Hayata dair, 'yaşandı mı bilinmez?' fakat; bahsedeceğim türden pekçok hikaye var kaleme alınan.

Şu sosyal medya bir alem yahu!?!.. Binbir tütrlü hikayenin paylaşılıp, insanların yüzünü güldürüyor..

Bazen de, öylesi mesalar yüklü ki aktarılan hikayelerde, insan olan ayrı bir keyif alıyor...

Hikaye sonuçta.. Yaşandı mı , yaşanmadı mı bilinmiyor.. Adı üstende, hikaye..

Günlük hayatta yaşanılan ya da rastlanılan bazı konular üzerine,  oturup kaleme alınınca öyle çok hikaye  çıkar ki ayrıca... 

Her birimizin zihnine, mıh gibi yerleşen anılar var bir de.. Onlar da bence ayrı bi hikaye...

Okuduğuda, sonunda verilmek istenen mesaj beni oldukça etkileyen bir hikayeden öz edeceği isizlere..

Bu arada, "Ne demek istiyorsun şimdi?" şeklinde olası gelebilecek sorular karşsında, peşinen yanıt sunayım.."Kesinlikle bir  Art niyetim yok.. Hikaye güzel ötesi, aktarayım istedim.."

Yaşandığı varsayılan yer Londra..Hani, İlgiltere'nin o bilindik şehri.. Bolca da yağmur yağan bir yer burası.. Öyle biliyorum, belki de, her daim yağmıyordur yağmur.. Öyle diyorlar.. Gidip gömedim, bilemiyorum.

Hikaye bu ya!?!..   Londra'daki camiye yeni bir imam atanmış..

Yeni imam, şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zamanda aynı  şoföre rastlıyormuş.

Genelde, bazı güzergahlarda otobüs sürücüleri, izin vakti gelinceye dek, görev başındadır.. İşi direksiyon sallamak..

Londradaki camiinin yeni imamı,  bir gün bilet alırken, otobüs  şoförü 20 İngiiz kuruşu fazla vermiş.

İmam, fazla ödemeyi parasını  sayınca fark etmiş.

İnsan sonuçta.. İmam da bir isan.. Kendi kendine 20 kuruşu geri versem mi, vermesem mi şoföre diye düşünmüş bir ara..

Fakat, içinden bir ses diyormuş ki;  "çok gülünç bir para ve şoförün umurunda bile olmaz..

Otobüs şirketi çok para kazanıyor zaten.. Sadece 20 kuruş eksik olsa hasılattan, şirkete zararı dokunmaz."

Bu parayı saklayabilirim diye düşünmüş bir ara.. Sonra;  "bir hediye gibi." diye geçirmiş içinden..

İneceği durağa gelince, imam kalkmış koltuktan, fikrini değiştirmiş, Otobüsten İnmeden önce, şoförün yanına gitmiş..

20 kuruşu geri vermiş ve demiş ki:"Paranın üstünü fazla verdiniz..."

İngliiz şöför gülümsemiş.. Bir soru eşliğnide, şunları söylemiş...

"Siz caminin yeni imamısınız değil mi. ? Aslında uzun zamandır sizi  caminizde ziyaret etmek istiyordum.

İslamı öğrenmek için.

Bu yüzden bilerek size fazla para verdim.

Nasıl tepki vereceğinizi görmek istedim."

İşittiği bu ifadaler karşısında oldukça etkilenmiş imam.

Otobüsten İnerken, san ki  bacaklarını hissetmiyormuş. Yere yığılacakmış gibi olmuş..

Kaldırımdaki bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışmış bir süre..

Gelmiş de kendine.. Ancak, gözleri buğulu.. Gözlerinden yaşlar dökülerek demiş ki:

"ALLAH'ım bana doğru yolu gösterdin.. Dürüst oldum, buyurduğun gibi..Bu sayede, imana gelecek biri oldu...Şükürler osun.."

Hikaye işte.. lakin, bence çok güzel bir hikaye..

Kutsal dinimizin buyurduğu çok şey var, anlamı ne de nice...

Yardımlaşmak mesela.. Yardıma muhtaç kim var ise, yardım eli olmamızı da buyuruyor yüce yaradan..

Sınırlarımıza çok yakın olmasa da, bir yerlerde çocuklar canından oluyor.. Keşke diyorum yardım eli olmamızı bizlere nasip etse yaradan..

Masum çocuklar hiç ölmesin, AMİN...