Aday, Ağzınla Kuş Tutsa, Sonuçta Son Karar Seçmenin!...

"Nasip olacak gerisi hikaye”  Her seçim döneminde olduğu gibi, aday arayışları başladı siyasi partilerde. Ne var ki, Çanakkale içi8n bu durum biraz farklı.. Seçime bir ay kala, olmadı üç hafta kala belirlenir aday. Sonra da aday çalışsa ne olur, çalışmasa ne..
Eleştirilecek çok konu var aslında. Hangisinden bahsetsem diye düşünmekten yorulduğum için, kura çektim, adaylık konusu çıktı. Benim mini kuradan çıkan adaylık konusu, Çanakkale’nin de uzunca süredir başına gelen diyenler çok. Onlara da baygı duymak gerek..
Hazır adaylık demiş iken, bu konu üzerine maddie madde, olması gerektiği savunulan özelliklerden bahsedilen bir yazı dikkatimi çekti. Yazıyı kaleme alan, daha doğrusu maddeleri sıralayan meslektaşım.. Ahmet Hakan.
Kendisi, İstanbul için belirlenecek adayda arananlar olması gerektiği görüşünü savunduğu yazısında, genel itibari ile adayda olması gereken özellikleri özetlemiş bence.
Çanakkale için de aranmalı bu özellikler…
İstanbul, tüm partiler için önemli.. İstanbul’u kazanma konusunda, tüm olasılıklar hesaplanıyor, denilen mantık çerçevesindeki tüm sözler titizlikle gözden geçiriliyor.
Çanakkale İstanbul değil ki, bir mantık çerçevesinde de konuşsak dinlenelim..
Zaten, sakal da yok, bıyık da, neden dinlenelim ki?
Belki de, bir kulak veren olur, kim bilir.. Çanakkale için, ben yine bildiğimi yapayım, mantıklı özellikleri anlatır denilenlerden söz etmeye devam edeyi
Ahmet Hakan’ ın, iktidar partisinden bahisle; “İstanbul adayı nasıl biri olmalı?” Sorularına yanıt olarak sıraladıkları, bence tüm siyasi partilerin adaylarında aradığı özellikler olmalı..
Adayın, süper heyecanlı olması gerektiğini savunarak,  adayda aranması gereken özellikleri sıralar iken sayın Hakan, ‘Genç Dinamik, Aktif’ vurgusunu da yapmalıydı derim.
“Süper heyecanlı, müthiş azimli, muazzam enerjik olmalı.” demekle olmuyor, belli bir yaş aşılmış ise, hayata ayak uydurması zorlaşıyor bazen bedenin.
Maddeler İstanbul için sıralansa da, ben Çanakkale için o maddeleri uyarlayayım bari..
Öyle ya, İstanbul’ dan ne farkımız var? Biz de Boğaz şehriyiz, köprümüz de var.. Kalelerimiz de..
Çanakkale ‘ de yerel yönetici olmak isteyen adayın; kısa sürede Şehre de iyi gelecek projeler üretme becerisi olmalı en başta.. İmkansızı değil, gerçekleşmesi kolay hayallere sahip olmalı zihni…
Seçim bir yarış.. Aday belirlenir iken, karşı tarafı panikletecek çıkışları, ilk günden değil, son günlere bırakmayı planlayabilecek bir adaylar düşünülmeli mesela..
Kısacası, karşı taraftan da oy alma potansiyeline sahip olmalı Çanakkale’ yi yönetmeye talip olacak olan.
Biraz daha büyük düşünelim; Dosta da düşmanada, rakip partili seçmene de şunu düşündürmeli bir aday.. ‘bu isim başkan seçilir ise;  Çanakkale’ de hayat ayrı bir güzelleşir”
Çanakkale gibi olmalı aday.. Çanakkale gibi kahraman, Çanakkale gibi yürekli.. Çanakkale gibi, bir dünya markasına sevdalı olmalı.
Heybesinde, tartışmalı herhangi bir izi taşımamalı meşe
Gençlere ve her zaman genç kalanlara yakın olan biri olmalı.. Yapar gibi değil biraz da yürekten de genç olmalı yani..
Dildir şaşar bazen.. Sertleşir; düşünmeden edilir ya bazen sözler..  Sivri çıkışlara yüz vermeyen bir kişilik yapısı olmalı adayın.. O 9nasıl olacak sa artık….
“Polemikten alabildiğine uzak, hizmet siyasetine alabildiğine yakın olmalı.” demeyeceğim, böyle de olmamalı.. Gerektiğinde polemiğe de giren olmalı.. Yürekli, kendine güvenen yani..
Dersenez ki, varsa bu özelliklere sahip biri, sen bize isim ver.. Oldu canım,. Konuşmaya gelince, mangalda kül bırakmayan siyasetçilerimiz ne iş yaparlar..  Seçim bitti, diyelim ki kazanılmadı.. Geçmişte olanlar gibi..
Kazanamadığın o ilk günden başlayacaksın aday arayışına, bulamıyorsan, yetiştireceksin.. Vakit uzun, onu tanıtmaya devam edecek, seçmenin gönlünde kurulan bir taht’ ta, onun yerini sabit kılacaksın.
Hiç kafa yorma, seçim kaybettikten sonra, bir yenisi gelene kadar otur.. sonra, bu adayla bu kadar, zaten zor, kazanamadık sözünü tekrar et dur.
İki seçim arası o büyük zaman boşluğunda, bir değil, bin isim yetiştirilir.. Bu ne imkansız, ne de çok zor.. İstemeyince baştan, bahane ürütmeden daha kolay ne var ki..