Geçtiğimiz günlerde ölçüm gerçeğine dair bir iki  satırla geçiştirdiğim konuya ait detayları arşivde buldum.

Yıl 2010, Çanakkale’ ye dair de önemli bir gün 25 Nisan…
Bahsedeceğim isimin paylaştığı o yazı;
“Korktuğum Başıma Geliyor...” başlığı ile kaleme aldıkları.

Konu, günlerdir arda arkası kesilmeyen depremler üzerine. Yaşanan Deprem fırtınasından 7 yıl önce dile getirilenler.
Buyurun, birlikte bir göz atalım denilenlere.
“İTÜ' nün deprem tahmini projesinde ki vermiş olduğu grafikler yavaş yavaş iptal olmaya başladı.


İlk önce Göztepe istasyonunun grafikleri yayından alındı, arkasından çok ama çok fazla önem taşıyan Çanakkale istasyon grafikleri artık yayında değil.
Diğer istasyon verileri ise aralıklı olarak kesilmekte ( Sakarya istasyonu)”
Yani diyesi gelinen bir durum değil mi? Yani si manisi yok. İddialar tam 7 yıl öncesinden.
Geçtiğimiz günlerde benim de dile getirdiğim tarih. 2010 yılı. Demiştim ya, Jandarma Er Eğitim Alayı yakınlarında bir yerde konuşlu ölçüm istasyonunun son verisi 2010’ da sunulmuş diye.
İşte o ansızın paylaşımı duran verilerle alakalı dile getirilenlere rastladım arşivde. Hep söylerim, ‘Arşiv unutmaz’ diye…
Yine öyle oldu. Arşiv hafızası dimdik ayakta.
O yıl kaleme alınan yazıda, “HHO, yani Hava Harp Okulu istasyonuna müdahale etmek zor olduğu için bu istasyon kurulduğu günden bu güne kadar kesintisiz çalıştı” deniliyordu.
Bu düşüncenin sahibi isimden, 2010 yılında anlatılana göre, bir ölçüm sıkıntısı ayrıntıları ile gündeme getirile dursun, ne yalan söyleyeyim o yıllarda belki de ben de; ‘bu adam da ne diyor?’ diye düşünmüşümdür.
Mutlak suretle benim gibi düşünenler de çıkmıştır ve o veriler nerden gelmiyor diye kimsede işin ardına düşmemiştir. (Bu benim  tahminim.,.)
Bu gün gelinen noktada, acayip ilgimi çeken ise, ardı arkası kesilmeyen depremler için bilim insanlarının şaşkınlıklarını dile getirmeleri.
Ana deprem sonrası, şiddeti küçülerek devam etmesi gereken artçılar, neredeyse ana deprem büyüklüğünde geliyor. Ne garip…
Hal böyle olunca da,işin uzmanları dahi şaşkına döndü.
2010 yılında gelen ve sosyal medyadan da paylaşılan o açıklamada, bahsettiğim kişi;
“İsmini burada veremeyeceğim çok değerli bir jeofizik mühendisi hocam, bana Elazığ depremi tahminim üzerine bir uyarıda bulunmuştu. "
Oksal, istasyonlar yavaş yavaş kapanacak. Birileri rahatsız olmaya başladı "
Onun kastettiği "birileri" değil, ama bu işten rant elde etmek isteyen "başka birilerinin" rahatsız olduğu açıkça belli” diyordu…
Bitmedi devamı da var dediklerinin.


Şöyle ki; “Ne yazık ki Üniversite, bu istasyonların yönetimini, bakımını, sorumluluğunu bir derneğe bırakmış ve işin içinden çıkmıştır.
Yüzlerce defa bu konuda çalışan kişileri uyardım. "Bu istasyonlara dikkat edin, bozulmasın, kırılmasın ! Anomali karakterlerinin değişeceği bir durum yaşamasın bu istasyonlar. Çok yazık olur " diye...

Ee yazık oldu ! Şu anda % 100 Doğu Anadolu Fayı ( DAF ) üzerinde meydana gelecek ve aynı zamanda Çanakkale çevresi ve güneyine doğru ege tarafında meydana gelebilecek depremleri algılayacak olan Çanakkale istasyonu artık veri yollamıyor”
Bu söylenilenleri paylaştıklarım 2010’ dan… Dedim ya, arşiv unutmuyor.
Yine belirteyim. Denilenler Yeni değil…
Peki o yıl, Çanakkale’ den ani kesilen veri akışının nedeni neymiş mi?
O da var. O na ilişkin de dinilenler tam olarak şöyle;
“Neden mi ? Cihazın devresi yandı ve gidip değiştiren olmadığı için faal değil.
Peki biri gider değişirse ne olur ? O cihaza alternatif yapılan cihazlar, belediyeye pazarlanamaz ! Bu kadar basit. Para mı ? Can mı ? Şöhret mi ?

Elde olan istasyonlar yaşayacağımız depremi bize bildirecek. Yeni sistem kurulacak istasyonlar ise uzun vade sonra yaşayacağımız depremleri bize zamanı gelince haber verecek.


Şu elde olan istasyonları bakımdan geçirmezseniz, olacak depremden sonra ne satacak cihazınız kalacak, ne de yiyecek paranız olacak.  Çünkü sizlerde olmayacaksınız, belki bizlerde...


Bunca yılın emeği olan İTÜ deprem tahmini projesi göz göre göre elden gidiyor.
Hastanın yaşam destek cihazının fişini çekmek için can atanlara sesleniyorum !
Çanakkale ve Göztepe istasyonlarını faal ve eksiksiz bir hale getiriniz, aksi durumda bu konuda ciddi bir sorun ile karşılaşmanız an meselesi.


İlk önce " İnsanın yaşam hakkı "sonra "sizin çıkarlarınız" Hadi bakalım şimdi doğru, Çanakkale'ye ve arkasından G.Tepe istasyonuna tamire...
Muvaffak olmanızı dilerim...

Oksal EREV / 25 Nisan 2010”

Kendisi aynı zamanda amatör Telsizci olan TA2OSK çağrı işaretli Oksal Erev’ in attığı son twett’ lerden biri de
“GİZLİ BİR EL" istasyonları bozuyor. Bugün artık buna karar verdim. Bu kadar tesadüf olmaz, olamaz !”
Tesadüf müdür, değil midir bilemem lakin, Tekirdağ verilerinin de ansızın durduğunu da dile getiriyordu bu gizemli isim.
İşin içinde Çanakkale ve çevresi olunca, bir Çanakkale yaşayanı olarak uzunca süredir takibimde olan Oksal Erev’ in söylediklerine, ileri sürdüklerine kitlenmiş durumdayım.
Bana göre kıyamet tellallığı yapmıyor. Yapmıyor da, dedikleri de bir kıyamet senaryosundan farksız. Ya sizce…?
7 yıl öncesinden bahsederek, şöyle bir geçmişe yolculuk yaptım bu gün.
Denilenlere karşı ilgi var ise, bence paylaşılara bir göz atıverin sizde…