Koronavirüs Sürecinin başından bu yan özellikle vakaların artmasını önlemek amacı ile atılan adımların yanlış olduğunu ve doğru adımlar atılması için sürekli uyarılarda bulunan Sağlık sendikalarının söylediklerine kulak tıkandı. Bu nedenle seslerini daha iyi duyurmak için sendikalar bu kez Sağlık İl Müdürlüğü önünde toplanarak basın açıklaması gerçekleştirdiler.  Sendikalar adına açıklamay yapan Çanakkale Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy “Böyle olacağını başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bütün yönetenler biliyordu. Ancak tüm uyarılarımıza rağmen gereken önlemleri almak yerine tabloyu seyretmekle yetindiler. Baştan beri yaptıkları gibi hala salgını yönetmek yerine algıyı yönetmeye çalışıyorlar; ‘aşı umudu tacirliği’ yaparak insanları oyalıyorlar. Mızrak çuvala sığmayınca da ‘Maske, Mesafe, Hijyen’ tekerlemesiyle suçu vatandaşlara atıyorlar” dedi.

Salgının en başından beri Koronavirüs ile ön safta mücadele eden ve her fırsatta sağlık alanında yaşanan sorunlar, sağlık çalışanları dinlemeden atılan adımlar ile ilgili bilgiler veriliyor. Türk Tabipler Birliği başta olmak üzere özellikle vakaların artmasını önelemek amacı ile atılacak adımlar konusunda yapılan tüm çağrılar sonuçsuz kalınca bu kez de Tüm Türkiye’de eş zaömanlı olarak Türk Tabipleri Birliği Çanakkale Tabip Odası Başkanlığı, Türk Dişhekimleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, Türk Hemşireler Derneği ortaklaşa bir basın açıklaması gerçekleştirdi.  Sağlık sendikaları seslerini duyurmak için de bu kez Sağlık İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptılar.
Sağlık Sendikaları adına Çanakkale Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy yaptığı açıklamada “13 Nisan Çarşamba günü Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan iki haftalık “kısmi kapanma” 1 Mart’tan bu yana uygulanan ‘kontrolsüz normalleşememe’ halinin ne denli başarısız olduğunun ifadesidir. Yeni kısıtlamalar adı altında alınan önlemler de iktidarın pandemi sürecine dönük bilimdışı bir anlayışın ürünüdür. Alındığı söylenen önlemler, ölümleri durdurmayacak, sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorlu koşulları değiştirmeyecektir. Pandemi yoksulları ve işçileri vurmaktadır. Her gün bir uçak dolusu yurttaşımızı toprağa veriyoruz. Her gün yurttaşların onbinlercesini hasta eden pandemiyle ve pandeminin kötü yönetimiyle karşı karşıyayız. İktidar bilimin, meslek örgütlerinin sesine kulağını tıkamakta, sermayenin çıkarlarına uygun kararları uygulamaktadır. Bu tedbirler paketi halkı oyalama paketidir” dedi.

Mızrak Çuvala Sığmayınca ‘Maske, Mesafe, Hijyen’ Tekerlemesini Tekrarlıyorlar
Basın açıklamasına katılan sendikalar adına gerçekleştirdiği konuşmasında baştan beri slgını yönetmek yerine algıyı yönettiklerini belirten Güleda Erensoy “Yaşadıklarımız, Gabriel Garcia Marquez’in ‘Kırmızı Pazartesi’ romanındaki gibi her şeyin herkesin gözü önünde olmasını andırıyor. Böyle olacağını başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bütün yönetenler biliyordu. Ancak tüm uyarılarımıza rağmen gereken önlemleri almak yerine tabloyu seyretmekle yetindiler. Baştan beri yaptıkları gibi hala salgını yönetmek yerine algıyı yönetmeye çalışıyorlar; ‘aşı umudu tacirliği’ yaparak insanları oyalıyorlar. Mızrak çuvala sığmayınca da ‘Maske, Mesafe, Hijyen’ tekerlemesiyle suçu vatandaşlara atıyorlar. Bir yıldır her zaman olduğu gibi mesleğimizin ve meslek örgütümüzün üzerimize yüklediği sorumlulukla söylenmeyeni söylemeye, görünmeyeni görünür kılmaya çalıştık. Halk sağlığını önceleyen bilimsel bilgiler ışığında salgının ilk gününden itibaren Sağlık Bakanlığı ile görüşmeler talep ettik, randevu taleplerimize yanıt gelmedi. 50 metreye varan yazılar yazdık, cevap alamadık, medya aracılığıyla uyardık yapılması gerekenleri söyledik ama duyulmadık. Bugün buradayız çünkü duymama görmeme şansınız yok, bugün buradayız çünkü ölümleri görmeye tahammülümüz kalmadı, meslektaşlarımızın tükendiğine tanıklık etmeye tahammülümüz kalmadı. Bugün geldiğimiz noktada, eksik, yanlış, tutarsız politikalar, başarısız salgın yönetimi neticesinde kontrol altına alınamayan Covıd-19 pandemisi üçüncü ve en büyük pikini yapıyor. Günlük vaka sayıları 60 bine dayandı, can kayıpları gerçek rakamların ancak üçte birini yansıtan resmi rakamlarda bile 250’yi aştı. Hastanelerimiz Covıd-19 hastalarıyla doldu, yeni açılan servisler dahi ihtiyacı karşılamaya yetmiyor, yoğun bakımlarda yer bulunamıyor. Her gün çaresizlik içinde yeni ölümlere tanıklık etmekten tükeniyoruz. Bu tablodan sadece Covıd-19 hastaları değil, Covıd-19 dışı hastalarımız da mağdur oluyor, ertelenemez sağlık sorunları için gereken hizmete ulaşamıyorlar” dedi.

