Ateş düştüğü yeri yakar ya… İşte ateşin düştüğü yerin yaşayanları. Şehit yakınları ve gaziler, mübarek Ramazan’ da, yitirdikleri canlar ve silah arkadaşları için Yaradan’a dualar etti.

Şehit aileleri ve gaziler iftar yemeğinde  bir araya gelip, ancak yaşayanın anlayabileceği o acı’ ya ortak olmaya çalıştı. Yani birbirlerinin acılarını göğüsledi.
Kepez beldesindeki Aqualand Hall'da düzenlenen iftar yemeğine; Çanakkale Valisi Hamza Erkal, CHP Çanakkale Milletvekili Av. Muharrem Erkek, Çanakkale Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ersin Fırat, daire müdürleri, komutanlar, emniyet müdürü ile şehit aileleri ve gaziler yakınlarıyla birlikte katıldı.
Duygu yüklü bakışları zaman zaman yaşartan bir anlamlı etken ise Kur'an-ı Kerim tilaveti olmuştu.
Şehitlerimize Rahmet dilenen duaların tamamının sonunda da, lanet olası terörün son bulması tek arzu edilendi.
Dualarla devam eden bu anlamlı buluşmada, Analar, babalar şehit evlatlarını arar gibiydi. Gaziler ise, adeta şehit oğulların yerine kondu ve öyle sarılışmalar da yaşanmadı değil.
Vali Hamza Erkal, masaları tek tek gezerek şehit aileleri ve gazilerle sohbet ederken, ‘Devlet sizlerin yanında’ mesajını da adeta yineledi.
 Ve bönce en önemlisi de sayın vali Erkal’ ın açık yüreklilikle kurulan sözcükleriydi.  Sayın vali,  "Ramazan ayındayız. Rahmet, bereket ve mağfiret ayı. Bu ayda elbette ki biz de şehit ailelerimizle beraber olmayı onlarla iftar yapmayı arzu ettik. Ve bugün 600’e yakın şehit yakını, gazi yakını ve gazilerimizle beraber iftar yaptık. Onlar her zaman bizim andığımız, yanlarında olmaya gayret ettiğimiz insanlar. Çünkü bu vatanı biz onların evlatlarına borçluyuz. Gazilerimize borçluyuz. Bunu asla unutamayız, unutturmayız da.
Zaten içinde bulunduğumuz ortamları biliyorsunuz. Terör olayları dolayısıyla hala her gün şehitlerimiz var. Özellikle de şehit ailelerimizin bizler tarafından hatırlanması, onların yanında olunması, onlara mutluluk veriyor. Biz bunu yapmaya gayret ettik. Ramazan ayı olması dolayısıyla kardeşlerimize, polisimize ve askerlerimize hem dua etmek, onları anmak üzere bu organizasyonu tertip ettik. Bu vatan onlar sayesinde var. Bizler de onları hiçbir zaman unutmayacağız. Bunu her fırsatta dile getirmeye çalışıyorum. Elbette ki o şehitlerimizin bize emaneti olan yakınlarının da her zaman devletimiz yanında olacaktır" diyerek, acıdan kavrulmuş yüreklere azda olsa su serpmiş oldu. Devletin şefkatli ellerinin sıcaklığını bir kez daha hissettirdi.
**
Oku oku bitmiyor…
Okundukça, o geldi aklıma.  Allah Rahmet eylesin Barış Manço’ nun ‘Oku bakayım’ isimli şarkısı değil elbet. İlk emir, yani ‘Oku’.
Bir zamanlar sözde Allah rızası için yapılan hizmet hareketleri ve ardından ortaya çıkan bir paralellik ve o’nun süren davası. Çanakkale’ nin gözü kulağı o davaya çevrildi malum.
Sayfalar okumakla bitmiyor. İddianame o denli detaylı.
Bir de, ilk sorgulamalar ardından verilen sayfalar dolusu ifadeler. Onlar da okunacak ve var mı bir diyeceğin de denilecek.
Belki de üzerine söylenecek yeni uzun uzun savunmalar.
