Günlük hayatımızda bazı kelimeleri kendimiz için uygunluğuna göre çok karıştırırız.

Bunu yaparken o andaki “isteklerimizi” ihtiyaç gibi görür, onu gerçekleştirmek için de kılıf ayarlarız, buluruz, karşı tarafı da ikna ederiz…

Halbuki, istek ayrı ihtiyaç ayrıdır. Geçmiş yıllarda yazdığımız “hak mı çıkar mı” köşe yazımızda belirttiğimiz gibi…

İstekle ihtiyacı, hak ile çıkarı karıştıran, hepsini kendi için görenlere MERHABAMIZ yok.

Hakkın toplumsallığını, isteğin meşruluğunu, ihtiyacın gerçekliğini, çıkarın bireyselliğinin, meşru olmadığını bilenlere MERHABAMIZ var…

İstekle zorlayıp ihtiyaçla meşrulaştırmayanlara MERHABA !..

İhtiyaçlar, bazen istekleri doğurur ki bu da meşruluk (olabilirlik) kazandırırsa, istek, hak haline gelir…

istek, -ği

1. isim Bir şeye karşı içten gelen yönelme duygusu; gönül, arzu, heves, kasıt: 2. isim Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey; emir, özenç. meram, talep:3. isim, ruh bilimi Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem; arzu. (TDK)

ihtiyaç, -cı

(ihtiya:cı), Arapça i?tiyac

1. isim  Gereksinim. 2. isim Güçlü istek. 3. isim Yoksulluk, yokluk. eksik olan. (TDK)
   Konfor için vazgeçtiğin ilken; senin satış fiyatını belirler

İstekler ve ihtiyaçlar gruplandırılırsa:

1-      Yeme-gezme, eğlenme isteği.

2-      Bol parayı çalışmadan-alınteri dökmeden kazanma isteği.

3-      Herkesin görgüsüzlüğünü, görgü diye sunma isteği.

4-      Kendilerini bir halt sanarak, yerli-yersiz kıskanma isteği.

5-      Her şeye bokolog olma, her şeyi kendine hak görme isteği.

6-      Herkesi hafife alma, kendinin hafifliğini kurtarma isteği.

7-      Kültürsüzlüğünü, yabancı dilden öğrendiği birkaç sözcükle süsleyerek, cümle kurduğunu zannederek kendini kültürlü gösterme isteği.

8-      Açtığınız kapıdan kendiniz girecek veya çıkacakken, gençlerin-öğrencilerin sizden önce girip-çıkma isteği.

9-      …………….. sizler de ilaveler yapınız.

     İhtiyaçlar (gereksinmeler):

1-      Tabii ihtiyaçlar??…

2-      Ev-araba alma ihtiyacı ile içini döşeme ihtiyacı…

3-      Hava atma, aşağılayıcı bakışlarla kendine güvenme ihtiyacı.

4-      Fiil kiplerini kendimize göre kullanma, her cümlenin başına YANİ koyma ihtiyacı.  

5-      Mal çokluğu ile övünme, başka hissedarlarının mallarını gasbetme, dürüst olduğunu zannederek, yavşaklığını gizleme ihtiyacı.

6-      Başkalarının cümleleriyle konuşma, ben de varım deme ihtiyacı.

7-      İç-güveylikten kurtulma, dış-güveyliğe merhaba deme ihtiyacı…

8-      ………. sizler de ilaveler yapınız.

     Fiilde, fail (özne) olarak hep dilek kiplerini (gereklilik, şart, istek ve emir) kullandık  

Bunları kullanırken hep kendi isteklerimizi söyleriz, dileklerimizi belirtiriz de onu yapanların veya yapacakların şartlarını (zaman-zemin ve işi açısından) hiç dikkate almayız, hep eleştiririz (ben de dahil) … Kendimizi rahatlatırız, herkesi huzursuz kılarız…

 

Kelimelerin kökünü-gövdesini, ekini bulduk, buldurduk, kelimeyi yerinde kullanıp da kendimizde davranış sağlayamadık…!?

Teoride (kuramsallıkta) üstümüze kimse yok, ama uygulamada SIFIRDA kaldık…

Dünü, bu günle mukayese ettik, nesil yetiştirelim derken, yetişecek nesli KİTAPSIZ ve HİTAPSIZ kıldık…

Konfor için vazgeçtiğin ilken; senin satış fiyatını belirler.

 

İstekleriniz ve ihtiyaçlarınızla kendinizi rahatlatıp, herkesi huzursuz KILMAYINIZ..…

 

Girne’den SEVGİLER…