Çarşamba günü gerçekleştirilen Demokrasi Atılım Partisi (DEVA) Çanakkale 1. Olağan Kongresine katılan Eski Ekonomi Bakanı ve yeni partisi DEVA Genel Başkanı Ali Babacan yaptığı konuşmada adeta ekonomi dersi verdi. Türkiye’nin karşılaştığı özellikle ekonomik sorunların çözümü için DEVA Partisinin hazır olduğu mesajı veren Ali Babacan, Hükümetin artık miladını doldurduğunu da sözlerine ekledi.

Babacan “Bu kötü yönetimin sonu yaklaşıyor. Bugünkü iktidar, miadını doldurdu. Artık Türkiye’nin bir DEVA’sı var. DEVA Partisi hazır. Emaneti teslim almaya geliyoruz! Biz ülkemizi topyekun refaha erdirmeye geliyoruz” dedi.
Eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan önderliğinde kurulan Demokrasi Atılım Partisi (DEVA) kısa sürede il temsilciliklerini oluşturdu. Teşkilatlarını oluşturan illerden birisi de Çanakkale oldu. Pandemi dolayısı ile ertelenen 1. Olağan İl Kongresi Çarşamba günü Genel Başkan Ali Babacan’ın da katılımı ile gerçekleştirildi. Kolin Otelde gerçekleştirilen Kongre'de konuşan ve adeta ekonomi dersi veren DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan,   Hükümetin ekonomi politikasını ve Cumhurbaşkanlığı Sistemini eleştirdi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Yaptığı Açıklamada “Son dönemde yaşadıklarımız ülkemizin içler acısı durumunu apaçık gözler önüne seriyor. Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen, ancak aslında tam bir sistemsizlik olan bu sürecin, ülkemizi nasıl bir tıkanıklığa soktuğunu görüyoruz. 2017’deki Anayasa Referandumu ve 2018 seçimleri öncesinde ne demişlerdi, ‘koalisyonlar dönemi bitiyor’, ‘hızlı karar alacağız’, ‘ülkemizi güçlendireceğiz’, ‘ekonomimizi kalkındıracağız’ diyorlardı. Başkanlık sistemini çalışmış, sözüm ona uzmanlaşmış hukukçuların şu andaki uygulamakta olan bu sistem nasıl sizi desteklediğini, vatandaşlarımızın nasıl bu konuda aldatıldığı apaçık kayıtlarda mevcut. O gün de inanmamıştık ama, bunların hepsinin boş vaatler olduğunu iki senede çok acı bir şekilde gördük. ‘Başkanlık Sistemi gelecek, koalisyon dönemi bitecek’ diyorlardı. Bunun nasıl bir aldatmaca olduğunu hep beraber gördük. Şu anda aslında bir koalisyonla yönetiliyor ülke. Çünkü ittifak seçim öncesinde kurulan bir yapı. Seçim sonrasındaki birliktelik ancak siyasi iradeyle, mutabakatla mümkün. Bakın 2018 seçimlerinde vatandaş oy verdi, ülkeyi yönetsin diye bir cumhurbaşkanı seçti. Ama seçilen cumhurbaşkanı daha sonra tuttu, %10 oy almış bir genel başkana adeta memleketi teslim etti. Hayretle izliyoruz. Küçük ortak ne söylese, şu anda hükûmetin istikameti o taraf oluyor. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Bunlar ülkeyi 1990’laradöndürmek istiyorlar. Milli irade dediğiniz şey, %10 oy almış bir genel başkanın devleti esir alması mı? Bu mu başkanlık sistemi?” dedi.
Bu Başarısızlıkta Ortaksınız
Başkanlık Sistemi için Cumhur İttifakı ile AK Parti ile Hareket eden MHP’ye de yüklenen Ali Babacan “Bu küçük ortak da tam bir uyanık. Kâra ortak, ama zarara ortak değil. Ne zaman bir zarar olsa hiç ortalarda görünmüyor. Hatta askıda ekmek kampanyası başlatıyor sanki muhalefetteymiş gibi, ‘ekmek parasına muhtaç vatandaşlarımız var’ diyor. Siz bu başarısızlığa da ortaksınız, kaçamazsınız. Bir de bu küçük ortak, ülkede Sayın Erdoğan dışında ne kadar siyasetçi varsa, hepsine bağıra bağıra fırça çekiyor. Zamanında Sayın Erdoğan’a da yapıyordu. Onu da unutmadık. Bantı geri sarın, neler neler söylüyordu, ne kadar ağır ifadeler kullanıyordu. Şimdi döndü, zaten bu aralar sık sık görüyoruz, U dönüşleri, 180 derece dönüşler, şimdi döndü. İktidar partisindenmiş, muhalefet partisindenmiş hiç fark etmiyor. Çete liderleri siyasetçileri tehdit etsin, siz de ekranlardan hakaret dolu, hiddet dolu açıklamalar yapın… siyasetten anladığınız bu mu? Çok bağırıyorsunuz ya. Bu kadar bağırmanıza gerek olmasın diye önünüze mikrofon koyuyorlar. Artık teknoloji var. Yani insanlar sizi duyuyor, bu kadar bağırmanıza gerek yok. Bu toplum bağırış çağırış istemiyor artık. Sizin yüzünüzden dünya kadar sorunu var bu ülkenin” dedi.