Geç Kaldınız Önlenebilir Ölümleri Önleyemediniz
Güleda Erensoy “Bu kâbusu hep birlikte durduralım. Türk Tabipleri Birliği olarak bugün, bu saatte sağlık çalışanları olarak iktidarı uyarmak, topluma çağrıda bulunmak için ‘yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz! Ölümleri Durdurun!’ diye haykırmak için Ankara’da Ulus Meydanı’ndayız ve Türkiye’nin bütün illerinde de Sağlık Müdürlükleri önündeyiz. TTB olarak iktidarı bir kere daha uyarıyoruz: Geç kaldınız, önlenebilir ölümleri önlemediniz! Her gün yüzlerce insanımızı kaybettiğimiz son durumda acil adımlar atılmalıdır:  Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli; sağlığa bütüncül bakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır. Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir. Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanıp salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan veya hastaneye gelmeden gerekli adımlar atılmalıdır. Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan; AVM, fabrika, lokanta, atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün, tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Zorunlu üretim alanlarında çalışanlar için işyerine ulaşmada ve iş yerlerinde fiziksel önlemler alınmalı, dönüşümlü çalışma modelleri ile çalışma ortamlarında bulunan sayısı azaltılmalıdır.

Uluslararası Ulaşımı En Aza İndirin
Alınması gereken önlemlere de değinen Çanakkale Tabip Odası Başkanı Güleda Erensoy “ Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurtdışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır. Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı temini ile ilgili süreç şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır. Mevcut durumda hızlı aşılama salgınla mücadelenin en önemli parçasıdır. Aşıda patenti ortadan kaldıracak uluslararası adımlar atılmalıdır. Sağlık çalışanlarının mevcut pandeminin yükü yetmezmiş gibi iktidarın vurdumduymazlığıyla daha da tükendiği görülmelidir. COVID-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi gibi basit bir adımın bile atılmaması halen bir ayıp olarak ortada durmaktadır. Halen atanmayı bekleyen ve KHK ile gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş tüm sağlık çalışanları hızla salgınla mücadelede yerlerini almalıdır. Sağlık çalışanları artık dinlenebilmelidir” dedi.

TTB Bilimsel Çalışma Sorumluluğu Almaya Hazır
Bilim insanlarına da çağrıda bulunan Güleda Erensoy, Sağlık Bakanlığının çizdiği bilimsel çalışma kriterlerinin dışına çıkılması gerektiği ve bu anlamda Türk Tabipler Birliğinin bu sorumluluğu almaya hazır olduğunu belirterek “Bilim insanlarına çağrımızdır: Verilerin kamuoyu ile paylaşılmadığı, bağımsız bilimsel çalışmaların engellendiği şartlarda sınırlı sayıda da olsa eldeki mevcut verileri ile ülkenin, bölgelerin, risk gruplarının özgün durumlarının gösterilmesi gerekir. Bilim insanları yayın üretme konusunda Bakanlığın çizdiği çerçevenin dışına çıkmalıdır; TTB bilimsel sorumluluğu almaya hazırdır. Topluma çağrımızdır: Sosyal haklarımızın korunması; temel gıda, su, ısınma, barınma, temizlik ihtiyaçlarınızın karşılanması salgınla mücadelede iktidarın görevidir. Temiz hava, güneş ve fiziksel hareketliliğinizi sağlayacak alanlar ve düzenlemeler organize etmek yine iktidarın sorumluluğundadır. Ekonomik çıkarlar için sağlığımızı hiçe atarak çalıştırıldığımız işyeri ortamlarına gitmemeyi talep etmek en doğal sağlık hakkı talebimizdir. Hareketliliği azaltıp bulaşı önlememiz için ekonomik destek, zamanında aşılanma, şeffaf bilgi edinme yurttaşlık haklarımızdır” dedi.

Yanlış Politikalarda Israr Edilmesi Sosyal Cinayettir
Erensoy “Uyarılarımıza rağmen yanlış sağlık politikalarında ısrar edilmesi, sosyal cinayettir. Toplumun ve sağlık çalışanlarının canını ve sağlığını riske atan vurdumduymazlığına daha fazla tahammülümüz kalmamıştır. Siyasi ve ekonomik çıkarları değil insanı önceleyin! Artık tükendik, söylenecek sözümüzü tükettik. Çığlığımızla buradayız! Bu çığlık hepimizin!” dedi.
 
Şerife Erdem