Zaman içinde akıp gider ömrümüz. Mezarlıklar unutulmaya razı gelmişlerin mezarlarıyla doludur.

 
Onlarda öncekiler gibi doğmuş yaşamış ve ölmüştür. Kim bir her biri ne sevinçler ne hüzünler yaşamıştır.
Lakin geride bıraktıklarından gelecek nesillere ne kalmıştır?
Şiir gibi yaşamak,İnsan gibi insanca ve barış içinde özgürce, ah almadan yok olmadan, ardından sövülmeden, beddualar almadan yaşamak, herhalde şiir gibi yaşamaktır.
 
 
Masumiyet
 
Ben yoksulluğu
Yoksulluk nedir bilmeden yaşadım.
Çocukluğumu, 
iki kırık misket
Bir avuç leblebi tozuna sakladım.



Ne Hükmü Var...
 
Sen 
Yokken 
Ağaran tanın 
Ne hükmü var? ... 
Aydınlansa da günüm, 
Ruhum 
Karanlıkta.... 
Kul geçmez 
Toprağı 
Sıla tutmuşsun... 
Sılaya varmaz, 
Çiğnenmez yolların 
Ne hükmü var? ... 
Aşık değilsen, 
Gülmüyorsa yüzün... 
İçinde doğan güneş 
Aydınlatmıyorsa 
Sevdiklerini, 
El ele dolaşmıyorsan, 
Sarılmıyorsan, 
Koklaşmıyorsan... 
Mehtapta, 
Sahilde 
Yakamozlar 
yoksa. 
Kulağına 
Ulaşan 
Bir türkü 
İçindeki 
Boşlukta kalıyorsa, 
Sevmenin, 
Yaşamanın 
Ölmenin, 
Ya da 
Benim olmanın 
Ne hükmü var? ...
 
Hiçbir Şey Eskisi Gibi Değil
 
Dolu gibiydi kör talih,
Kurşun gibiydi zaman…
Zaman sarhoşu yıllarda,
Hiçbir şey eskisi gibi değil…
Ayrılık çalıyor şimdi kapısını,
Baharda yürek,
Eskisi gibi değil…
Aşık olmuşuz.
Sevdanın,
Kızıl gülü düşmüş yüzümüze
Dünyamız görünür gözlerimizden,
Hırçınlığımız hayasızlık değil,
Bir neden var hüznümüzün ardında
Lacerem…
İçimizdeki koca dağlara sığınmışız.
Bizim dağlarımızda,
Rüzgarın türküsüne çağlayanlar ses verir.
Kanatlarıyla alkış tutar yükseklerin hâkimi.
Kalleşçe pusuya yatmış avcıya inat,
Bir maral iner suya,
Bir kurşun
Bir mayın patlar sevgimize
Dış dünyadan,
Kendi yüreğinde kanlar içinde kalır sevdamız…
Bir ağıt yükselir,
Şarkılar can verir aşkımıza.
Ve biz
Hayata direniriz….
Bu aklı,
Bu beden
Bu ruh bizim…
Bizim göz yaşlarımız düşer yanaklarımızdan,
Hatıralarda kalır her şey
Hayaller eskisi gibi değil…
Şimdilerde,
Bir atlı geçer gün batımı
Irak yamaçlardan,
Güneş yitiverir ardında…
Gece yarısı sevdiğine küsmüş,
Zoraki izdivaçtan canına kıymış
Birinin sızısı çöker içimize…
Azrail midir küsüp giden?...
Sevdalı mıdır?...
Irak yamaçlardan geçip gidenler,
Şimdilerde eskisi gibi değil…
 
Zamana Karşı
 
Adın
Zindanlarda düştü aklıma.
Yanık kibrit karası renginde,
İstanbul'un üstüne yazdım seni.
Aradım
Çok aradım.
Gün batımı renklerini
Kirpiklerinle sürdün gönlüme.
İnadına
Unutmadım seni.
Sende unutma sevdiğini.
Ve.
Sakın ha,
Kaybolup gitme,
Geçmişin mutsuzluk Girdaplarında.
Yaşanan gün bugün.
Sev.
Aşık ol…
Ya da bırak
Sal gitsin ipin ucunu.
Ne çıkarsa
Kısmet diyelim.
Gönlünce yaşa kalan ömrünü...
Haydi, kalk.
Ne duruyorsun yıllardır
Demir attığın
Yaşadığın yerde.
Dağlara çık.
Uçurum kenarlarında aç kollarını Rüzgara
Bir kuş ol.
İn denizlere
Fırtınalarda dağılsın saçların.
Boğulan ruhuna uzansın gözlerin.
El ele kaç kendinle.
Kurtul
Dert ve hüzünlerinden.
Korkma,
Saçlarına ak düştü diye
Sakın kocadım
Tükendim deme kendine.
Seni seven beni hatırla
Çünkü ben
Seni her günümde
İlk gördüğümdeki gibi sevdim.
Sana her baktığımda ben
Gencecik bir kızı.
Aşk olduğum kadını görürüm.
 
 
Yaşamanın Tadı
 
Gökyüzüne,
Yıldızlara
Dolunaya
Kuşlara,
Denizlere
Balıklara,
Ovalara,
Dağlara çayırlara
Ağaçlara bak.
Senden önce
Daha nicelerinin,
Nice insanların da,
Baktığını unutma.
Kalp kırıp da
Kendine kötülük etme.
Düne üzülme,
Yarına bırakma sevinçlerini
İhmal etme sevdiklerini.
Gün bugündür.
Bu saattir.
Sevmek güzeldir.
Sevilmek güzeldir.
İlle de yaşamak güzeldir.
Fani dünyada
Ömür sürmenin
Keyfine Bak
Teslim etme aklını
Vazgeçme özgürlüğünden
Sana vurulan
Prangalarından
Zincirlerinden
İsyan et de
Kurtul.
İsyanların
Aklına mantığına
Korkularına
Haksızlığa olsun.
 
Beyin Uykusu
Hava soğuk 
Aylardan zemheri.
Farkında değil yoksulluğunun
Kış güneşinde kuyrukta.
Tek tasası bitmeden 
Sıra kendine gelse
Alıverse 
Biberi domatesi patlıcanı devlet manavından 
Sonra geçse kahveye 
Al kızı ver papazı eğlense.
Her yıl seçimle gelen geçime sevinse.
Dalsa hayallere 
Ve uyusa....
Uysa.