Siyaset üzerine olduğu gibi, konu futbola gelince de herkesin bir fikri  ve yorumu geliverir. Bilsek de, bilmesek de, fikir beyan ettiğimiz okunulardandır er ikisi de...


Ara ara da ekonomi profesörü kesildiğimiz de olmuştur hani.. Güvenlik uzmanı gibi, yorular getirmek.. dahası doktor edası ile tanı koymalarımız da cabasıdır.
Sosyal medyada, şapka çıkarılacak o kadar çok paylaşıma rastlıyoruz ki.. Hele ki konu siyset ise, cok oturan tespitlerin yenileri hergün gelmekte.. yalan mı?..
Şöyle bir başlık ; "KOŞUN LA, LİNÇ VAR" Meraklandım elbet bu başlığı görünce.. Bayramiç Belediye başkanı Mert Uygun ile çekilmiş bir fotoğraf eşliğnide geliyordu bahsedeceğim paylaşım..
Özenle seçilmiş ifadeler ile kurulu birçok cümle ve uzunca bir anlatım.. Biraz bahsedeyim şimdi..
İyk cümle; "Diyelim ki sahadasınız. Futbol oynuyorsunuz ya da basket, voleybol belki de tenis. Maçın başından beri gücünüzün son damlasına kadar koşmuşsunuz. Nerede açık varsa orayı kapatmaya çalışmışsınız. Karşınızdaki takımla rekabet ederken kazanma odaklı yarışta tüm vücudunuz yorgunluktan tükenmiş, terden sırılsıklam olmuşsunuz ve kafanızdaki her saç telinde ayrı ayrı ateş fışkırıyor. Düdük çalıyor ve maç bitiyor."
Denilmek istenilen hayli açık ve net şekilde gelmiş.. Bence, güzel bir anlatım..
Peki ya, sonrası? Sonraki bir cümle;
"Tam o anı düşünmenizi istiyorum. Henüz nabzınız normale dönmeden, teriniz kurumadan, tansiyonunuz düşmeden tam o anı düşünün. Karşı takım ve taraftarları deli gibi seviniyorlar ve siz etrafınıza bakıyorsunuz. Aynı takımda oynayan arkadaşlarınızdan bazılarının maça değil gösteriye çıkmış gibi oynamışlığına, teknik direktörünüzün hatalı kararlarına, kulüp yöneticilerinin doğru organizasyonu kurmamış olmasına, tribündeki bazı taraftarların takımı desteklemeye değil de çekirdek çitlemeye gelmiş olmalarına bakıp isyan etmez misiniz? Haklı ya da haksız olmanız, davranışınızın doğru ya da yanlış olması önemli değil. İsyan eder misiniz etmez misiniz?" şeklindeki soru da bu uzunca anlatımın ekinde..
Şimdi de siyaset sanki.. Sankisi fazla, vallahi konu siyasetten.. Buyurun hele, bir göz atalım soru uile başlayıp uzayan cümleye;
"Başka bir soru sorayım; Politikacılar duygularını göstermeli mi yoksa her koşulda bir maske ile dolaşıp devamlı rol mü yapmalı?
Böyle soru da olur mu demeyin. Çevremizde gördüğümüz politikacıların neredeyse tamamının yüzüne sinmiş maskelere o kadar alıştık ki, hangisi gerçek yüz hangisi maske bilmiyoruz bile. Çünkü çoğu ya 'kamuoyu kameraları' kapalıyken söylediklerinin tamamen dışında davranıyorlar ya da hep ortadan herkesin hoşuna gidecek şeyleri söyleyerek veya hiçbir şey söylemeyerek hiç risk almıyorlar. Ve maalesef politika pazarı duyguları olan politikacıları elemeye çalışarak hissizleşmiş olanları yükseltiyor. Sonra herkes ya korkak ya da hissizleşmiş bu politikacılardan halkın duygularını anlamasını bekliyor."
VE DE SON DOKUNDURMA, 'CUK' OTURAN BİR ÖRNEKLEME.. 
Paylaşım sahibi; "Bayramiç Belediye Başkanı sevgili kardeşim Mert Uygun, seçim akşamı sosyal medyadan bir paylaşım yapmış kısa bir süre sonra da kaldırmış. Ne içeriğini ne de paylaşımı tartışmıyorum. Bu konuda herkesin bir yorumu olabilir, hepsine de saygı duyarım. Çünkü derdim paylaşımın kendisi değil.
Ama… Yahu Bayramiç küçük bir kasaba. Kim aldı da bu paylaşımı yeniden dolaşıma soktu? Her haberinin maddi bir değeri olan magazin gazetecilerine kim bunu yeniden servis ettirdi? Her şeyi anladım da, hadi yerel politikadan uzak vatandaş seçim sonucunun sıcaklığı ile aklına geleni söyler yahu bu partinin içinde, göbeğinde, kenarında yer alanlar durumu yatıştıracağınıza siz nasıl elinizde sanal taşlarla sopalarla bu lince katılırsınız?
