Yazlık Kamp Olmasaydı…! Biliyorum ki, ‘Ah ah. Vah vah’ diyecektik bugün….

Sokak yaşanlarımızın ne kadar da zor durumda olduğunu anlatan detayları öğrendiğimde, hele hele o anları gösterir fotoğrafları gördüğümde, ‘Annelik ne zor muş be kardeşim’ demeden de geçemedim.

Geçtiğimiz günlerde, birkaç gencimizin kediye yaptığı işkence anları ile sarsıldık ve de demediğimizi bırakmadık.
Peki ya hangimiz, balkonda kuşlar için bir iki dilim bayat ekmek ufaladık.

Ya da, can dostlar yesin diye, mutfaklarımızın kulanım dışı tabaklarına, akşam yemeğinden kalan tencerenin dibini sıyırıp, çöpe atmak yerine atılacak yemekleri tabakla kapı önüne koyduk.

Millet olarak tepki vermede üzerimize yok vesselam. Peki ya, tepki verdiğimizi nasıl da çabucak unutuyoruz.

Üşüdüğümüz anlarda, ‘Allah sokaktakilerine yardımcı olsun’ demeyi biliyoruz da, sokağımızı ipsiz sapsızdan gönüllü olarak
koruyan sokak yaşayanı can dostlarımızı ve kedilerimizi nasıl da unutuyoruz.

Nasıl mı unutuyoruz’ a, okkalı bir örnek olsun bu diyeceklerim ve de paylaştığım fotoğraflar.

Bakalım ve hep birlikte görelim gerçeği. Yüzüne bakıldığı ilk anda, ‘ah canım ne tatlıymış ‘ denilecek bir cins.
Güzellik karın doyurmadığı gibi, canını korumaya da yetmiyormuş meğer.

Yaz aylarının tatil keyfinin çıkarıldığı o mekan açık olmasaydı, yavruları ile birlikte muhtemel donacaktı bu aile.

Yüzünde sakalları buz tutmuş. Yavrularını ısıtma derdinde. Açlar mı, toklar mı kimin umurunda?

Öyle ya, yazdan yaza sevgi ile dokunulan canlılar onlar. Ya, kar’ da kış ta?

Çoğu kez de, ‘Pist pist’, ‘hoşt hoşt’ diye kovaladıklarımız…

Sonra da, bazı durumlar karşısında, ‘Ah, ah’,  ‘vah, vah…’

Karakış kapıda. Kapıda da, karakışın mağdurları, sadece buzlu yollarda yürüyemeyen bizler, yol alamayan araçlarımız değil elbet.

Bir de, her fırsatta vur abalıya… Yetkiliye ilgiliye veryansın hali…

İyi de biz ne haldeyiz? Nasıl düşünmüyoruz kendimizden başkalarını?

“Sokakta Kalan Köpekler Kampa Sığındı…” başlığı ile belki bir haber olacak bu canlılar. Ya da, benzer bir başka anlatım ile, okuduğumuzda haliyle duygulanacağız.

Dün sokaklarda kayıp olan can dostlarını arayan kaç kişi gördüm inanamazsınız.

Av köpekleri firar eden avcılardan tutun da, ‘Dün akşam bura daydı…’ anlatımı ile, bahçesinde yaşayan can dostunu göremeyenler, bir de isyandaydı…

Bu gün de, yarın da kış devam edecek. Ve can dostlarımız, açlıkla, soğukla baş başa lar. Onlar sahipsizler.

Soğuktan korunacakları, apartman boşluklarında görsek, kovalarız üstelik.
Belki tekme bile savururuz…

Ya da, ele geçen sert bir cismi tam isabet dercesine fırlatırız… Yalan mı?

Başka ne vakit girmiştir bir sokak yaşayanı apartman boşluğuna. Soğuk ise gerçekten hava, ne yapsın çaresizdir. Ve de sığınacak bir yer arar kendisine.

Hayvanları sevmeyen, insanları da sevemezdir ya. Bu gerçeği hatırlayıp, bir sorumlu hissetsek kendimizi, ne yavruları ile çaresizlik çeken sokak yaşayanlarını konuşurduk bu gün…

N e de; ‘Sen ne diyorsun. İnsanlar ölüyor açlıktan, soğuktan’ diye, olası bana çıkışanları düşünürdüm ben bu gün.

Dediklerimden, ‘Bırak hayvanları, insanlar ne durumda’ değerlendirmesinde bulunanlar olacak elbet.

Olsun, onlar da olsun. Onlar olacak diye, vicdanı olanlara seslenmeyecek miyiz yani?

Belki bir vicdan sahibi, bir havyan sever için bir farkındalık yaratmışızdır bu gün. Bu kara kış’ta, bir dilim ekmeği çöpe atmaz da, kapı önüne doğrarız belki.

 Şimdi hafta sonundan o detayı özet geçeyim. Çok uzattım belli.

Sıkıldı belki de canınız, yazdıklarımı okumaktan. Öyle ya, bunlar da bilinen bir başka can sıkıcı gerçek.

Dardanos’ta bir kampa sığınan aileden bahsediyorum ya bu gün.

Cins bir köpek ve iki yavrusu. Muhtemel de yazdan kalma kimsesizler.  Ve yaz aylarının tatil keyfi mekanı, Dardanos’ ta ki  Sun San Camping’ e sığınıyorlar.

Camping’in İşletme Sahibi Metin Mutlu, ‘Mutlu’ haberi veriyor. ‘Benimle birlikte ve güvendeler’ diye.
Mutlu haber ‘Mutlu’ dan diyorum özetle.

Çünkü Metin Mutlu anlatıyor durumu.

“ Hayvanları sahiplendik. Şimdi koruma altındalar…!” diye…

 “Sıcak bölgede güvendeler, mama da verdik, Ailecek mutlular’ diye de ekliyor birde...

 Karakışın ortasında, iyi ki varmış bir açık mekan da,  sahiplenilmiş kış süresince yavrulu bir aile.

Bu gün bir daha mı düşünsek, insan olarak sokak yaşayanlarını?

Ne dersiniz düşünelim mi?