Bahsedeceklerim için; “Güne Özel İki Başlık” denilebilir bence.

Önce siyaset mi diyeyim, yoksa ‘MONTRÖ’ mü bilemedim şu an..

Siyaseten dile gelen ifade öyle böyle değildi bence diyorum: “çok ama çok çarpıcıydı”

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne dair denilenler ve MGK tarafından yayımlanan bildiri de çok önemli bir konu..

Siyasetçinin, muhalefete muhalefeti var bir de..

Kurduğu cümle ve sarf ettiği o ifadesi, bence çok yankı bulacak..

Muharrem İnce’ nin sözleri, siyaset gündemine oturdu denilebilir bu durumda.

Muhalefete, muhalefet tanımı, daha doğru kaçacak ya, neyse..

Bakın ne diyordu Muharrem İnce:

“CHP ile ittifak kurmam mümkün değil, başka bir yönetim gelir o zaman tekrar konuşuruz. Bunlar her gün DEM'leniyor.”

Çay demlemekten söz edilmiyordu elbet bu anlatımda.

İnce’nin bir de şu değerlendirmesi çok dikkat çekiciydi.

Diyordu ki; “ İsveç'in NATO'ya girişine ben asla 'EVET' oyu vermezdim. İsveç teröre desteğini kesti mi? Hayır.”

Seçim ana gündem bu aralar. İttifaklar var bir de.. O da çok konuşuluyor.

Muharrem İnce’ den söz emiş iken, Mega kent için şöyle bir cümle kuruyordu dün;

“ İstanbul'da 3 aday adayımız var; önümüzdeki hafta MYK'da karar verip bir kişiyi atayacağız.

Mehmet Sevigen (CHP'li Eski Devlet Bakanı) bu 3 kişiden birisi.”

 

*                     *                       *

AKLIMA, ‘GİRDİ ÇIKTI’ FORMÜLLÜ O GÜNLER GELDİ..

KONU ÖNEMLİ.. KONU; MONTRÖ!?!…

Bu konuda, düne damga vuran bir MGK Bildirisi var. İşitmişsinizdir..

Bir aralar, Karadeniz’ i ısıtan bir savaş ardından da, insani yardım noktasında, ABD Savaş gemileri aylarca bayrak dalgalandırmıştı Karadeniz’de..

Bir delişle; Montrö’yü, girdi çıktı formülüyle aşmıştı ABD.

O yıllar, DHA muhabiriydim.. Her gün, savaş gemisi nöbeti tutuyorduk sahillerimizde.

Gireni çıkanı görüntülüyor, olanı biteni özetlemeye çalışan haberler yazıyorduk.

Şimdi o tarihlere dönüp, yaptığım haberlere ilişkin hatırlatmalar yapmayacağım. Çok uzar bu konu..   

Milli Güvenlik Kurulu, “Türkiye'nin kararlılıkla uyguladığı milli güvenlik siyasetinin, proje terör örgütleri üzerinden kurgulanan planlarla akamete uğratılamayacağının altı çizilmiştir.

Kızıldeniz'deki son gelişmeler değerlendirilmiş, küresel istikrara yönelik menfi tesirleri bulunan mevcut durumun çözüme kavuşturulmasının önemine dikkat çekilmiştir.

Türkiye'nin mevcut riskleri bertaraf etmeyi amaçlayan yaklaşım ve uygulamalarını Montrö rejimi çerçevesinde titizlikle sürdürerek muhafaza edeceği ifade edilmiştir.

Gazze'de işlenen insanlık suçlarına engel olamayan uluslararası sistemin ıslah edilmesinin, küresel barışın sağlanması bakımından aciliyet arz ettiği belirtilmiştir.” şeklinde ifadelerin de yer bulduğu bir açıklamaya imza attı..

Gelelim, Karadeniz’ e kıyısı bulunan ülkelerden Rusya’nın dediklerine.

Montrö, Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkeleri yakından ilgilendiren çok bir önemli başlık çünkü..

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov: “Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin hükümlerini kesin bir şekilde uyguluyor.

ABD'nin sözleşmeyi değiştirme girişimleri başarısız olacak.

Türkiye dahil Karadeniz'e kıyıdaş ülkeler ile bölgesel güvenlik için birlikte çalışabiliriz.” Diyordu hayli net bir şekilde.

Girdi çıktı formülü ile Montrö’ yü bir şekilde aşan ABD savaş gemileri, yazımın başlarında bahsettiğim o geçmiş yıllarda, Akademisyenlerin de yaşanılanı kısaca isimlendirdiğiydi. ‘Girdi Çıktı formülü’ diyerek..

Ne yalan söyleyeyim, ABD savaş gemilerinin isimlerini biz gazeteciler adeta ezber etmiştik o yılarda.

6. Filonun unsurları da gelip geçti Türk boğazlarından.

Bir de aklıma Dolmabahçe önüne demirleyen, merhum İngiltere Kraliçesinin adını taşıyan uçak gemisi geliyor.

Bir gece yarısı geçmişti Çanakkale’ den, Marmara’ da  blr kısmı gece ve bir kısmı gündüz vakti ilerlemiş ve İstanbul boğazına ulaşmıştı.

Zihnimde yer edinmiş o yıllarda, Montrö idi  yine üzerine Akademisyenlerin de söz ettiği..

Montrö bence de çok önemli bir konu.. NOKTA…