'Seni oraya biz getirdik', 'Bir dakika durma hemen git', 'AKP’den teklif mi aldın', 'Bu saatten sonra CHP ile bağın bitmiştir' falan.
KENARDAN ÇEKİRDEK ÇİTLEYENLER!?..
Siz kimsiniz kardeşim!  Tüm seçim kampanyası boyunca en çok çalışan başkanlardan birine, gece saat 2-3’lere kadar köy köy gezdikten sonra sabah görevinin başına dönmüş, her zaman örgütünün bir adım arkasında durmuş bir CHP’liye, 'biz önce işimizde-gücümüzdeyiz' diyenler, kenardan çekirdek çitleyenler, sosyal medyasından özlü söz paylaşmak dışında hiçbir şey yapmayanlar, karşılaştığı her güç odağına hemen biat edenler siz kimsiniz de ilk taşı atma hakkını kendinizde buluyorsunuz?" diye de soruyordu açık açık..
Dahası da vardı aktarmaya çalıştığım benzer ifadelerin..Sorular açık ve bencede mantıklı.,. yanıtlar nasıl gelir? bu noktada bilmek zor elbet..
Ve de tarih verilerek dile gelen şöyle bir vurgu geliyordu o paylaşımda..
Cümle tam olarak şöyle; "Neredeyse 10 yıldır Çanakkale’nin bütün ilçelerinde seçim çalışmasına katılıyorum. Bir kez bile Bayramiç’e seçim çalışmasına gitseniz tüm örgütün organizasyonuna, fedakarlığına, birbirleri ile dayanışmasına bir kez şahit olsanız, neredeyse hepimizin unuttuğu kolektif karar alma sürecini her adımda işletmelerini, birbirlerine bağlılıklarını bir kez görseniz CHP böyle olmalı dersiniz. Her örgüt elinden geleni yapmaya çalışır ama bazılarının elinden daha fazlası da gelemez. Gittiğim örgütler arasında bu seçim en iyi çalışanları Ezine, Ayvacık ve Bayramiç’tir. Seçimden sadece 3 ay önce başkan değiştirmesine rağmen yeni bir tarz oluşturmaya çalışan Biga’yı da ekleyebilirim. 
Yakından tanıdığım belediye başkanları içinde göründükleri gibi olan, bir maske takmaya ihtiyaç duymayan, en komplekssiz olanları Mesut Bayram ve Mert Uygun’dur. İcraatlarını tartışabilirsiniz, politika yapma biçimlerini eleştirebilirsiniz ama samimiyetlerini sorgulayamazsınız. Nedense Çanakkale kamuoyunda en çok açıkları kovalanan da ikisidir. Yıllarca her fırsatta başı ezilmeye çalışılan bir yılan (!) olarak söylüyorum bizde yılanın başı küçükken ezilir. Parti içi güç merkezlerinin istememesine rağmen aday olup da Ak Partiden belediyeleri alanlara karşı hem bizim partimizde hem de rakiplerimizde bir kuyruk acısı hep vardır. O yüzden ben bu son olayı bu bağlamda değerlendiriyorum ve anlık olarak heyecana kapılan samimi partililerimizi uyarıyorum. Hepimizin hataları olabilir ama samimi olan her arkadaşımız değerlidir ve aslanlara yem edilmesine sebep olunması, ateşe odun atılması yanlıştır.
Bu partinin içinde kaşarlanmaya karşı direnen genç arkadaşlarımız var. Belediye Başkanı olanlar var, ilçe başkanı, yöneticisi, Belediye Meclis, İl Genel Meclis Üyesi genç arkadaşlarımız var. Ahmet’ler, Mehmet’ler, Emre’ler, Caner’ler, Metin’ler, Cemal’ler, Ayşe’ler, Fatma’lar, Seyhan’lar var. İsimlerini saymaya kalksam saatlerce sürecek birçok arkadaşımız kendi doğru bildiklerinin samimi olarak arkasında durmaya çalışıyorlar. Hem partinin hem kentin ve ülkenin geleceği değişecekse yılların hastalıklarına teslim olmuş, hepimizin şikayet ettiği davranış tarzlarını benimsemiş olanlarla değil bu genç arkadaşlarla değişecektir.
Politikanın içinde olmaya devam eder miyim bilmiyorum ama sonucun bana faydasını bir dakika bile düşünmeden ben hep samimi, maskesiz, duygularını göstermekten çekinmeyen, siyasetin hastalıklarına bulaşmamış genç arkadaşlarımın yanında olacağım."
Kısacası, doğru gördüğünü, "doğru bu!..." diye haykırarak kaleme almış bir Çanakkaleli.. Örnekleri kadar,  dedikleri de bek okkalı ve 'cuk' turmuş..
Konu GÜNCEL diye, BAHSEDEYİM, DAHASI AKTARAYIM İSTEDİM.. hoşça kalın..