Haftalardır trafiğe kapalı durumdaki yol için, sanırım Mahkemelerin açılması bekleniyormuş..

Haftalardır trafiğe kapalı durumdaki yol için, sanırım Mahkemelerin açılması bekleniyormuş..
Davalı tarafların talebi doğrultusunda, Bilir kişi atanacak, sonra da zarar ziyan tespiti ve onarım sonrası açılış..
Günler günleri takip etti, haftalar haftaları bir garip şekilde kovaladı… Cezaevi önünden geçip, şehre hem girişi hem de çıkışı sağlayan o yol, adeta çok bilinmeyenle denkleme ya da şöyle mi demeli; ‘muammaya dönüştü..!’
Bayram tatili boyunca, bir nevi gerilime nedendi kapalı yol. Bayram tatilcilerin gelişi ve dönüşü sırasında, çilenin adresi de olmadı değil o yol..
Çanakkale’nin yabancısı misafirler, bilmedikleri mahalle aralarından, yürekleri ağızlarına gelircesine yol aldı. Aralardan, dolaşa dolaşa, mecburu istikamet aradı. O mecburi istikameti aramak dahi yorulmacaydı..
Günler geçti, değişen olmadı.. Beklenen Bilirkişi gelmedi, ya da gelmesi için daha vakit erkendi. Başta söyledim ya, sanırım Adli tatilin sona ermesi bekleniyormuş.. Ya Eylül değil de, Kasım Aralık gibi bitse idi adli tatil, o vakit ne olacaktı, bu soruyu akla düşürmemek şu sıralar elde değil..
Yazmak ve çizmekle olmuyor bazı şeyler.. Vatandaşın derdine tercümanlık yapmak elbet bizler için hiç yorucu değil. İşimiz sonuçta, dile geleni işitmek ve de aktarmak..
Vatandaşın sorun yaşadığı, şikayetçi olduğu konuları dile getirip, çözüme katkımız olduğunda yaşadığımız mutluluk bize yeter ve artar.
“Mesele Çanakkale ise gerisi teferruattır..”  der, Çanakkale’nin meselelerini dert ediniriz evelallah…
Dünya kenti Çanakkale’de, uzunca süredir şikayet konusu bu yol bir gün açılır elbet..  Yine eskisi gibi giriş ve çıkışı sağlar, şehre yabancı misafirlerin şu sıralar yaşadığı sıkıntı son bulur..Bekleriz, Eylül’e ne var şunun şurasında..
Çanakkale bir garip şehir…
Bir o kadar da şanslı bir şehir.. Köprüsü, Ezine OSB’ si falan sıralar olur isek, yatırım bütçesinden aslan payını kapan ender şehir..
Pek yakında tünellerimiz de geçit vermeye başlayacak. O vakit, şehre sınırlarından başlamak üzere ulaşım pek bi rahatlayacak. Hele köprü de oldu mu du, bak o vakit Çanakkalemin keyfine..
Ulaşılır şehir, ulaşımı rahat şehir diye, ne de hava yaparız bizler.. Ne caka satarız ama, köprümüz dünya devi diye..
Sahi, 1915 köprümüzün son durumundan haberdar mısın Çanakkale?
Bildiğim kadarı ile aktarayım; Çalışmalar en hızlı şekli ile sürüyor.  Üstelik aralıksız..
Ne rüzgar, ne fırtına, ne yağmur ne kar.Ve de mesela korona da engel olamıyor yükselişe..
Oysa ki korona illeti, hayatı pek çok anlamda olumsuz etkiledi.. Sahiller dahi, endişe içinde gidilen adresler oldu malum..
Ölümcül virüs için, bazılarımız hayli temkinli, dikkatli ve de kurallara uyar.Bazılarımız yine hayli vurdumduymaz.. Kimsenin umurunda değil bazı anlarda, maske, mesafe ve de hjiyen..
Çarşıda, sokakta, bazılarımız uyuyor kurallara, bazılarımızın umurunda değil lanet olası şu korona..
“Ne var ki?” diye sorandan, “Sana ne ki..” diye çıkışanına, bir garip durumdayız sokakta.. Uyarmaya gör hele, yiyorsun fırçayı vatandaş Alibeyden..
“Çanakkale bir garip şehir..” der iken, biraz yukarılarda, tam da bu gariplikten söz ettim aslında. Yoksa, garip der iken Çanakkale için, kimisiz kimsesiz anlamında demedim..
Nasıl olabiliriz ki ayrıca kimisiz-kimsesiz. Türkiye’nin atası yatıyor bu topraklarda. 
‘Dedeciğim ben geldim’ diye koşan bir neslin, atası şehit düşmüş bu şehrin toprağında.. 
Sorumluluğumuz bu şehre öyle büyük ki aslında, en başta şehit atamıza var sorumluluğumuz. Bize vatan edilen bu yurt toprağında, vatandaşa hizmet için bir çivi dahi çaksak, sevaptır be kardeşim..
İşte bu sevap anlayışından, her kim der döküyor ise bu topraklarda, başta Şehitlerimiz razı olur onlardan, sonra da nesli biz evlatlar, torunlar.. Bilmem anlatabildim mi..???
Lafı uzatıp, konuları birbirinden ayırıp, sadece kafiye olsun diye lakırtılar ettiğim doğrudur ayrıca.. Seviyorum ben yazmayı, hele bir de göndermeli olunca satırlar, keyfine varamıyorum vesselam..
Biz Çanakkaleliler için, başka Çanakkale olmayacağı gibi, Türk Milleti için de, yaşam süreceği başka Türkiye yoktur malum.. Türkiye Sevdası; içinde ölesiye var olan her birimizin ilk ve son sevdası..
Türkiye ise mesele, gerisi teferruattır bizlerde. Hele ki vatan.. Kati çizgilerimiz vardır..
Vatan ise mesele, gerisi elbet teferruat..
Bu aralar, birileri bir hinlik peşinde imiş öyle işittim..
Geçen aylarda kapanan bir defteri aralayıp, şöyle başka ilçeleri kızıştırma hedefinde imiş o birileri..
Çevre bahane, eylem şahaneciler sizi.. Sizi gidi sizi…
Bir süredir Pirim alınamayan kaynakları zorlamaktan vazgeçip, başka kaynaklara yönelmiş o birileri. Oluşumlar buluşumlar.. Planlar projeler.  Haa bu arada, bir de il dışı katkılar.. 
 Boş değil bu topraklar. Altında erenleri, üstünde Vatan sevenleri ile Memleket sevdalıları..
Her daim Devlet bilir, Devlet tanır insanları ile bir garip Çanakkale’ yiz aynı zamanda.  Çünkü; İlk Sevdalandığımızdır yüce Vatan..
Kargaşık, burgaşık sözler ettiğimi düşünenler olabilir şu an.. Lakin, birileri anlasın yeter.. Gerisi bize teferruat.. Zaten anlamıştır o birileri. Sizi gidiler sizi...