Sanayi devriminden bu yana başlayan köyden kente göçler, son yıllarda ülkemizde tarımsal üretimin azalması ile köyler adeta hayalete dönüştü. Yapılan göçler sonucunda  köylerde okuyan çocukların da azalması nedeni ile taşımalı sisteme geçildi ve bir çok köy okulu kapatıldı. Kapatılan köy okulları ise kaderine terk edilerek  harabeye dönüyor.  Bu kaderi yaşayan köylerden biri olan Lapseki İlçesine bağlı  Yeniceköy Köyün okulu da harap halde. Harabeye dönen okullar neden başka bir amaç için kullanılmıyor sorularını da akla getiriyor.

Eğitimde son yıllarda en çok konuşulan konulardan bir tanesi de taşımalı eğitim sistemi oldu. Refah ve eziyet payı daha yüksek bilinci ile Köyden kente yapılan göçlerin nedenine bir yenisi daha eklendi. Köyde çiftçilik yapan vatandaşların ürettiği  ürünlerin kar etmemesi üstelik tarlalarda mahsullerin kalması dolayısı ile ekimi bırakmak zorunda kalırken, daha bir iyi bir yaşam için köyden kente göç ediyor. Bu durumda köylerin nüfusu gittikçe azalırken  şehirlerin nüfusu ise gittikçe kalabalıklaşıyor. Köylerde yaşanan nüfus azlığı nedeni ile azalan öğrenciler için Milli Eğitim Bakanlığı ‘Taşımalı Eğitim’ başlamıştı. Bu sistem de başka sonuçlar doğurdu. Boşalan köy okulları adeta harabeye döndü.

Eğitimde taşımalı sisteme geçildikten sonra adeta kaderine terk edilen Yeniceköy Köy okulu da bu kaderi yaşadı.  Bir dönem Yeniceköy köy okulunda birçok öğrencinin eğitim gördüğü okul şimdilerde harabe görüntüsü  ile eski günlerini özlüyor. Okulun öğrenciler ile dolu olan sınıflarında ise bakımsızlığın izlerini taşıyor.  Yıllar önce kapısına kilit vurulan okula ne amaçla girildiği belli olmayan kişiler camları kırarak içeriye girmiş ve bazı kitapları yakmış. Okulun içler acısı yanmış kitap ve dolap parçalarının arasında atılan Atatürk büstü de adeta kurtarılmayı bekliyor. Okul içinde sınıflarda yakılan ateşten yanan ve kararan Atatürk büstü adeta ‘eğitim böyle verilmez’ der gibi bakıyor.

Yeniceköy’ün yanı sıra taşımalı eğitime geçen tüm okullar aynı kaderi paylaşıyor.  Taşımalı eğitim ile boşaltılan ve harabeye dönen bu binalar ile ilgili bir çok soru işareti de akıllara getiriyor. Okulun içler acısını gören herkes, bu bina kimin sorumluluğunda?, muhtarlara neden teslim edilmiyor? Kooperatifçilik başta olmak üzere köylülerin gelirini arttıracak işler için neden kullanılmıyor? Halk Eğittim Müdürlüğü Burada köylüler için kurs açsa güzel olmaz mı? Gibi sorular peş peşe soruluyor.
 
Şerife Erdem