi hadise bize sahip olduğumuz ülke ve mensubu olduğumuz milleti bir kez daha hatırlatıyor. İnşallah 2023‘te ülkemizi dünyanın en büyük 10 devleti arasına sokarak ecdada layık ve bizden sonraki nesillere örnek bir başarıyı hep birlikte ortaya koyacağız.” Diyordu reis..
Mesaj hayli net, vurgular da öyle idi yani..
Dahası sözleri de vardı lakin, ben, bence en dikkat çekenlerden söz ettim.. Tüylerimi ürperten ifadelerden yani.. Haydin hoşça kalın..Maske, Mesafe ve elbette Hijyen…