2001’deki Kriz Gibi Bugünkü Krize de Ortaksınız
Babacan, 2001 yılındaki MHP Koalisyonu sonrası oluşan krizi de hatırlatarak “  Tıpkı 2001’de olduğu gibi ortaklarınızla beraber ülkeyi yine krize soktunuz. Ülkeyi yine batırdınız.  Unutmayın, 2001 krizinde gecelik faizlerin %7500 olduğu, başbakanlık önünde yazar kasa fırlatıldığı günlerde de siz iktidar ortağıydınız. Geldiğimiz bugün vatandaş ‘eve ekmek götüremiyoruz’ dediğinde de iktidar ortağısınız. 2001’deki krizde de ortaktınız, bugün de ortaksınız. Kaçamazsınız. Vatandaşlarımız bunların konuşulup, sakin sakin çözülmesini istiyor. Artık bıktı bu millet kavgadan, bağırıştan, çağırıştan. Ortada bir problem var, derin birtoplumsal kriz var bunu siz bağırıp çağırmakla, çok gürültü yapmakla örtemezsiniz kusura bakmayın” dedi.
 1200 Odalı Külliye’de Bir Oda Kararları Veriyor
 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan konuşmasında Cumhurbaşkanlığı sistemine karşılık da değerlendirmelerde bulundu. Her işin Cumhurbaşkanına bağlanmasına yönelik tepkilerini de dile getiren Babacan “Şu andaki yönetim sistemini anlatırken, savunurken söyledikleri bir başka argüman da ‘hızlı karar’ alabilmek idi. Oysa adına sistem bile diyemeyeceğimiz bu süreç, tek bir kişinin imzasıyla ülkenin yönetilmesinden ibaret. Her meseleyi tek bir kişinin bildiğini ve çözeceğini zannediyorlar. 1200 odalı Külliye yaptılar ama o 1200 odada sadece bir odadaki bir kişi karar veriyor her şeye. Bu koskoca ülke, bu 84 milyonluk ülke tek bir kişinin adeta iki dudağı arasına sıkıştı. Sözde bir kabine kurdular, bakan atadılar. Hepsi cümlelerine Sayın ’Cumhurbaşkanımızın talimatıyla’ diye başlıyor. Ben sayın bakanlara soruyorum: sizin hiç insiyatif alanınız yok mu? Kendiniz herhangi bir konuda karar verebiliyor musunuz? Ne yapıyorsunuz merak ediyoruz? Türkiye, tek bir kişi tarafından yönetilemez demiştik. Gördüğünüz gibi de şu anda yönetilemiyor” dedi.  
 Borç Stokunu İki Senede İki Katına Çıkardılar
DEVA Partisi Genel Başkanı ve Eski Ekonomi Bakanı Ali Babacan, kongredeki konuşmasının bir bölümünü de ekonomiye ayırdı. Babacan Ekonomi ile ilgili yaptığı açıklamada “Daha düne kadar güçlü ekonomi’den bahsediyorlardı. ‘Ülkemiz kanatlandı Uçuyor’ diyorlardı, Ülkemiz pik yapıyor, tavana pik yapıyor’ diyordu. Bugün Çanakkale sokaklarıdna dolaşırken bir vatandaşımız: ‘Bunlar pikyapıyor diyorlar ama ülkemiz dip yaptı’ dedi. Pik yaptı dedikleri ekonominin haline bakın. Madem pik yaptı da siz niye Merkez Bankasının  Merkezi’nin Başkanını apar topar değiştirdiniz, niye bu işin başına koyduğunuz en yakın akrabanız birdenbire yok oldu, hala ortalarda yok, haber alan var mı bilmiyorum. Devir teslime bile gelmedi. Böyle bir devlet adabı, gelenek var mı? Gelirsin onurunla devir teslimini yaparsın ondan sonra nereye gideceksen gidersin. Ama ‘arkam sağlam bana nasıl olsa bir şey olmaz, kayınpeder var’ diyor. Bu ülkenin hazinesinin tam 95. yılındaki borç stokunu, son iki senede iki katına çıkardılar. Bu mudur güçlü ekonomi? Koca Cumhuriyet Tarihi boyunca oluşan borçlanma kadar, sadece son iki senede ilave borç oluşturmak mı güçlü ekonomi?” dedi.
