Duygusal adamsın, adam gibi adamsın.. Sevidğim meslekmtaşım, döktürmüş yine.. İçinden geçenleri tahmin edince, yüreğim sızlamıyor da değil hani..


Zordur veda etmek.. Veda etmek ayrı yürek ister..
"Ben yazmazsam eksik kalırdı..." diyordu önce, Gelibolulu meslektaşım, Doğan Zelova.. Mesleğe başladığı yılardan söz ediyordu.. Zafer Gazetesi diyordu.. Tahmin ediyorum ki, bu diyeceklerini kaleme alır iken, gözleri de doluyordu.
Bir hikaye, bir masal değil bahsettikleri.. "Kurşun harflerden doğan ZAFER GAZETESİ" idi..
Doğan ağabeyimin kaleminden, tarihten bir sayfa açılıyordu önce adeta.. Sonra;  tak diye kapanacak bir sayfaya dairdi sözleri..
Doğan ağabey yazıyordu.. Şöyle geliyordu cümleler;
"Merhum Sami Kiye, Merhum Ahmet Kiye, Merhum Metin Kiye ve kulaklarını çınlatalım Soner Kiye….
Kiye’lerle adeta küllerinden doğan mürekkep ve benzin kokan kurşun harflerin tek tek kumpas denilen  ve Heidelberg   sallama denilen Alman marka bir makinayla başlayan yaşam serüveninde Zafer Gazetesi 66 yıl Gelibolu’nun habercilik dalında sesi kulağı oldu.
Kiye’lerin o dönem sahipliğini yaptıkları Zafer Gazetesinde mürettip olarak 1980’li yıllarda başladığım ve o kokusuna bulaştığım mürekkep kokan gazete sayfalarının haberlerini Metin Kiye – Ahmet Kiye ve Soner Kiye’yle birlikte dizmeye başladığımda gazetecilik hayatıma merhaba demiştim.
Müthiş bir ekibin olduğu dönemde girdiğim bu meslekte sahip değiştiren Zafer Gazetesi merhum Recep Yüzüak’la yerel gazetelerin erişebilecekleri ileri teknolojiyi yakalayan bir gazete oldu.
Zafer Gazetesi' nin bir süre Alaeddin mahallesinde kömürlükten bozma bir barakada bazen iki kişiyle, bazen de tek başına gece yarılarına, hatta sabah ezanına kadar  çalışıp, baskıya hazır hale getiren kişiydim.
O, dönemlerin bana yardımcısı ve daha  sonra Ayyıldız Gazetesinin yaratıcısı Hilal Yüzüak’tı.  Zafer Gazetesiyle ne günler, ne yıllar yaşadık.
Dile kolay,  her türlü olumsuzluğa ve  ekonomik koşullara  66 yıl direnebilen Zafer Gazetesi sahibi Recep Yüzüak’ın ölümünden birkaç ay sonra, yayın hayatına son verdi."
Bir yaşam hikayesinin bittiğini anlatıyordu Doğan ağabey.. Kaleme belki de titriyordu bunları yazar iken, tıpkı içi, yüreği  gibi.. 
Bir satırda da şöyle geliyordu bir yeni cümlesi; "Fatih Uz kardeşimle de bu gazetede birlikte güzel günler geçirdik.
Kimler geldi, kimler geçti...
Bir pragrafda Engin kardesime acmam gerek. Engin , Zafer Gazetesine geldiğinde, pazar yerinde lokantada çalışıyordu.
Ufacık tefecik, çilli, cılız kızil bir çocuktu. Şlmdi de olduğu gibi; altın bir kalbi vardı.
Gazete basıldiktan sonra, kalıbı silmeyi temizlemeyi ona bırakıp, biz kaçardık.
Bizden fazla Engin kardeşimin de cok emeği var.
Af ola. Emel Abla, Ayşe Abla, Gülden. Ayşe.  Hasan usta, Bülent abi ve merhum Cevdet Yıldırım’ı da unutmamak gerek… İyi ekiptik…
Zafer Gazetesi bundan sonra  anılarda yaşayacak…" diye noktalıyordu veda mektubunu koca yürekli adam..
GAZETECİ Mİ DOĞDUK KARDEŞİM!?!...
Gazeteci doğmak gibi bizde bu gazetecilik.. Çoluk çocuğumuzun büyüdüğünü bile anlamadık iyi mi...
Misal ben, 89' da en son boğaza girmiştim bir yaz ayında.. 
Sonrası, denize girmek lüks oldu bende..
Tatil mi? Ne tatili.. O, tatile fırsat bulabilenlerin işi..
Sürekli dinlediğim telsiz baş ucumda uyudum yıllardır..
Kızım oldu sonra.. Afet bir hava.. Buram burana kar yağıyor sokakta..
2004 kışı.. Hani şu meşhur kış..
Günlerce elektrik yoktu, hatırladınız mı?..
Mum’ un tanesi, şimdilerin enflasyon canavarına taş çıkartacak fiyatta o günlerde.. 
Kızım büyüdü.. Üniversiteli oldu..  Ben kızımın büyüdüğünü bile anlamadım iyi mi?...
Dün yolcu ettik onu , yeni bir yaşamın başlangıcı için gerekli eğitimi almaya.. Yeni bir hayata yelken açtı.. Yolun ve bahtın açık olsun kızım..
Boyum mu büyüdü bu denli meslek aşkı ile.. hayır elbet..
En kıymetlim büyüdü, büyüdüğünü ben pek göremeden büyüdü hem de....
Sonrası mı??? Gazetecilik böyle bir şey işte..
Yarı ömrümü bu mesleğe veren biri olarak, birilerinin sözde gazeteciler ile bizleri kıyaslamalarına inat, biz bu işi yapacağız arkadaş..
Gazete olsa da, olmasa da.. Yazacak bir tutam kağıt buluruz vesselam..
İçimizde bitmek tükenmek bilmez, Vatan ve Çanakkale sevdamız var, tarifsiz üstelik oldukça büyük,
Haydin kalın sağlıcakla.. yeni hafta, herkese sağlık, huzur, mutluluk getirsin.. şimdilik hoşça kalın..