Bireysel silahlanmaya her ne kadar karşı çıkan olsa da, bir o kadar çıkmayanlar da var.. Misal ben..

Bireysel silahlanmaya her ne kadar karşı çıkan olsa da, bir o kadar çıkmayanlar da var.. Misal ben..
Konuk yazarımız Mehmet ağabey’ in bahsettiği,  bu konu olunca, yorum yapmadan edemedim.. Ne de olsa, küçüklükten itibaren sevdik, başlarda oyuncak tabanca tüfek. Büyümeye başladıkça, gerçeğine özenmek ve merak.. 
Silah kültürümüzün bir parçası aslında.. Silah olmadan, nasıl kazanılırdı ki onca savaş.. Mesela Çanakkale..!!!
Coğrafyamızda, küçükten bu güne, ne yana baksam, top tüfek vesaire.. Haliyle bir meraktır başladı bende silah..
Mehmet ağabey, Kayseri’den döktürmüş yine.. Başlığı her ne kadar ürküten türden olsa da, çoğumuzun üzerine dakikalarca muhalefet edeceği konuya ilişkindi dedikleri. Silahlanmaya..
Başlığı geliyordu önce, tam da şöyle;”TEDİRGİNİZ...”
Sonra da açıyordu tedirginliği.. Detaylar rakamlar falan ilan..
Dilerseniz, hemen aktarmaya başlayayım kaleme alınanları.. Kayseri’den örekle gelen güncelliğe ilişkin rakamları..
“ >>   Önemli bir bölümü güvenlik ve koruma gereksinimini karşılamak en hafifinden kendini güvende hissetmek amacının yanı sıra silahlanma, terörün şiddetlenmesi ve avlanmaya ilişkin düzenlemelerin de etkisiyle Türkiye'de sivil silahlanma önemli bir artış gösteriyor.” Anlatımı ile yazıyordu Mehmet ağabey meseleyi..
Ve ekliyordu; “Kayseri'de beş binin üzerinde ruhsatlı silah bulunurken,ruhsatsız silah sayısının ruhsatlı silah sayısından 5 kat fazla olduğu konuşuluyor..” diye..
Rakamlar ve adres veriyordu sonra da Mehmet ağabey, Şöyle ki;
“>>    Bireysel silahlanmaya karşı mücadele amacıyla faaliyet gösteren Umut Vakfı verilerine göre, Türkiye'de yüzde 85 i ruhsatsız en az 20 milyon dolayında bireysel silah var ve çok az bir kesim hariç herkes silaha hemen ulaşabilecek yakınlıkta.
'20 milyon silahın 2,5 milyonu ruhsatlı,17 milyonu da ruhsatsız.80 milyonluk ülke nüfusunda her 4 kişiden birine silah düşüyor.
Dünya çapında silaha sahip olma oranları göz önüne alındığında Türkiye 27. sırada yer alıyor.
Türkiye son 10 yılda ruhsatlı-ruhsatsız silah sayısı 10 kat arttı. Türkiye de silahlanma son yıllarda büyük bir artış gösterdi.”
Kişisel görüşümüz farklı olabilir. Lakin, silah kimine göre tehlike, kimine göre korunma aracı. Pahalı bir hobi aynı zamanda.  
Kayserili meslektaşım Mehmet Uzel, “>>    Çocukları bile artık internetten silah sahi olabiliyor, kargoyla silahların kapıya gönderildiği Türkiye'de her 100 kişiden 12'sinde silah var.” vurgsuu yapıyordu.
Sonra yine rakamlarla, Avrupa’daki duruma dikkat çekiyordu.. Meraklısına gelsin o vakit bu bilgiler..
Şöyle yazmış Mehmet ağabey; “Avrupa istatistik Ofisi verilerine göre Türkiye, Avrupa Birliği üye ve üyelik sürecindeki ülkeler arasında cinayet oranlarında en yüksek 3. ülke.
Her yüz kişiden 12 sinde silah var 178 ülke arasında avlanma konusunda 14.sırada. Silah ticareti ile ilgili şeffaflık konusunda 48 ülke arasında 31.sırada yer alıyor.
Güneydoğu Anadolu bölgesi bu yıl artış sıralamasında altıncı sırada.
Evet…Artık en ufak kavgada,silahlar çekiliyor,gözünü kırpmadan basıyor tetiğe,sonrada sallıyor bıçağı..”
Bıçak denmiş iken hazır; Bıçak da ölümcül bir silah bu arada.. Hatırlayın, önceki günlerde bıçaklanarak, pisi pisine giden bir canı..
Mehmet ağabey’ de bu noktada bir yorum getiriyordu aslında, Kayseri örneği ile..
“Maalesef acımasız ve vicdansız bir toplum olduk.Kimse kimseye acımıyor..Kimi zamanda magandalar ortaya çıkmaya başladı. Hava atmak için masum insanların canına kıyıyorlar..
Artık bu işe dur demek zamanı geldi.. Herkesin başına polis tutulamaz..Buna acil bir çözüm bulunmalı..
Geçenlerde,  bir kargo şirketinden paket göndereceğim..Bir baktım koli koli silahlar, tabancalar, pompalı tüfekler getirdiler kargo ile internet üzerinden sattıkları kişilere gönderiyorlar..
Neredeyse her köşede bir silah satış yerleri var.. Adı ister pompalı, ister av tüfeği olsun. Bu kadar rahat  satılmamalı..”çağrısı yapıyordu..
Bu kadar laf gelir de, sonuç denmez mi hiç..!! Denmiş elbet.. Hem de bariz şekilde.
Mehmet ağabey, şöyle yazmış sonuç bölümüne;
“ >>     Sonuçta bir insanın canına mal olabiliyor..Bugün muhtarlarda, gazetecilerde, işadamlarında sayamayacağım bir çok meslek dalında silah ruhsatı taşıma hakkı var..
Bir muhtarda veya gazetecide ne işi var silahın..Muhtar savaşmak için değil,mahallesine hizmet etmek için seçiliyor. Gazetecinin silahı kalemidir..Diğer meslekler içinde geçerli..”
Buraya kadar tamam elbet.. Benim takıldığım, Gazeteci ruhsat bedelini ödüyor 5 yıllık binlerce lira, Muhtar bir kez seçildi mi, ömür boyu muaf oluyor silah ruhsat harcından.. Benim de bu konuda eleştirim var..
Gazeteci, dosttan çok düşman biriktiriyor mesleği sürecinde.. Haliyle, dağ başındaki haber konusunda, kendini güvende hissetmeli bir ölçüde..
Dosttan çok düşman biriktiren gazeteci, edinmesin bir silah da , ne yapsın sahi..!!! Kalemi gösterip mi koruyacak  kendini..