Laf aramızda, Ülkücüler ateş püskürüyor…

 

Bir değil, bin laf ediliyor. “Bu mudur yani?” bu denilenlerin içinde en iyimser dile gelen bir ifade..

Cumhur ittifakı, Çanakkale Merkez ilçe Belediye Başkanlığı seçimi dışında hayata geçmedi Çanakkale’ de..

Tabandan yükselen tepkili seslerin desibeli, listeler açıklanınca daha da bir yükselişe geçti bence.. 

Merkez ilçe Belediye Meclis üyesi adayları arasında, Üç Hilalli MHP’ den, sadece üç isim yer bulmasına, denilenleri bir işitse ilgililer, sanırım daha bir anlaşılacak oluşan bahsettiğim o öfke..

Bana laf söylemek düşmez ebet. Lakin, benim işim gözlemek.. Gözlediklerimin yanında, bir de denilenlere kulak vermek işim.

Kulak çınlatmaya yetecek ifadelerin hangi birinden söz edeyim ki şimdi?...

“28 isimden oluşan koca listede, sadece üç isimle temsil edilen Üç hilal sevdalılarının öfkesi, bu gün yarın kulaktan kulağa yayılmaya başlayınca mı işitilir tepki gösterilen?”

Böylesi bir ifade eşliğinde dile gelenleri işittim dün gün boyu.. 

Bu arada, seçim kazanılabileceği mümkün görülen üç adreste, ittifak gereği MHP adayının desteklenmesi meselesi gündeme gelmişti günler evvel.

Gazetemiz de bu sesi işitmiş, manşetine taşımıştı günler evvel.

Dün, bu söylem yine dile getiriliyordu.. Benden söylemesi..

Seçim sonrası sonuçların değerlendirilip, her zaman olduğu gibi teşkilatlara sorular sorulacağını da anımsatanlar oldu dün..

Üzerine dile gelen şu ifade de bence pek dikkat çekiciydi.. “Fatura mı çıkacak, peki ya kime? Fatura en baştan hamiline yazıldı..” diyenleri işitti benim kulaklarım.. Yine diyeyim özetle; “benden söylemesi..”

Eceabat, Gökçeada ve bir belde de ittifak gereği, kazanılması öngörülen sadece üç belediye istediğini işittiğim Milliyetçi Hareket Partisi’nde, kurmaylar aldıkları terbiye gereği, suskunlar.. Şahsen, ben öyle gözledim..

Siyasi Mühendisliğin önemi, bu seçim sürecinde de  yine ortaya çıktı denilse, diyen haklıdır bence üstelik son derece..

Tabanın sesi, bu gün değilse bile, gelecek günlerde daha ayrı bir yüksek tondan çıkmaya başlar ise, kimse şaşırmasın derim..

*               *               *

PROFESÖR OLMAYA GEREK YOK!?!..

Yorum önemli.. Her bireyin, her konu üzerine getirdiği yorum da çok önemli..

Her birey, aynı zamanda bir ‘rey’…

Seçmen konuşur, siyasetçi dinlemeli.. Sandıkta belirleyici olan, sonuçta seçmen..

Oy kullanacak olanın sesine kulak verilmeyecek de, kimin sesine kulak verilecek ayrıca, öyle değil mi?

Bazen, tarihe not düştüğümüz günler olduğu doğrudur.. Okumak önemli elbet..

Hele hele, okumanın önemi tartışılmaz.. Çok okuyan her zaman profesör olmayacaktır ayrıca.

Gözlemler üzerine konuşmak için, profesör olmaya da gerek yok bence..

Bu gün, ne kadar da ‘bence’ dedim.. Bencillikten kaynaklı değil bu bence’ ler, bu da aynıca biline..

Seçmenim sonuçta… Bir birey olduğum kadar, ben de bir ‘rey’ im ayrıca…

Mevcut Seçim sisteminde, bir ‘rey’ in önemine değinmemin de gereği yok sanırım..

Çok mu uzattım ne?

Konu belli aslında, denilenlerin önemi ne gelince, ben’ ce o denilenlerde çok önemli..    

Şu günlerde; seçmenin sesine kulak verilmesinin önemine gelince, “Bunu da anlatmaya gerek yok ya, neyse…”

Haydin kalın sağlıcakla.. Tek bir listeden bahisle, dile gelen tepikler böyle ise; varın gerisini düşünmesi gerekenler düşünsün azıcık ta..