Güçlü Ekonomi Bu Mu?
Genel Başkan Babacan “Biz bıraktığımızda bütçe açığı 24 milyar TL idi bugün 239 milyar TL. Tam 10 misline katlamışlar. Dolarda, euroda, faizde, enflasyonda artışı önleyememek güçlü ekonomi mi? Güçlü ekonomi, Merkez Bankası’nın rezervlerini tüketmek mi? Hayır arkadaşlar. Bu yönetim sistemi için ne söyledilerse hiçbiri gerçek değil. Adaleti yok ettiler. Özgürlükleri yok ettiler. Baskı iklimini egemen kıldılar. Çete liderlerinin tehditlerine arka çıktılar. Hukuksuzluğu kural haline getirdiler. Sonunda da ülkemizi derin bir borca batırdılar. Biz, bu ülkeyi tepeden tırnağa fakirleştiren, tek adamcılığı merkeze alan ve halkı görmeyen bu yönetim sistemini değiştireceğiz.
DEVA Partisi olarak söz veriyoruz; Güçlendirilmiş Parlmenter Sistem ile öncelikle gazi meclisimizi sistemin tam ortasına koyacağız, güçlendireceğiz.  Bu ülke, vatandaşımızın oy verdiği kişiler tarafından yönetilecek. Temsilde adaleti sağlanacak. Yargımızı bağımsız ve tarafsız bir konuma getirmek zorundayız. Hak arayan vatandaşımız korkmadan yargıya başvuracak. ‘onun adamı, bunun adamı’ diye birilerini bulmaya çalışmayacak. Her konuda olduğu gibi, ekonomi yönetimini de işi bilenlerle yürüteceğiz. İşini en iyi yapacak kişilerle çalışacağız. Türk lirasını yeniden itibarlı hale getirip, halkımızın refahını yükselteceğiz. Her birimizi, bugün doğan bebekleri bile borca sokan varlık fonunu kapatacağız” dedi.
Laf Var İcraat Yok
Babacan “Şu son günlerde ne vaat ediyorlar? Piyasa mekanizmasında rekabetçiliğin sağlanmasını, mülkiyet hakkının korunmasını ve sözleşme serbestisini vaat ediyorlar. H ani bir söz vardır “uyan da balığa gidelim”. Ya, Mülkiyet Hakkı, bundan 800 sene önce yazılan insan hakları belgelerinde yer alıyor. Siz yeni mi keşfettiniz? Sözleşme hukukunu, Mülkiyet Hakkını ayaklarınızın altında çiğnedikten sonra, ekonomi dibe vurunca mı aklınıza geliyor?21. Yüzyılda Türkiye’yi düşürdükleri durum bu: Mülkiyet hakkı konusunda adımlar atılacağını vaat ediyorlar. Bu arada bu vaadin de ne olduğu belli değil. Üzerinden günler geçti, yapılan tek bir şey yok. Yine bol bol laf var, icraat yok. Biliyorsunuz laf üretmeyi çok iyi biliyorlar” dedi.
Faizi Bıraktığımız Yer İle  Gelecek Sene Ödenecek Faiz Arasındaki Fark Bir Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi
Son günlerde kur yükselmesi ile n çok konuşulan faiz ile iligli de bilgiler veren Genel Başkan Ali Babacan “ Hukuktaki, ekonomideki, dış politikadaki, güvenlik politikalarındaki yanlışların bu millete ödettiği bedelle ilgili bir açıklama borcunuz var. Bu yanlışlarınız yüzünden bedel ödeyen bu millete hiç açıklama yapmayacak mısınız?  Yanlış adımlarınız soncunda yoksullaşan vatandaşlarımıza, umudunu yitiren gençlerimize, ne olduğunu anlatmayacak mısınız? Biz bunu kabul etmiyoruz! Doğmamış çocuklarımızı borçlandırdınız. Bu ülkenin vatandaşlarının alın teriyle kazandığı ve devletine ödediği vergileri çarçur ettiniz. Hani eskiden vergiler için reklam yapılırdı, hatırlıyorsunuz değil mi? ‘Ödediğiniz vergiler yol, su, elektrik olarak size geri dönecek denirdi’ Şimdi ne oluyor? Bizim o vergilerimiz nereye gidiyor? Ben bir kısmını söyleyeyim: mesela biz bıraktığımızda 53 milyar lira olan devletin faiz ödemesi önümüzdeki yıl 179 milyar liraya çıkacak. Ödediğimiz vergilerden ciddi bir miktarı artık faiz ödemesinde kullanıyorsunuz. Aradaki fark tam bir Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, yani faizler bu kadar artmasaydı, yanlış ve kötü yönetim yüzünden artmasaydı, devletin elinde şu andaki Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan bütçe kadar kaynak olacaktı. Yani öğretmenlerimizin maaşını ikiye katlamak mümkün olacaktı. Şimdi o para nereye gidiyor? Faize. Bu yüksek faizi ödemeden finansman bulamıyorsunuz artık. Bu milletin bilmeye hakkı var. Vergi gelirlerini nerelere harcadınız, nasıl bu hazineyi borca soktunuz, bunları açıklamanızı bekliyoruz” dedi.
