Tam da böyle bir tepki işitti kulaklarım.. Dahası söylenen de vardı aslında..

Mesela; “ÇAĞRIYA İNAT,  MASAYI BÜYÜTÜYOR…” şeklinde gelen bir ifade..
Değişim rüzgarı esecek sanılan CHP’ de, Genel Başkanın söylediklerini okudum kaleme alınan bazı haberlerde.
“Altılı değil altılı, gerekirse on altılı..” söylemine imza atan CHP liderinden söz edilen haberlerden birinde;
“İstifalara kulak tıkayan Kılıçdaroğlu” yorumu yapılıyordu bir satırda.. Satır arası göndermeler de vardı, hem de tonla..
Dediğinden bahisle; “Değil 6'lı masa, Türkiye'nin aydınlığa çıkması için gerekirse 16'lı masa kuracağım” şeklindeki ifadesinden söz edilen bir haberde, bir de şöyle bir cümle kuruluyordu;
“Cumhurbaşkanlığı seçiminden zaferle ayrılan adayın Recep Tayyip Erdoğan olması sonrasında yükselen istifa çağrılarına kulak tıkayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında;
‘Hiçbir CHP'linin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur.
Değil 6'lı masa, Türkiye'nin aydınlığa çıkması için gerekirse 16'lı masa kuracağım.
Bu Düyûn-ı Umûmiye kabinesini mutlaka göndereceğiz’ ifadelerini kullandı.” Deniliyordu.
Osmanlıcasını geliştirmiş anlaşılan sayın Genel başkan.. Kabineden bahisle, Osmanlıca ifade edişi, bende bir anda, bu hissiyatı Uyandırdı.
Benzeri söylemleri, yani Osmanlıca edilen sözleri, birçok konuşmada işitmiş kulaklarım, pek yabancı kalmadı yani.. Ya da, ben öyle hissettim.. Neyse, konumu bu değil..    
Seçim günü hepimiz oradaydık.. Sandık başında..
Pekiya ne oldu o gün?..28 Mayıs Pazar günü.. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. Turu gerçekleşti.. O gün yaşanılan, Türkiye siyaset tarihine bir ilk olarak geçti. İlk’ kez, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalmıştı çünkü..
Seçim sonucu, bi deyişle; CHP içindeki taşların yerinden oynattı…
İlk tepki de, ilk’ler şehrinden Çanakkale’den geldi.. Hatırlayınız..
Bayramiç Belediye Başkanı Mert Uygun, adı gibi Mert bir tavır sergiledi.. Değişimin şart olduğuna vurgu yaptı. Değişim rüzgarını adeta, Bin pınarlı İda’ dan esmeye başladı.. Sonra da, malum ülkeyi sardı.
Günlerdir gündem konusu belli.. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na görevinden istifa etmesi konusunda çağrılar yapıla dursun, Genel Başkan sanki hiç oralı olmuyor.
Bir yanda 10 Aralıkçılar.. Bir de onlar için edilmeye başlayan bi takım sözler..
Bitmiyor yani, atılan sloganlar, değişim konusunda hayli ısrarcı gelen açıklamalar..
Taşlar oynamış bir kere yerinden..
Belki de, son çıkış yeni parti getirir, kim bilir!?!..
Parti içinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak bazı isimler "değişim" ateşini yakmış bir kere. Esen rüzgar da belli, ateşi körüklercesine.
“ÇAĞRILARA KULAK TIKADI” dedirten, CHP liderinin son sözleri değerlendiren bir bilen; “İmamoğlu yeni parti kurar ise, şaşırmayın!..” diye de ekliyordu dün..
Olur mu olur… Nur topu gibi bir sol parti daha yani.. Yeşil Sol adına yeni şeni alışmış iken siyaset kamuoyu, bir de sarımtırağı çıkar mı?  çıkar mı çıkar!!!..
Öztrak ile ilişkilendirmeyin, sarımtırakı.. Asla, öyle bir düşüncem yok.. nereden çıkarıyorsunuz..
Net olarak gen şu; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu adeta istifa çağrılarına rest çekercesine konuştu.. Bunda anlaşılmayacak bir nokta yok bence.
"GEREKİRSE 16'LI MASA KURACAĞIM" sözünün anlattığı, ben çağrı dinlemem demek değil de nedir ayrıca?..
Bu söze ayrı bir takıldım ben.. Siz ne düşünürsünüz, bilemem..
CHP lideri: hiçbir CHP'linin umutsuzluğa kapılma hakkının olmadığını ifade eder iken,
"Değil 6'lı masa, Türkiye'nin aydınlığa çıkması için gerekirse 16'lı masa kuracağım.” demek ile sahi ne demek istemiş olabilir?
“Git diyemem, kal diyemem” diye başlayan şarkı sözü, bir başka mı anlaşılmış olabilir acep!?!..