Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar sabah Hatay'da depremin yaralarının sarılmasına yönelik çalışmaları, ardından ise Şanlıurfa'da sel baskını sonrasında yapılan su tahliye ve temizlik faaliyetlerini incelemesinin ardından Ankara'ya gelerek Millî Savunma Bakanlığında düzenlenen 18 Mart Şehitler Günü Töreni'ne katıldı.

Törene Bakan Akar’ın beraberinde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan'ın yanı sıra Bakan Yardımcıları Yunus Emre Karaosmanoğlu, Şuay Alpay ve Muhsin Dere ile karargâhta görevli personel katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan törende konuşan Bakan Akar, sözlerine Kahramanmaraş merkezli depremlerde ve Şanlıurfa'daki sel felaketinde hayatını kaybedenlerle şehitlere rahmet, yaralılara şifa dileyerek başladı.

Depremle mücadelenin yanı sıra Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı, en yoğun faaliyetlerinin icra edildiği bu dönemde TSK tarafından her türlü arazi ve iklim şartlarında "Hudut namustur!" anlayışıyla sınırların güvenliğinin sağlandığını belirten Bakan Akar, "terörü kaynağında yok etme" stratejisiyle yurt içinde ve sınır ötesinde başta PKK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı mücadele edildiğini vurguladı.

Irak'ın kuzeyinde teröristleri taşıdığı belirtilen helikopterin düşmesine ilişkin de Bakan Akar, "PKK/YPG destekçileri, teröristlere helikopter vererek bir kez daha suçüstü yakalanmışlardır. Bunların beyhude çabalar olduğunu artık anlamaları lazım. Terörle mücadelemiz en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar aralıksız devam edecektir." ifadesini kullandı.

24 Temmuz 2015'ten bugüne kadar yurt içinde, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde toplam 37 bin 647, sadece bu yılın başından itibaren ise 306 teröristin etkisiz hâle getirildiğini açıklayan Bakan Akar, şunları söyledi: "Terörle mücadelenin yanı sıra kahraman ordumuz tarafından, denizlerimizde ve semalarımızdaki hak ve menfaatlerimiz azim ve kararlılıkla korunmakta, başta KKTC, Azerbaycan ve Libya olmak üzere dost, kardeş ve müttefiklerimizin haklı davasına destek olunmakta, aynı zamanda yedi iklim üç kıtaya barış, huzur ve adaleti götüren atalarımızdan aldığı ilhamla, başta Karadeniz Tahıl Sevkiyatı Anlaşması olmak üzere benzeri girişimlerle bölge ve dünya barışına da katkı sağlanmaktadır. Temennimiz, bu dönemde taraflarla yapmakta olduğumuz görüşme ve yazışmalar sonucunda Tahıl Sevkiyatı Anlaşması'nın başlangıçta belirlenen koşullarda devamı ve bölgede ateşkesin, barış ve istikrarın bir an önce sağlanmasıdır."

EN BÜYÜK PAY KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZ VE GAZİLERİMİZE AİTTİR
Şanlı Türk ordusunun bugüne kadar elde ettiği tüm başarılarda en büyük payın kahraman şehitlere ve gazilere ait olduğunu dile getiren Bakan Akar, onların kahramanlık ve fedakârlıklarının asla unutulmayacağını, nesiller boyu minnet ve şükranla anılacaklarını söyledi.

Asil Türk milletinin, TSK'nın şehitlerine, gazilerine ve değerli ailelerine daima minnettar olduğunu ifade eden Bakan Akar, "Biliyoruz ki fedakârlıklarınızın karşılığı yok. Bizler kederde ve kıvançta bir ve beraber olan büyük bir aileyiz. Devletimiz, tüm kurum ve imkânlarıyla sizlerin yanındadır. Müsterih olunuz ki aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin tek damla kanını bugüne kadar yerde bırakmadık bundan sonra da asla bırakmayacağız. Gözyaşlarınızın hesabını sorduk, sormaya devam edeceğiz. Sizlerin bizlere olan güveni, desteği ve duasıyla aşamayacağımız hiçbir engel, başaramayacağımız hiçbir zorluk yoktur." diye konuştu.

Bakan Akar, "Peygamber ocağı" olarak da bilinen TSK'nın binlerce yıllık şanlı tarihinden süzülüp gelen millî, manevi ve mesleki değerleriyle, asil milletin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla, aklın ve bilimin ışığında, anayasa çerçevesinde ve yasalar doğrultusunda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan başlayan sapasağlam hiyerarşik yapı içinde, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görevinin başında olduğunu belirtti.

Millî Savunma Bakanı Akar, şunları kaydetti: "Bu vesileyle Sultan Alparslan'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve bugüne kadar bin yıldır bize vatan olan bu topraklarda bu günlere, bu seviyelere gelmemizde emeği geçen, katkı sağlayan bütün devlet büyüklerimizi, komutanlarımızı ve asil milletimizi saygı ve şükranla anıyorum.
Başta Çanakkale şehitlerimiz olmak üzere tüm şehitlerimizi, ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyor; hayatta olan kahraman gazilerimize, şehit ve gazilerimizin siz kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum."

Depremlerde ve sel felaketinde hayatını kaybedenlere, silah ve mesai arkadaşları ve ailelerine, şehit ailelerine Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara ve gazilere şifa dileyen Bakan Akar, "Ayrıca şu anda karada, denizde ve havada, zorlu iklim ve arazi şartlarında kahramanlık ve fedakârlıkla görev yapan tüm silah ve mesai arkadaşlarıma da kazasız, belasız, hayırlı, başarılı görevler diliyorum. Yurt içinden ve yurt dışından gelerek deprem bölgesinde görev alan, yaraların sarılmasına gayret gösteren, katkı sağlayan herkese şükranlarımı sunuyorum. Sizleri bir kez daha sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum." ifadelerini kullandı.

130 YILLIK OSMANLI SANCAĞI
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar tören salonuna gelişinde beraberindeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile şehit ailelerini tek tek selamladı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende ayrıca 130 yıllık Osmanlı Sancağı, Harbiye Askerî Müze Komutanlığına teslim edildi.

25 Mart 1893’te Katar’daki Osmanlı kalesine yardıma giden Binbaşı Yusuf Bey kumandasındaki Osmanlı birliğine ait sancak, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın direktifleri doğrultusunda Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katkılarıyla yurda getirilerek Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar'a verilmişti. Bakan Akar da törende sancağı sergilenmek üzere Harbiye Askerî Müze Komutanlığına teslim etti.

Törenin ardından Bakan Akar, beraberindeki TSK Komuta Kademesi, şehit aileleri, gaziler ve onların yakınları ile erbaş-er yemekhanesine geçerek Mehmetçik ile akşam yemeği yedi. (Kaynak: www.msb.gov.tr)