İçten geldiği gibi dökülür dilden sözler..

İfadeleri kaleme almakta hiç güçlük çekmez bazen insan.. İçtendir çünkü dilden dökülüverenler.. Zorlanmaz cümle kurmakta o an  insan..

"Ah Tuzlu bey, Ah..” demiştim aldığım acı haber üzerine.. Şok geçirdim deriz ya bu durumda, öylesi bir durumdu yaşadığım o gün, o an..

Ne kahkahaları çıkıyor aklımdan, ne de tak diye her konu üzerine yaptığı yorumları… Oldukça donanımlı bir zihne sahip oluşundan da onun bu hali...

Okurdu, okudukça okuyanlardandı..  Bir kitap kurdu misali. Boşa olmazdı tespitlerdi, mukayesede on numara,  beş yıldızdı..

ERTAN TUZLU DEDİĞİMDE, BEN GİBİ DÜŞÜNENLERİN SAYISININ TAHMİN EDİLDİĞİNDEN DE FAZLA OLDUĞUNDAN EMİNM ŞU AN.. Kim tanımazdı ki; kalbi yufka, cüssesi devasa adamı..

Ani kaybından dolayı, başta annesi, kız kardeşi Arzu ve onun kadar devasa cüsseli biraderi Ali Tuzlu.. Nefesleri kesilmiş, yutkunamamışlardı.. Biz gibi demeyeceğim elbet, çünkü onların çektiği acı, tarif edilemezdi..

Ve, dün sosyal medyada okuduklarım.. İzim bir tarifsiz sızladı yine..Artlim, Arzu özetliyordu özlemini..

“ERTAN TUZLU ANISINA...” diyor ve yüreğinden dökülenleri alıyordu kaleme Arzu..

İngiltere’de eşi ve çocukları ile hayat mücadelesi veren, gurbetçi bir Çanakkaleli o. Ağabeyim, ağabeylerim var, kim takar dünyayı diyebilendi eminim, ta ki ağabeylerinden, benim tabirim ile Tuzlu bey’ i, Ertan ağabeyini yitirinceye kadar..

Arzu; “..Hafif bulutlu ve her zaman ağlayacakmış gibi bir gun bu gün…” diyordu..

Ekliyordu sonra da; “Aslinda ben küçük keyifler beklerken hayattan ,verdiğin yokluğun histerisiyle yine yikiliyor bu Şehir üstüme..Hayatin ipini  bıraktığım, gece ile gündüz, uyku ile uyanıklık arasındayım” sözleri ile, ne de şiirsel anlatıyordu içinde bulunduğu durumu.

“Bu gün! Seni Adem’den önce sevmenin büyüklüğü kapliyor icimi… o zamanda vardi “Sevgi” değil mi? yoksa, bu dünya nasiıl işler ki? Tum bu sonbaharı  tüm hüznüyle hakkını  vererek yaşayan bu şehir,san ki bir yaz gününü bekler gibiydi bu gün..

Inanılmaz insanlar vardı icinde biriktirdiği ve yaşattığı!! Ikiyüzlüsü,dedikoducusu, yardimseveri,kaypagi,vurdumduymazi , mesafeli si, kışkırtıcısı, gönül koyanı ,gönlünü vereni, , iyisi, kötüsü, çirkini, güzeli…

İyiyi Şeytan a çeviren, kötüyü Isa’ ya çeviren bu şehir, bu akşam vargücüyle tepemde tepiniyor san ki…”

Tonla ağırlıkta sözlerdi bunlar.. İçten içe güçlenen bir fırtına, belli ki kasırgaya dönüşmüştü arntık küçük kız kardeş, Arzu da..

Arzu artlim, net’ tir .. Tam bir Çanakkale evladıdır vasselam.

Kelimelerle de oynamaz yazar iken.. Düşündüğünü döker satırlara..Ne bir eksik, ne bir fazla.. Çanakkalelidir dedik ya (!)…  

Artlikm şöyle de bir cümle kuruyordu, özlemini dile getirir iken.

“Sen yokken ‘cüce’ iken dev insanlar var etrafımda, papaz iken ‘şeytan’; cadi iken ‘peri’ olanlarla sarılıyım.

İçimden gecen ‘sen’ bu aksam içime sığmıyorsun san ki…Varlığınla beni çoğaltan sen , saçıma dokunduğunda saçımı gökkusağı , gozlerime baktığında beni  masmavi  yapan , ruhuma alev alev iyi gelen sen yoksun!!!!

Yolunu şaşırmış bir yolcu gibiyim. Kapısız bir Kutsal yerde diz çökmüş, ne içeri ne de dışarı çıkamadığım yerdeyim!

Biz ikimiz; sen ve ben. Hayatımızın her saniyesinde terkedilme  olasiılığını göze almış iki yurek, son opusu bilir gibi, bir telaşla, bir vazgeçişle, yanlıs bir günde gelmemiş olmasının dileğiyle,  olumun yalvarışı hep oldu gozlerimizde…

Kaprisli bir tebessümle geçiştirdik o hissi… Büyşücülerin  tuz  parcalarını omuzlarından attıklari gibi firlattik omuzlarımızdan o kötü hissi….

Bu aksam, o mazi  bir sis  ibi iniyor üstüme. O mazi ki: sevincim ,kahkaham ,uykum,sabahım, ertesi günüm, bu günüm, eksi’ğim, var’Im ayni zamanda yok’um!!!

Hem düştüğüm, hem kalktığım andayım !

Bu akşam, gidecek bir evi, girecek bir kalbi, kafasını koyacak bir yastığı ,karnını doyuracak bir midesi, gülümseyecek kaslaro olmayan biri gibi zavallı yım.

Icimden gecen bu sonbahar ve sen, alnima yazilan bu gün üstümde tepiniyor yine !

Istasyona düşen yüzlerce Veda tüten gözler gibi, bırakamıyorum seni….

Belki de ben, gidişinle bu kadar bir bayımayım !!!           

Bu sehir eskidi seninle bu aksam, sana eksigim yine bu aksam!                                  

Yokluğuna cok uşüyorum….!!!!

Mekanin cennet ve melekler hep seninle olsun gülen yaz…” diyordu kız kardeş Arzu..

Çanakkaleli olunca bir kardeş, böylesine özetler işte özlemini.. Ne bir eksik, ne bir fazla..

Çanakkale gibi olur ifadeler.. Çanakkale gibi kahramanca.. Destan yazar, yazdırır…

Rahmet üzerine olsun Tuzlu bey..Mekanın cennet inşallah…