 Ekonomi Son 20 Yılın En Kötü Seviyesinde
Babacan “Yol arkadaşlarım, Ekonomimiz yirmi yılın en kötü seviyesinde. İş yok. Gençler işsiz. Yatırımlar durdu. Birçok sektör pandemi nedeniyle alınan önlemlere uygun olarak kepenklerini indirdi. Geçen Mart ayında esnafımızın erteledikleri ödemeleri vardı ya, Kasım’da Aralık’ta onların ödemesi geldi. Şimdi yine eski borçlar için bir yapılandırma çıkardılar. Esnafa diyorlar ki eski SGK ve vergi borçlarını yapılandıralım, ilk taksiti de hemen ocak sonunda öde. Yahu el insaf. Mart’ta ötelediğiniz borcun taksitleri geldi. Zaten kira, stopaj, elektrik derken sayaç çalışmaya devam ediyor. Vatandaşımız günlük geçimini sağlayamıyorken, siz bir de dünün borçlarını şimdi ödesin diye boğazına yapışıyorsunuz. İşyerlerinin bir kısmı zaten kapalı. Bir kısmı açık, ama günler siftahsız geçiyor.
Esnafımız ne kazanıyor da neyi ödeyecek? Ekmek alamıyor bu millet. Küçük ortağa bir sorun, neden askıda ekmek kampanyası yapmış. Bu millet aç. Çarşı pazarın fiyatını bilmiyorlar. Etin fiyatını bilmiyorlar. Arkadaşlar, bunlar artık esnafın halini unuttu, ev hanımlarının halini unuttu, öğrencilerin halini unuttu, öğretmenlerin halini unuttu, açın halini unuttu. Pandemi nedeniyle birçok işletmeyi kapattılar ya hani. Hiç destek vereceklerini açıkladılar mı? Duydunuz mu? İşletme sahiplerimiz, o işletmelerde çalışanlar ne ile geçinecek? Geçtiğimiz günlerde bir araştırma şirketi sormuş vatandaşa ‘mevcut birikiminizle ne kadar süre geçiminizi sağlayabilirsiniz’ diye. Vatandaşımızın %39’u ‘hiç sağlayamam’ demiş. 1-2 ay diyenler ise %25. E siz bu işyerlerini nasıl kapatıyorsunuz? Neye güvenerek kapatıyorsunuz? Vatandaşımız diyor ki ‘birikimim yok.’ Vatandaşımız diyor ki ‘gelirim olmazsa Yaşayamam’ Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devlettir. Devlet, vatandaşı açlığa mahkum edemez, sosyal destek sağlamak, yardım etmek zorundadır. Toplum tepeden tırnağa yoksullaşıyor, bunlar farkında değiller” dedi.

DEVA Partisi Hazır
DEVA Partisinin tüm sorunlarının ipini göğüslemeye hazır olduğunu belirten Babacan “ Bize ders vermeyin diyorlar ama derse çok ihtiyaçları var. Bunları söylemek zorundayız. Çünkü esnafı bilmiyorlar, koptular. Ev ödevlerini ellerine tutuşturuyoruz, daha ne bekliyorlar? Yıllarca ekonomiyi yönetmiş ve bu ülkeyi ekibiyle beraber krizlerden çıkarmış bir kardeşiniz olarak söylüyorum; yapılacak şey çok açık:  Derhal ama derhal küçük işletmelerin tüm vergi, stopaj ve SGK prim ödemelerini pandeminin etkisi bitene kadar erteleyin. Pandemi sonrasında da bu ödemeleri uzun vadeye yayın. Kredi borçlarını, en az bir yılı ödemesiz olmak üzere, uzun vadeli olarak yeniden yapılandırın. Esnafımıza, küçük işletmelere, kapalı kaldıkları dönem boyunca derhal kira desteği sağlayın. Ancak böyle bir yeniden yapılandırma esnafımızı rahatlatır. Uzun vadeli ve kesinlikle sıfır faizli yapılandırma.   Bu kötü yönetimin sonu yaklaşıyor. Bugünkü iktidar, miadını doldurdu. Artık Türkiye’nin bir DEVA’sı var. DEVA Partisi hazır. Emaneti teslim almaya geliyoruz! Biz ülkemizi topyekun refaha erdirmeye geliyoruz” dedi.
 
Kongre Sonrasında Lapseki İlçesine de geçen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, burada da temaslarda bulunduktan sonra Ankara’ya geri döndü.
 
Cuma Deren-İsmail Şen