Her seferinde, Yok denilse de, sosyal medyadan hızla yayılan birkaç kare üzerinden, ben de inanmaya başladım uzaylıların varlığına.

Mars yüzeyinde elinde silah ile poz veren Uzaylı askeri anlatır o kareyi belki sizlerde gördünüz. Ben görmeyenler için paylaşayım dedim, Uzaylı askeri….

Mars'ta kameralara yansıyan sıra dışı bir görüntü diye anlatılan ve de dediğim gibi, şu sıralar Facebook başta olmak üzere sosyal medyada büyük ses getiren o karelere birkaç gündür hayretle bakıyorum.

Mars'tan sık sık Dünya'ya görüntü gönderen, Curiosity aracının geçtiği görüntülerden olduğuna dikkat çekilen o karelerde, 'uzaylı savaşçı'  adı konulan fotoğraf, gerçek ise Evrende bizlerin de dışında silah tutkunsunun varlığı göz önüne serilmiş.
Uzaktan bakıldığında ne olduğu belli olmayan cisme zoom yapılınca, yani görüntü biraz daha yakınlaştırıldığında ilginç tespit ortaya çıkmış.

Evrende sanıyorum ki yalnız değiliz. Öyle ye, Kutsal Kitabımızda da geçen bir anlatımda, ‘Kainat’ ı boşa yaratmamış yaradan’

 Bu Mars’lı silahlı canlının üzerinden, UFO meraklılarına da gün doğmadı değil elbet.

 Milyonlarca kez, ‘Ufo gördüm’ iddiası ile ortaya çıkan kişiler, ‘Bakın gördünüz mü, yalan söylemiyormuşuz…’ demekten kendilerini alamayacaklar. Eee haklılar da…

Ufo meraklılarına göre, Mars’ ta çekilen o fotoğraf karesindeki eli silahlı Mars’lı, uzayda ortaya çıkan bir savaşçıdan başka bir şey değil.

Uzay denilince, ilk başvurulacak kurum,  NASA'nın bu konuda bir yorumu yokmuş.

Nasıl olsun ki. Var deseler bir kriz, yok deseler, sorular yumağı…

Ne var ki; görüntüyü izleyen UFO meraklıları sosyal medyadan,  'uzaylı savaşçı' yorumlarını ısrarla yapıyorlarmış. Onlar da haklı. İşte fotoğraf, işte eli silahlı uzay savaşçısı.

Görülen köy, kılavuz mu ister? Bir çok kez Nevada çölüne düştüğü ve sonrasında da içinden çıkan uzaylıların otopsilerinin
yapıldığı şekliyle haberleri basında gören insanoğlu, “Var tabi uzaylılar. Ancak ABD saklıyor. İnfial olmasın diye’ yorumunda bulunup, suçu ABD’ ye atıyor.

Bu ABD dünyanın günah keçisi olsa gerek. Dünyanın neresinde bir olumsuzluk yaşansa, ya sorumlusu ya da başlangıcını yapan Millet olarak anılıyor. Eğer öyle ise, ‘Ne çektik be kardeşim sizden’ diyerek her tepkili Dünyalı gibi benimde söylenesim var.

Uzayda yaşam var mı yok mu? Bu konuda, bazı mikroorganizmalardan yola çıkılarak, var olduğu bilimsel olarak dile getirilse de, mikro organizmalar yaşam belirtisi ise, neden tüm dünya bilim insanları, dünyadaki mikroorganizmaları yok etmek için hep bir ilaç geliştirme derdinde.

Belki de gelecek milyarlarca yıl sonra, dünyanın insancıl yaşamı da olası büyük savaşlar ve benzeri etkenler ile yok olacak.
Hal böyle iken, mikro organizmalardan bir kaçını yaşam belirtisi kalsın diye koruma altına almamız gerekmez mi?
Ben bu günlerde uzayın devamlılığı için bir şeyler yapmamız gerektiğine inanıyorum.  Bunun için de nedenlerim var fakat, sıralamaya korkuyorum. Muhtemel ki her biri ayrı bir suç içeriyor.

Dünya dışında yaşamın izlerinin olduğu varsayılan, bazıları konusunda ise bilimsel dayanaklar bulunan araştırmalarda, ne seçim, ne geçim derdine ilişkin bir detay olmaması, beni acayip uzay sevdalısı yaptı.

Muhtemelen, oralarda bankamatikte yok, elektrik, su faturası da…

Ne ‘yes’ ne de ‘no’ derdi. Mikroorganizma mikro organizma yaşıyorlar. Ekmek elden, su gölden tabirinin bence tam da yeri uzay.

Her yer karanlık bir de. Hep yıldızların altında. Ne mangal yapma derdin var, ne trafik ne de başka bir şey. Ne ala yaşam. Mikro organizma…

Geceleri yatağınızda uykuya geçmeden önce bir düşünün. Sonra neden uzay takıntım olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
Düşünmeniz gereken ne mi?

Sabırlı olun. Onu da kısaca aktaracağım. Dünya bir küre. Dönüyor da dönüyor. Hem de uçsuz bucaksız bir boşlukta.

Evren dediğimiz uzay boşluğu da denilebilen bir ortamda, hem de ne dönüş. Ucu bucağı yok. Yani sonsuzluk.

Peki düşünmeyi sürdürdüğünüzde ne mi olacak? Bir düşünmeye başlayın da görün bakın ne olacak…

Dünya malı dünyada deyip, ‘hadi kafayı çizmeden yat uyu’ diye söylenerek, bir garip ruh halinde ve bir korku anı da muhtemel yaşayıp, uykuya dalacaksınız.

Ne bir zenginlik hırsına kapılacaksınız, ne de bir başka merak. Yahu sonuçta bir de ölüm hali var deyip, toprağın altına girdiğinizi düşünmeye başladığınız anlar var ki, o hal bir başka. Tüm dünya nimetlerinin ne de boş olduğunu düşünmeye başlayacaksınız.

Oku oku nereye kadar. Ne olursan ol, sonuçta son durum belli.

Boşuna dememiş bir aralar büyüklerimiz. Düşünce suç olsun diye. İnsanoğlu düşündükçe, suç unsuru yaratacak şeyler buluyor.

Hay Allah nerden geldik bu konuya. Vazgeçtim arkadaş düşünmekten. Düşündükçe düşünesim geldi.

Kim çekmiş o fotoğrafları. Bize ne  alemin Mars’ lı askerinden, uzay savaşçısından. Ne halleri varsa görsünler. Su yok,

yemek yok. Mangal yok. raki yok… 

Raki, mangal yok ise, zaten uzaylısın…

Yani ;uzay da yaşam kesinlikle var…