Yanıyoruz… Yazın yanıyoruz.

Kışın yanıyoruz.
Gece yanıyoruz, gündüz yanıyoruz.
Ormanlarımız yanıyor.
Cüzdanımız yanıyor.
Vicdanımız yanıyor.
Yaş mı?
Kuru mu? Demeden,
Aç mı?
Susuz mu? Demeden,
Cayır cayır yakıyorlar,
Cayır cayır yanıyoruz.
AKP planlaması 15 Temmuz gecesi kutlamalarda gece saat 12’de minarelerden salalar okunurken, aynı anda Maliye Bakanı akaryakıta yüzde 25 ‘e varan zamları açıkladı.
O zam açıklandıktan sonra iktidara yakın utangaç gazeteleri zammın ilanından sonraki saatler boyunca ve hatta ertesi gün zamla ilgili bir satır bile haber yapmadı.
AKP güdümlü basın; canları yanan vatandaşı gözetmek, korumak yerine, iktidar lehine kalemlerini susturdu…
 
Geçen sene ormanlarımız yandığında o zamanın Orman Bakanı Pakdemirli, orman yangınlarında kullanılamaz dediği THK yangın söndürme uçakları, bu sene korkusuzca yangınların içine dalarak yangınları söndürdüğünü görüyoruz.
Lakin Pakdemirli’ye bunun hesabını soran olmadı.
Devletin milyonlarca lirasını yangınlarda kullanmak üzere kiraladığı helikopterler için şirketlere aktarmasının hesabını soran olmadı.
 
Meğerse zenginmişiz de haberimiz yokmuş
 
Akaryakıta fahiş zam yapan Maliye Bakanı Avrupa’nın en ucuz yakıtını  Türkiye’nin kullandığını ilan ederek, yapılan yüzde 25’e yakın akaryakıt zamlarının abartılamamasını istedi. 
Aynı bakana sormak lazım.
Türk halkı, Avrupalılar kadar aylık gelire sahip mi?
 
Avrupalı Devletler halklarını korumak, zenginleştirmek için ülke içi üretime yönelirken, ne yazık ki  bizimkiler elde avuçta üreten her fabrikayı adeta yok pahasına satılar.
 
Üstüne üstlük, devleti ekonomik olarak batıran iktidarın müsrifliğinin faturasını, zaten iyice yoksullaşan halkın sırtına zam ve vergi olarak yüklemlerini de muhalefetimiz kabullendi.
İktidar açısından da muhalefet açısından da bu yapılan siyaset, siyaset değildir. Ortada siyasal bir başarı yoktur.
Açıkçası iş bilmezlik vardır.
Bırakın devlet ekonomisini, bir ailenin bütçesi bile böyle idare edilmez.
Bir yanda devlet kesesinden har vurup harman savurmalar.
Birilerine üçlü beşli maaş vermeler,
Diğer yandan açlığa ve sefalete mahkûm edilen halk yığınları.
Sata sata her şeyi bitiren, açıkça devletin ekonomisini çökerten AKP anlayışı, bakalım artık neyi satacak?
Satacak bir şey de kalmadı.
Ama ortada dolaşan, yazılıp çizilenler de var.
Mesela BOTAŞ, Anadolu Jet ve hatta devletin son yıllarda kurduğu Türkiye Varlık Fonu satılacaklar listesinde diye söylentileri dolaşıyor.
AKP ekonomik anlayışı bu şekilde devam ederse, son kalanlarda elden çıkınca bakalım AKP&MHP ikilisi satacak ne bulacaklar?
 
Zamların en tehlikelisi döviz kuru artışının sebep olduğu zamlarla, akaryakıt zamlarıdır.
Maliye bakanlığına göre en ucuz akaryakıtı kullanan dört ülkeden biri olduğumuza göre her halde akaryakıta daha da zam yapacaklar ve bizi Avrupa’ya eşitleyecekler.
Yani akaryakıt fiyatları 40 liraları da geçecektir.
Akaryakıta yapılan %20-25 arası zamlar, sadece araç depoları ile sınırlı kalmayacaktır.
Tüm ürünlerde, mal ve hizmetlerde fiyat artışları %25’inde üstünde, yüzde otuzlara kadar fiyat artışlarına sebep olacaktır.
Tarımdan, ulaşıma, enerjiden eğitime kadar sağlığa beslenmeye kadar her alanda zam fırtınaları devam edecektir.
Kimse ne kadar farkında bilemem ama ne yazık ki AKP iktidarının yaptığı her zam ve vergilendirme sonucunda vatandaşın cebinden iki misli haksız paranın çıkmasına sebep olmaktadır.
Çünkü gerçekçi enflasyon hesaplamayı unutan TÜİK, adeta ülkenin patronu ve işvereni olan AKP&MHP ikilisinin istediği oranda enflasyon rakamları açıklamaktadır.
ENAG’a göre yıllık bazda %108,58 olan enflasyon, ne yazık ki TÜİK’e göre %58,95 olarak açıklanmaktadır ve AKP  vatandaşa TÜİK hesaplaması enflasyona göre  oldukça düşük ücret artışları ve maaşlarına zam yapılmaktadır.
Bu ne akla, ne mantığa, ne de vicdana sığar.
Devletin çalışan memuruna seyyanen zam yapan AKP&MHP ikilisi, ne yazık ki emekli vatandaşlarına bu seyyanen zammı fazla görmüş ve daha fazla fakruzaruret içinde yaşamasına razı gelmiştir.
 
Doğruya da doru, yanlışa da yanlış demek lazım.
Görünen şudur; AKP karşında ciddi bir muhalefet yoktur.
Muhalefetin itibarı 2023 seçimleriyle birlikte neredeyse sıfırın altına düşmüştür.
Hal böyle olunca AKP’nin zam üstüne zam yapması karşında  “hop bir dakika” diyecek iktidarı ikaz edecek muhalefette yoktur.
Hatta daha da ileri gidelim; muhalefet milletvekillerinin kaçı düşük geliri ile çocuk okutmakta ve  ev geçindirmektedir?
Yapılan zamlarla geçim derdi çekmediği için yeterince canı yanmayanın siyasilerden ve elbette ki muhalefetten iktidara karşı atak bir muhalefet yapması mümkün değildir.
Çünkü büyük çoğunluğunun ekonomik derdi ve geçim derdi yoktur.
Elbette ki, iyi ekonomi şartlara sahip milletvekilleri ve siyasetçiler, vatandaş lehine düşünemze empati yapamaz, mücadele etmeyi akıllarına getiremezler.
Bizde böyle muhalefet olduğu müddetçe AKP ve MHP daha çok seneler bu memlekette dilediği gibi israf da yapar, bütçeyi de batırır, olur olmaz her şeye zam da yapar.
AKP’ye yargı mı dur diyecek?
AKP’ye MHP mi dur diyecek?
Kılıçdaroğlu mu dur diyecek?
Diğer partiler mi dur diyecek?
Yap bir açıklama.
Ben demiştim de, çekil kenara.
Al sana muhalefet.
Böyle muhalefete böyle iktidar az bile.