Küresel ısınma ve buna bağlı kuraklık.. Dünya, bunu dert edindi. Nasıl edilmesin ki?

Biz de bu dünyanın bir küçük parçası olarak önlem hazırlıklarındayız.. Buna da şükür..

Kuraklık şehrimizde de endişenin adı.. 

Çanakkale' de su tasarrufu ve tarımsal sulamayı güvence altına almak için bir toplantı düzenlendi.

Amaçlanan; tasarruf sağlamak..

Bu manada; tarımsal sulamayı güvence altına almak da şart.

Üretim olmaz ise bir de kıtlık sorunu çıkar karşımıza…

Bunun için hazırlanan planların değerlendirildiği, bahsettiğim o toplantıda;

 "Tarımsal Kuraklık İl Kriz Yönetimi 2023 Yılı Değerlendirme Toplantısı" adı altında, ilgililer bir araya geldiler.

Toplantı, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü salonunda gerçekleşti.  İl Tarım ve Orman Müdürü Nazan Türkarslan başta,  Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi  (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şeker, DSİ 252. Şube Müdürlüğü,  Meteoroloji, Orman Bölge, İl Sağlık Müdürlüğü dahil, Çanakkale Belediyesi, İl Özel İdaresi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü,  İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğünden, üst düzey isimler yer aldı. Ve de dahası ilgililer..

Hep birlikte tanık olduk. Bu yaz da kurak geçti. Yaz mevsiminden kaynaklanan su sıkıntısının özellikle tarımsal sulamada yoğun kullanımıyla arttığına dair elde veriler mevcut.

Tarımsal üretim önemli.. Tarımın geleceği ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği de elbette ki çok önemli.

Bu konuda, İl Tarım ve Orman Müdürü Nazan Türkarslan, suyun %74'ünün tarımsal faaliyetlerde kullanıldığının altını çizen isim oldu.

Ve dedi ki; "Bu çok ciddi bir rakam. Bizler tarımsal sulamalarda sulama suyu miktarını en asgariye düşürüp, su kaynaklarından en iyi şekilde istifade etmemiz gerektiğine inanıyorum.

Bu anlamda herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor"  

Bu söz, birçok sorun ile karşılaşıldığında, çözüm noktasında edilendir.. Eli, taşın altına koymak..

Tamam da, tarımsal sulamada su tasarrufu, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı mesele olunca, ne yapabiliriz…  Nasıl yani, elimizi hangi taşın altında tutabiliriz?

Meteorolojik durum değerlendirmesi gibi konular da ele alındı bu toplantıda.

Özetle; çeşitli kurum temsilcileri, çiftçilere destek sağlamak adına ortak çözüm yollarını tartıştılar.

Su yok, yağış olmayınca.. Çözüm için, yeni bir baraj da yok..

Hali hazırdaki barajımızın, debisini yüksek görüp, su tuttu dedik yıllarca.. Oysa ki, içinde, dipte yani, yılların getirdiği kil ve balçık.. Bu da, barajı yağılar ardından, dolu göstermeye bir neden.. Dipte onca kil, çamur ve balçık var iken,   doldu sanıyoruz hep barajı.

Tam takır kuru bakır olduğu günlerde, temizlemedik hiç su tutacak havzayı.. İçinde biriken killi toprak, tarım sektörü için ne kıymetli imiş aslında..  Bunnu öyle üolduğnuu bir bilen demişti bir vakitler..

Yaşanması muhtemel kriz öncesi tedbirden söz etmek, bir nevi havanda su dövmek gibi bence..

 İl Özel İdaresi'nin finansal katkısıyla yürütülen bir projeden de söz edilmiş.. Su depolama yapıları, içme suyu tüketimi ve olası kuraklık durumunda alınacak önlemler gibi konu başlıkları.

Hepsine eyvallah.. Eyvallah da, kalıcı çözüm olmaz ki tüm bunlar..

Sözü edilen küresel ısınma, bir iki yıl sonra, yerini eski günlere bırakmayacak ki..  Kuraklık hep bizim için tehdit..

Toplantıda, Çanakkale İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, DSİ, Meteoroloji Müdürlüğü ve Çanakkale Belediye Başkanlığı temsilcileri detaylı sunumlar gerçekleştirmişler..

Sunarak çözüm bulunsaydı, yeniden sunumlar olur muydu böyle hiç?

Çok karamsarım ben şahsen bu konuda..

Bu arada;  Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şeker'in konuşmasıyla devam eden o  toplantıda, katılımcılar görüşlerini paylaşarak ortak bir çözüm yolunda iş birliği yapma konusunda mutabık kalmışlar..

Bunun çözüm yolu nedir sahi?

‘’Herkes Elini Taşın Altına Koymalı’’ diyerek mi çözüm bulduk yoksa..

Şehrimiz için gerçek şu; "Suyun %74'ü tarımsal faaliyetlerde kullanılıyor.

Kullanmazsak, tarım üretimi durur, üstene bir de aç kalırız..

Bir de şöyle bir yöntem hasıl olmuş; “Gerekli görülmesi halinde SMS ve Sosyal Medya Hesaplarımız ile üreticilerimizi uyarıyoruz.

Suyu tarımda, sanayide ve evsel kullanımda tasarruflu kullanılmamız gerekmekte. Yeni yılın kuraklığın yaşanmadığı, bol yağışlı ve verimli bir yıl olmasını diliyoruz" şeklinde…

Temennimiz hep bu yönde.. Ne yazık ki, küresel ısınma sürüyor..

Kuraklık, sadece bizde değil, tüm dünyada etkili.. Etkileri ise, can yakıyor..

İklim değişti, seller can alıyor.. Mal kayıpları hallice..

Doğa elden gitmiş sanki.. Bunun da sorumlusu biz insanlarız bence..

Herkese sağlık getirsin bu yeni hafta.. Kalın sağlıcakla..