Bir partinin içinde rekabet olmalı mı?

Eğer olmalı ise; bu sınırlar nereye kadar genişlemeli?

Parti içi rekabette, rakiplerle pazarlık yapmak ahlaki mi?

Eğer pazarlık yapılacaksa bu pazarlığı kimler bilmeli?

Pazarlığa aykırı davranış sergilemenin bir yaptırımı olmalı mı?

Gizli pazarlıklar etik değer taşır mı?

Yukarıdaki soruları daha da çoğaltmak elbette mümkündür.

Ama her halde siyasetteki en rezil rekabet, maddi çıkara dayalı dayanışmadır. Bu dayanışmanın adına siyasette “Ali Cengiz Oyunu” da demek mümkündür.

Ali Cengiz Oyunu’lu parti içi rekabettin anlamı, “siyasi mafyacılıktır ve  genelde aldatılanlar maddi ve manevi emeği sömürülenler partililerdir veya belli başarı potansiyeli olan siyasetçinin etinden sütünden yararlanma da anlamına gelen adeta şantaja dayalı siyasetin de adıdır” diyebilir miyiz?

Parti içi siyasi rekabetin en berbatı, çapsız, bilgisiz, kapasitesi düşük profilli tiplerin partisinin siyaset üretme ve partisinin büyüme potansiyelini bloke etmesidir.

sıraladığımız gerekçelerin birinin veya birkaçının etkisi altındaki partilerin geleceği de karanlıktır. Olasılıkla da o partiler fazla ömürlü olmaz.

Yerelde ise durum daha trajikomiktir.

Aklı başında hiçbir insan, kendini bu düşük çaplı siyasi kimliklerin figüranı yapmaz. Hiç fırldak siyasetçinin kurşun askeri olmayı da kabul etmez.

Ali Cengiz Oyunları en çok yerel siyasette olmaktadır.

 

Çanakkale’nin Siyasi Hayatı

Çanakkale’ye ilk yerleştiğimde bana söylenen şeyler vardı.

Falanca kişi koyu bir CHP’lidir. Ama nasıl oldu bilmiyoruz bir anda AKP’li oldu diye anlattılar.

Koyu Atatürkçü ve CHP’li iken bir anda siyasal olarak tabana tabana zıt partilere geçenler, genelde ideolojisi olmayan oportünist kişilikli tiplerdir. Emin olunuz ki gittikleri partide çıkarları bitince yeniden eski partilerine veya bir başka partiye  dönüş yapacaklardır.

Bu siyasal oportünistlerin etrafında da kendileri gibi oportünist tipler sarıp sarmalamıştır.

Bunlar peteğini terk eden oğul gibi koloni halinde partilerinden firar ederler.

İşte bu günlerde İYİ Parti’de bu mana da büyük çalkantılar yaşanmaktadır.

İYİ Parti’nin en yüksek karar organı doğru veya yanlış bir karara varmış ve Türkiye genelinde yerel seçimlere tek başına girme kararı almıştır.

Ancak görüyoruz ki İYİ Parti’de özenle benzenle seçilerek partiye alınan siyasi fügdürler, kendilerini  fazlaca mühim kişilik olarak değerlendirip “güç zehirlenmesi”ne maruz kalmanın sonucu olarak,  İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nun yerel seçimlere yönelik aldığı kararı beğenmeyerek partilerini de suçlayarak İYİ Parti’yi terk etmi ve terk etmeye de devam etmektedirler.

Bu kimseler olasılıkla çok yakın zamanda CHP, MHP ve AKP ‘ye yanaşarak İYİ Parti’ye saydırmaya devam edeceklerdir.

İşte bugünlerde dile getirilen bir şey de son il başkanlığı yarışında Rıdvan UZ ve ekibi ile rekabet halinde olan ve seçimi kaybedenlerin bu aralar CHP’ye geçeceği söylentisidir.

İYİ Parti’nin Eceabat ve Gökçeada Belediye başkanlarının CHP'ye geçeceğinin artık fısıltıdan gerçeğe dönüşmek üzere olmasıdır.

CHP’nin tüm Çanakkale ilçe Belediye Başkan adayları ilan edilirken Gökçeada ve Eceabat belediye başkan adaylarının henüz ilan edilmemiş olması da bu düşüncemizi desteklemektedir.

Önceki seçimlerde İYİ Parti’den seçilen Gökçeada ve Eceabat Belediye Başkanlıklarının 2024 yılı yerel seçimlerde CHP’ye geçeceği kesindir.

Bu satırlar yayınlanmadan önce 17 Haziran’da bir araya gelerek kahvaltılı buluşmaları da son hareketten önce güç tespitine yönelik bir siyasi atraksiyondur.

Olasılıkla da Gökçeada ve Eceabat Belediye başkanlarıyla birlikte İYİ Parti’den istifa edecek üyelerde topluca CHP’ye katılışlarını da duyacağız.

Bu durumun gerekçeleri elbette siyaset sosyolojisi bakımından ayrıca incelenmelidir.

 

Dikkat ederseniz şu günlerde en çok çalkantı yaşayan parti İYİ Partidir.

İYİ Parti’de bugüne kadar şahsi çıkarları için bulunan “gelgeç siyasi kimlikler” birer ikişer partilerini terk ederken, İYİ Parti içindeki kurucu iradenin siyasal aklının temsilcileri kendilerine yakışır şekilde bir siyasal karakter sergilemektedir. İYİ Parti’yi olur olmazın oyuncağı haline getirmemek içim tüm ağırlıklarını ortay koymaya başlamışlardır.

İYİ Parti’nin akil insanların akıllı ve mantıklı tutumlarını büyük bir dikkat ve merakla izliyorum.

Hatta daha açık yazayım destekliyorum da.

Gerek yerel seçimlerde ve olasılıkla erken genel seçimlerde İYİ Parti’yi Türk Milletine siyasal alternatif olarak sunmak üzere İYİ Partiyi ciddi şekilde tüm safralarından arınmaya tabi tutmaktadırlar.

Son söz olarak Türkiye’de siyasetin kartları yeniden karılmakta ve dağıtılmaktadır.

Türkiye‘de adeta pokere dönen siyaset oyunu başlamak üzeredir.

Siyasetin kumarbazları önümüzdeki yerel seçim ve ardından olası erken genel seçimde siyasi poker oyununda kaybeden mi kazanan mı olacaktır yaşayıp göreceğiz.

Siyaseti siyasal pokerciler değil Türk Milletinin serden geçti siyasetçileri kazanacaktır.