AKP iktidarı, çalışanlarla emekliler arasındaki üret farkını uçuruma çevirdi ve iyice kapanmaz hale getirdi. Memleketteki tek karar verici olan Erdoğan karşında sesini yükseltecek kişi ve bir kurum da

Kamu emeklisi biri olarak ifade edeyim;
Şu bir emekli olarak devlette çalışan emsallerimin aldığı aylık ücretin yarısından da aşağı ücrete mahkum edildim. Hatta iş hayatındaki hiyerarşik sıralamadaki yapının en altınında çalışanında altında gelirle yaşamaya mahkum edildik.
Ne yazık ki emekliler AKP ve MHP ikilisi tarafından çifte kıskaca alınmış vaziyette ve özellikle emekli vatandaşlar her yıl  hızla yoksulluğa ve  muhtaçlığa doğru hızla sürklenmektedir.
AKP ve MHP ikilisi; çalışanları ve vatandaşları TÜİK vasıtasıyla, özellikle düşük hesaplanan-gösterilen aylık enflasyon oranında ücret arşı ile zaten yoksullaştırılıyor. Bu durumu inkâr edecek olanın aklına şaşarım.
AKP&MHP ikilisinin ekonomi politikalarından özellikle emekliler mağdur ediliyor. İktidarın keyfiyeti dahilinde çalışanla emekliler arasında da gelir farklı iyice bozuldu. Emekliler iyice mağdur ediliyor.
İşte bunun göstergesi Temmuz 2023 artışları.
Çalışanlara seyyanen verilen 8077 TL zam, ne yazık ki aynı meslek grubundan emekli olmuşlara uygulanmıyor.
İnsanlar emekli olunca ekonomik ihtiyaçları mı azalıyor?
Bu  durumu bir örnekle açıklamak istiyorum.
Türk ordusundan emekli olan biri, emekli olduğum rütbedeki emsalimin aldığı aylık ücretin yarısı kadar dahi emekli ücreti alamaz hale getirildik.
Bunu yazarken esasında çalışan insanlarımızın çok maaş aldığını da kastetmiyorum. İktidar zaten herkese TÜİK hesaplamalı enflasyon nedeniyle zaten yeterince mağdur ediyor. Zaten çalışanlar ve emekliler milli gelirden yeteri kadar pay alamıyor.
İşte bu şartlar altında AKP iktidarının kadim ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli, salı günü meclis konuşmasında “Emeklilerimize verilen yüzde 25’lik maaş artışı gördüğümüz kadarıyla makul ve yeterli bulunmamıştır. Açık ve samimi teklifimiz, memur maaşlarına ilavesi planlanan 8 bin 77 liralık seyyanen artışın, kök ücrete ve aynısı ile emekli maaşlarına yansıtılmasıdır” Dedi.
Ama gel gör ki Bahçeli’nin MHP’si daha 24 saat geçmeden mecliste, muhalefetin emeklilere en azından %34 zam yapılma önerisini AKP ile el ele reddetti.
Yahu bu nasıl bir siyaset anlayışıdır.
Bir gün önce kendi grup toplantında kürsüye çıkıp diyeceksin ki; “Emeklilerimize verilen yüzde 25’lik maaş artışı gördüğümüz kadarıyla makul ve yeterli bulunmamıştır. 8 bin 77 liralık seyyanen artışın, kök ücrete ve aynısı ile emekli maaşlarına yansıtılmasıdır.”
Ama daha 24 saat geçmeden sanki bu beyanatı vermemiş, insanları umutlandırmamış gibi muhalefetin emeklilere % 34 zam teklifini reddederek %25 zam artışına evet diyeceksin.
Bu nasıl bir siyaset anlayışı, bu nasıl bir sözünün ardında durmaktır?
MHP’nin değerli başkanı Sayın Bahçeli, hiç olmazsa beyanatınızın ardından 24 saatin geçmesini bekleyip de yaptığınız beyanattan vazgeçseydiniz.
Boşu boşuna emeklilerin umutlarıyla oynamasaydınız.
Ama aynı mecliste emekli milletvekillerin zam yaparken milletvekillerinden kimsenin gıkı çıkmıyor. Ya da itiraz edildiğini duymadık. Cumhurbaşkanı %39 zam alırken devletin itibarı gerekçesi içe müsteşarın altında maaş alacağı savı ileri sürülebiliyor.
Ne diyelim hak ettiğimizi alıyoruz. Hak ettiğimiz şekilde yönetiliyoruz.
 
100 lira borcun varmış ödememişsin.
 
Dün sıkı sağlık sorunları da olan sevgili komşumun başına gelen bir hadiseden bahsetmek istiyorum.
Sevgili komşum geçen bir iki yılda yazlığa gelmemişlerdi. Sağlıkları ancak elverdiği için iki gün önce yazlık evlerine gelebildiler.
Ve fırsattan istifade ile araç muayenesini Çanakkale’de yaptırmak istemişler.
İşte ne olduysa o zaman olmuş.
Çanakkale’de yol ve asayiş kontrolünde polislerimiz, mahkeme kararıyla yakalama emri olduğu için  komşumuzu alı koymuşlar.
Komşumuzun suçunu polis noktasında öğrenemedik.
Sonra bize gelen telefonla işin aslını öğrendik. Komşumun mahkeme kararıyla devlete 100 lira (yüz lira) borcu olduğunu ve zamanında ödemediğinden alıkonduğu öğrendik.
Adliyeye gitmemizi söylediler.
Oysa ki komşumun bu borçtan haberi de yokmuş.
Kendisine de tebliğ edilmemiş.
Belki e-devletten de yapılmıştır ama fark etmemiş.
İşte devlete dediğin böyle olur.
Savcılıkta komşumuzun devlete olan 100 TL borcunu ödemediği için bir evrak tanzim edildi.
O sırada mesainin bitmesine yarım saat var yok.
Meğerse cezalar il defterdarlığına ödeniyormuş koştura koştura öğlen olmadan evrakları yetiştirmeye çalıştık.
Ödendi makbuzunu tekrar savcılığa adliyeye getirdik ve sonuçta savcılık oluru ile sevgili komşumuzu normal hayata döndürdük.
Bu süreçte Çanakkale Emniyet Müdürlüğümüzün polisleri son derece nazik ve yarımcı olma gayreti içerinde gördüm. Konuştuğumuz her polisimiz samimi ve içtendi.
Aynı şekilde savcılık çalışanlarımız da vatandaşa yarımcı olmak için büyük gayret gösterdiler. Hepsine teşekkür etmek lazım.
Ama şimdi bir düşünün.
Böyle bir durumda yolda arabanızda tek başınıza veya ailenizle gidiyorsunuz ve bu iş başınıza geliyor.
Size kim yardım edecek?
Böyle küçük meblağlar için vatandaşı mağdur, devletin memurlarını meşgul etmemek gerekir mi?
Bir vezne , olmadı bir İBAN numarası veya post makinalı alındı hizmete alınamaz mı?
Devlet yüz lirasını almak için yüz liradan daha fazla maliyete sebep oldu.
Hem kendisine hem de vatandaşa zarar verdi.
Siz siz olun arada bir e-devletinizi kontrol edin.
Başınız devletle belaya girmesin.