Spor dünyasına 'Kenyalı' dersi desem,  bu ders konusu hakkında ne düşünür sünüz?

'Nereden çıktı şimdi Kenyalı?' diye sorar mısınız mesela?..
Ya da, hiç işittiniz mi, bir Kenyalının spor dünyasına ders niteliği taşılan o hikayesini..
Ne yalan söyleyeyim, ben ilk kez işittim.. Çok da etkilendim bu hikayeden.. Örnek alınması gereken yaşanmışlıklardan söz ediyordu bu hikaye..
Hikayeyi, bir siyasetçi paylaştı geçende.. Bir süredir, aktif olarak siyasi kadrolarda görev almamış olsa da, bir çok partilisinin gönlünde, o hep  bir  Başkan..
Ya da ondan: Reis' diye  söz edildiğinden mi, söz etmeliyim?..
İsimlere takılmayalım diyeceğim de, iyisi mi öyle de demeyeyim... Milliyetçi Hareket Partisi'nin bir önceki dönem il Başkanı Hakan Pınar'dan geliyordu sözünü ettiğim bu paylaşım..
Yaşanan ve çıkan sonuç itibariyle, çok uzun bir hikaye aslında düşünülüdğünde bu hikaye.. Anlayabilene, çok hakikatlı gelecektir diye düşünüyorum..  
Uzutmayayım hikayeye döneyim; Kenyalı koşucu Abel Mutai bitiş çizgisine sadece birkaç metre uzaklıktaydı ancak, tabelaları karıştırdı... Ve yarışı bitirdiğini düşünerek durdu.
İspanyol yarışçı İvan Fernandez hemen arkasındaydı ve neler olduğunu anlayarak Kenyalıya koşmaya devam etmesi için bağırmaya başladı.
Kenyalı, nereden bilsin İspanyolcayı.. Şaşkın o anlarda. Ardındaki rakip, bar bar bağırıyor..
Mutai,  İspanyolca bilmiyordu bu yüzden de anlamıyordu kendisine denilenleri..
Neler olduğunu anlayan İspanyol koşucu Fernandez, Kenyalı rakibi Mutai' yi zafere itti.
Bu anlara, yarışmayı takip eden herkes tanık olmuştu..
Spor muhabiri İvan' a; "bunu neden yaptın?" diye sordu..
İvan yanıtladı: "benim hayalim, bir gün kendimizi ve başkalarını kazanmaya zorladığımız bir tür topluluk yaşamına sahip olabileceğimiz."
Muhabir gelen bu cevap üzerine; "peki Kenyalının kazanmasına neden izin verdin?" diye ısrar etti ikinci bir suhali ile..
İspanyol sporcu İvan, "kazanmasına izin vermedim, o kazanacaktı. yarış onun du..." diye yanıtladı kendisine yönelen soruyu.
Muhabir ısrarcı.. Tekrar sordu, "ama kazanabilirdin!"
İvan ona baktı ve yanıtladı: "Fakat benim zaferimin değeri ne olurdu?
Bu madalyanın onuru ne olurdu? Annem bunun hakkında ne düşünürdü?" diye..
Hakan başkanın da paylaşımında altını çizdiği gibi; değerler nesilden nesile aktarılır. çocuklarımıza hangi değerleri öğretiyoruz ve başkalarına kazanmaları için ne kadar ilham veriyoruz?
Bir tür hile sayılmazdı yapılsaydı beklenilen..
Beklenilen hiç olmamalı aslında, sözü edilen altı çizilen, vurgulanan, açık açık derilmese de, denilmek istenilen  bence fırsatçılık..
Dürüst olmak gerekiyor şu durumda..  Her nerede var, ve var olmaya devam ediyorsa fırsatçılar, bu tür yaşanmış hikayeleri, sabah akşam okuyuverin bi zahmet..
Her şeyin etiketini; dolar arttı, yakıt fiyatı yükseldi, dahası diğer benzer bahaneler ile şişirmeyin artık yeter..
Anlayana elbet son satırdaki bu çağrım.. Anlamayana, yüce Mevlam dersini yakında verir ya, neyse..