108 yıl sonra yine  İstanbul Erkek Lisesi son sınıf öğrencileri ağbeylerinin şehit olduğu Kanlı sırtta bir tören düzenleyerek andılar.Balkan Savaşı’nın hemen ardından Birinci Dünya Savaşı başlayınca Karaköy’de bulunan Saint Benoit Lisesi’ne hükümet el koyar ve okul binası İstanbul Sultanisi’ne tahsis edilir.1918 yılına kadar bu binada eğitimine devam eden okulun bir bölümü savaş yıllarında hastane olarak kullanıldığından duvarlar zamanın hastane rengi olan sarıya boyanır. 1915 yılında Çanakkale Savaşı’nın başlamasıyla 50 İstanbul Sultanisi öğrencisi, vatanlarını savunmak için gönüllü olarak savaşa katılırlar. Ancak 18 Mayıs’ı 19 Mayısa bağlayan gece saat 03.30 da, II. Tümene bağlı öğrencilerin hepsi Kabatepe’de şehit düşerler. Öğrencilerin şehit olduğu haberi okula ulaşınca, okul koyu bir yas havasına bürünür. Geride kalan öğrenciler matemlerini dile getirmek için şehit arkadaş ve ağabeylerinin anısına pencere pervazlarını ve kapıları siyaha boyarlar. Okulun renklerin böylece sarı – siyah olarak benimsenir. Bu iki renk, o tarihten bugüne kadar dayanışma ve beraberliğin simgesi olmuştu. Renklerini geçmişinden alan sarı siyahlı öğrenciler, 30 yılı aşkın süredir geleneksel hale getirdiği ağbeylerini anmak için Kanlı sırtta anma töreni düzenlediler.
 108 yıl önce vatan savunması için gönüllü geldikleri Çanakkale şehit olan 50 gönüllü İstanbul Erkek Lisesi öğrencisini anmak ve geleneksel hale gelen rozet takma törenine  150 hazırlık sınıfı öğrencisisarı siyah elbiseleri ile katıldılar. Kanlı Sırt Mevkiinde gerçekleştirilen törene Bakanlık müşaviri Hüseyin Özcan, Okul müdürü Hüseyin Sarı, Öğrenci birliği başkanı Ertuğrul Talha Özdemir,  İstanbul Erkek Lisesi Okul Aile Birliği, İstanbul Erkek Lisesi Derneği yöneticileri, İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı yöneticileri, Sakarya İzci Grubu ve İEL Bisiklet Grubu ve sarı siyah öğrenciler katıldı. 30 yıldır kanlı Sırtta düzenlenen tören Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının ardından başladı.
Öğrenci birliği başkanı Ertuğrul Talha Özdemir “Bugün bir dönemin daha sarı siyah ile birleşmesine tanıklık ediyoruz.  Bunu da bu ruha en uygun günde saatte ve mekanda gerçekleştiriyoruz.  Bundan 108 yıl önce ağbeylerimiz vatanı ve aydınlık geleceğimizi savunmak uğruna  okullarını son sınıflarında terk ederek mücadele verdiler.  Tam da 18 Mayıs’ı 19 Mayıs’a bağlayan gece  03:30’da  bu amaç uğruna hain bir saldırı sonucu  şehit düştler. Üzerinden bir asır geçmesine rağmen  kardeşleri olarak buraya geliyorsak  ve bizden 100 yıl önce yaşamış büyüklerimize ağbey diyebiliyorsak  hu şehitlerin ruhu sayesindedir.  Biz kardeşleri olarak zerimize düşen, onların emanetlerini sonsuza kadar korumak  ve aydınlık geleceğe ulaşmak için çalışmaya devam etmektir.  Biz gençler vatan ve gelecekten saptığımız anda  ülkenin geleceği tehlikeye girmiş demektir.  Bu mekanın her dakikasını ruhunuza işleyin.  Bu sözleri aklınızdan çıkarmayın  ve şu anda burada tüylerinizi diken dikeneden bu hissiyatı  asla kaybetmeyin. Unutmayın ki okulumuzu ve ülkemizi daha ileriye taşıyalım” dedi.
 
 Okul müdürü Hüseyin Sarı “Her karış toprağında şüheda, her karış toprağında güzel insanlar barındıran 108 yıl önce ‘Ben size Taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum’  denilen bir atmosferi soluyoruz.   Böyle bir atmosferde böyle bir zafer çıkmasaydı. Bu cümlenin arkasından çok değişik eleştiriler alınabilirdi. Ama kahramanlar işte böyle zamanlarda ortaya çıkıyor.  Bizim Türk Milleti olarak  zaman zaman böyle kahramanlara ihtiyaç duyduğumuz söz konusu olabiliyor.  Karşımda duran sarı renkli gömlekli ve sarı siyah renkli kravatlı sevgili gençler,  sizler bu milletin gerçek sahiplerisiniz. Abileriniz, ablalarınız öyleydi ve sizler de öyle olacaksınız. Hani Yahya Kemal Süleymaniye Camisinde ‘Bayram Sabahı’ şiirini yazarken  hem camiyi dolduranlar hem de camideki bütün ervahla beraber  200 milyonluk bir Türk Milletini  hayal ediyordu.  Burada birkaç insan da bizimle beraber görmediğimiz alanda  kendi varlıklarını gösteriyordur diye düşünüyorum.  Bu Millet yabana atılacak bir millet değil. Zaman zaman adresinde zorlanan , bu kadar ızdıraplara rağmen ölçümlediklerinde  aslında birlik ve beraberlik içinde  olduğunu her daim gözlemliyoruz.  Bugünün atmosferinde, coğrafyasında aslında bizim  birbirimizi daha çok sevmemize, Yunus’un diyarında, Mevlana’nın diyarında  birbirimize daha çok sahip çıkmamıza ihtiyacımız var diye düşünüyorum.  Birlik olamazsak, millet olamazsak yapacağımız ilimlerin hiçbir kaydı yok.  Onun için ben sizlerin İstanbul Erkek Lisesine sahip çıkmanızı ve 50  ağbeyinizin bizim için şu an ayaklarımızın altındaçiğnediğimiz toprağın içinde, kanlarının her bir karışına yayıldığını  hatırdan çıkarmamanızı temenni ediyorum”  dedi.
 Konuşmaların ardından İstanbul Erkek lisesi hazırlık sınıflarında okuyan 150 hazırlık sınıfı öğrencisine İstanbul Erkek Lisesi Rozeti Takıldı.150 İEL hazırlık sınıfı öğrencisi rozetlerini aldıktan sonra Sarı Siyah Camiaya kabul edilmiş oldular.
 Cuma Deren