Yargı süreci önceki gün başlayan FETÖ/PDY Davasına ilişkin detaylar ben dahil, bir çok kişinin merak ettiklerinden. Hal böyleyken de, ister istemez ‘Ne oldu o dava’ sorularına muhatap olan isimlerden olarak, ‘Bende merak ediyorum. Belli değil’ demek zorunda kalıyorum.
Öyle ya, gazeteci olmak ne olduğunu bilmek anlamına gelmiyor. Bir ara gazeteci arkadaşlarım arasında bir espri konusuydu, sorulan bir davanın detaylarına ilişkin söylediklerimiz.
Yani; ‘Dava beraat’ diye geçiştirmek.
Sulu sulu konuşmadan ve de uzun uzun laflar etmeden özetleyeyim.
Hem de büyük harflerle yazayım da, daha iyi anlaşılsın.
 “AÇIK CEZAEVİNDE GÖRÜLEN DAVADA İDDİANAMENİN OKUNMASI SÜRÜYOR”
Gerçekten de hal böyle. Çünkü iddianame öyle birkaç sayfa değil yüzlerce word …
Bilindiği gibi, geçtiğimiz Aralık ayında başlayan. Yani, o bildik Aralık operasyonlarının neredeyse yıl dönümüne denk gelen tarihlerde,  çeşitli zamanlarda devam eden FETÖ/PDY yönelik operasyonlarda tutuklanan ve gözaltına alınanlar haftaya hakim karşısına çıkarak başlamışlardı.
Dünya kenti Çanakkalemizde, Salon sıkıntısı nedeniyle, Açık Ceza İnfaz Kurumunda kurulan ilgili mahkeme, toplam 368 sayfalık iddianameyi okuyarak yargılama sürecini başlatmıştı.
Sayfalar çok, iddialar da uzun uzun olunca, haklı olarak iddianamenin ancak yarısı ilkg ünden okunabildi.
 6'sı tutuklu toplam 66 sanığın yargılandığı bu davanın görülmesi, önceki gün saat 10.00’da başlamıştı.
Gün b.oyu sürdü ve saat 18.45’de sona eren ilk gün duruşması ardından, dava dünde görülmek üzere mahkmeme heyeti aynı adreste biraraay geldi.
Biraz da meraklılar için detay verelim. İlk günkü dün de duruşmaya, sanıkların kimlik tespiti yapılarak başlandı.
Sonrasında da,  Anadolu Lisesinden görevlendirilen 2 Edebiyat öğretmeni tarafından iddianamenin okunması sürdü.
Bu ayrıntı, duruşmanın ilk gününde de aynı oldu.
İki Edebiyat öğretmeni, gün boyu iddianameden ancak 240 sayfa okuyabildi.
Dün ise, duruşmaya kaldığı noktadan devam edildi. Mahkeme heyeti saat 09.30’da yeniden duruşmayı başlattı.
 İddianamenin uzun süren okunmasının bitmesinin ardından tutuklu sanıklardan başlanarak ifadeler alınacak.
Yine meraklıları için bir bilgi. Bu Davada 6’sı tutuklu toplam 66 sanık bulunuyor. 30’a yakın avukatın görev yaptığı davanın duruşmasına bu gün (15 Haziran Çarşamba) ara verilecek. Yarın ve Cuma günleri yeniden duruşma start alacak ve mübarek Cuma günü ilk duruşma sona erecekmiş.
Tabi bu dava bitiyor anlamına gelmiyor. Oturumun ilki tamamlanmış olacak sonrasında da yeniden görüşülecek dava için yeni oturumun tarihi Cuma günü belirlenecek.
Yine meraklılarına diyelim.
Hatırlanacağı gibi, Çanakkale merkezli ve toplam 10 ilde geçen 26 Aralık tarihinde düzenlenen ve zaman zaman da,  devam eden operasyonlarda yakalanan sanıklar hakkında, 'FETÖ/PDY örgütü yöneticisi ve üyesi olmak, silahlı örgüt kurmak, nitelikli dolandırıcılık, teröre finansman sağlamak, resmi belgede sahtecilik, yardım toplama ve Dernekler Kanunu'na muhalefet' suçlamasıyla yasal işlem başlatılmıştı.