Yıllar yıllar evvel yazdığı kimi şiirlerimden üç tanesini daha yayınlıyorum.

 SENİ KUŞATANLARA ALDIRMA
 
Bir dolunay vaktinden az bir zaman kaldı...
Beni anlayabiliyor musun?...
Şakirtler 
Sahtekar ve düzenbazlar 
Kızılca kıyametle uyandırıldığında,
Sabah olmamış olsa da,
Tutsaklığa yürüyeceksin...
Neden diye sorma bana.  
Neden devlet böyle deme?
Yaşadığımız bilinmezli yıllarda   
Gerçekler 
Gerçek mi değil mi bilemem? 
Her gece sonunda,
Gün doğumu 
Ev ahalin ve sen
Kaçıp gidemeyeceği için bir başka diyara.
Hazırlıklı ol.
Koç başları kapını kırmadan,
Kaderine teslim ol diyecekler sana.
Teslim olma
Nefretini kusanlara,
Tuzak kuranlara
Kuşatıp 
Seni esir almaya çalışanlara aldırma. 
Her gün yeni bir umuttur de de
Teselli et kendini.
Küsme.
Küsersen tükenirsin,
İnadına diren hayata.
Mustafa Kemal'imizin
Düşleri ve düşüncelerinin dinginliğinde yaşa.
Şayet, hele bir de
Atatürk'ünün tam bağımsızlık ruhu
Sarıp sarmalamışsa seni,
Bil ki, 
Aydınlığa yürüyorsun demektir.
Bil ki,
Gönül gözün açıktır.
Bil ki,
Yarınlar, 
Bugünden daha güzel olacaktır.
 
6/5/2015 Alibeyköy//Eyüp
 
 
SENİ RÜYAMDA GÖRDÜM
Memleketi için korkmadan ölüme gidenlere ve arkalarında kalanlara selam olsun.
 Bu memlekette yetkili olup da dertlere çare bulmayanlara da selam olsun... 
Her gün üçer beşer vatan sevdası için, verilen emirleri yerine getirmek için şehit düşenlere bir diyeceğimiz var mı?
Mehmetçiklerimize kurşun sıkanların Türk Milletinin düşmanı olduğunu ve düşmanlar mücadelede sadece silahların kullanılmasının yetmeyeceğini, siyasi mücadele olmadan, siyasal irade olmadan eksik kalacağını, geç verilen her siyasal kararın bir Mehmetçiğimizin gencecik yaşında şehit olmasına neden olduğunu anlayan var mı?
Hadi akıllarına gelmeyenlere çözümde önerelim. Misakı Milli bir çözümdür.
Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’ye Türkiye üzerinden gönderilen mal ve hizmetler engellenmeli, gümrük kapıları kapatılmalı, ciddi bir tecrit uygulanmalı, Türk askeri Irak dağlarını , Suriye topraklarını korumak için ölmemeli, Mehmetçiğin uğrunda öldüğü her karış toprak yurt  bellenmeli. Aksi taktirde ölen her canımız boşu boşuna ölüyor demektir.
Dün gece…
Seni rüyamda gördüm
Gece geç saat…
Altında
Çağın çelik zırhlı arabası
Yanında muhafızların
Karanlığı
Yara yara gidiyordun…
Ellerin neredeydi?
Gözlerin nereye bakıyordu?
Ve aklından ne geçiyordu
Bilemedim?
Alev ışığında,
Al elbise giyiyordun.
Gencecik bedeninden,
Sanki göğe çıkıyordu çılgın ruhun…
Ağlıyor muydun?
Yoksa gülüyor muydun?
Göremedim,
Göremedim…
Omuzlarda,
El üstünde taşınıyordun.
Zafer mi kazanmıştın yoksa?
Kalabalıklar içinde,
Seni bir daha göremedim,
Göremedim…
Ama…
Dün gece
Kimilerini
Alem illeti sofrasında gördüm.
Yorgundular.
Sana seslenemezlerdi.
Şaşalı hayatları
Görünsün diye
Gökyüzüne fırlattıkları
Fişekler patlarken,
Gözlerinin ardında saklanan düşlerini
Göz bebeklerinde göremedim…
Bir güruhtular.
Sofradaydılar.
Kadehlerindeki nesneyi
Şerefe yudumlarken,
İçtikleri neydi göremedim…
Kim kimdi?
Kiminleydi?
Sen kimdin?
Ben kimdim?
Onlar kimdi bilemedim?...
Bilemedim,
Bilemedim…
Kör bıçak misali tuttum
Hınçlarımı.
Düşlerim,
Düşlerim düşünmeyenleri.
Soframdan ekmek yiyenleri.
Biz vatan diye çırpınırken,
Biz bayrağa sarılıp
Kutsal şerbeti içerken…
Ah bebeklerim
Vah bebeklerim…
Size,
Karanlıkların ardında
Karanlığın olduğunu,
Dalgalanan al bayrağın
Karanlıkları kovduğunu,
Söyleyemedim söyleyemedim…
Kavgasız bir Türkiye
Göremedim göremedim..
 
 
KINALI KOÇLAR DÜŞER DÖNER YAPRAĞA
Feryatlar duyulur, analar ağlar.
Bir yiğit girince kara toprağa.
Memleket yaslanır, harlanır dağlar.
Kınalı koçlar düşer, döner yaprağa…
 
Vatanın dört yanı, kanla sulanır,
Kulaktan kulağa, ulak ulanır...
Devlet, devlet iken, aklı bulanır.
Kınalı koçlar düşer, döner yaprağa...
   
 
Ülkemi kuranlar, nasıl kurdular?
Cumhuriyet dedik, hesap sordular.
Aydınları bir bir hapse koydular.
Kınalı koçlar düşer, döner yaprağa…
 
Olacaksan, şimdi taraf olmalı.
Türk’e, Atatürk’e, sahip çıkmalı.
Hakimler, savcılar hesap sormalı.
Kınalı koçlar düşer, döner yaprağa…
 
Allah’a iman şart, şeytana haşa.
Sessizlik ikrardır, akılsız başa.
Cemaat, cemaat bölündük amma.
Kınalı koçlar düşer, döner yaprağa...
 
Derdime dermandır, cana can veren.
Türk’e düşmandır, Atatürk sevmeyen.
Ettiği yemine sadık kalmayan,
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” demeyendir.