Sünuç üzerine, durum tespiti yapanlar çok oldu. Seçim, gündemimizdeydi aylardır..Dahası; 'Kazanacağız' kesin görüşü bir hayli fazlaydı çevremde..

Sandık geldi ve gitti.. Sonuca ilişkin değerlendirmelerden biri vardı ki, o da çok dikkat çekiciydi..'İKİ K' antipatisi diyordu birçok kişi..
Siyasetin başlıca söylemine dönüşen ifadelerde geçiyordu; 'Kayyum ve Kandil' sözcükleri.
Halbu ki;  bu milletin 'Kandil' antipatisi yoktur.. Regaip,  Beraat gibi kandi akşamları, rutine bağlanmış  yaşam şekillerine ara verir Türk insanı. çünkü, kutsalımızdır o günler...
'Kandil' neresi?.. Bilmeyenemiz yok!..
Bir de Kayyum meselesi.. Yerine, Kayyum atananlar üzerine edilen sözler..  Velhasıl, ortaya çıkan sonuç!?!.. 
Ana muhalefet partide, Gençlik Kolları Başkanlığı yapmış, gençliğinin baharında siyaset sahnesinin tozunu fazlası ile yalayıp yutmuş bir ismin attığı çığlık vardı birde!?!..
Sosyal medyasından yazıyordu bahsetitğim isim, Üniversiteli yıllarından günümüze tanıdığım Mustafa Alptuğ Akkoca...
Noktayı koyuyordu adeta: "Bu benim için sondu..." der iken..
Ekliyordu dahası sözlerini herkese açık paylaşımına:
"Sayenizde yüreğimizdeki umut ateşi söndü.
En ufak bir oy artışını dahi başarı olarak yorumlayanlar, Mevcut yönetim ile arasını iyi tutup gelecekte kendine rol biçmeye çalışanlar" diyordu ve daha da bir detaylandırıyordu değerlendirmesini..
"Gram emek sarfetmeden sadece çalışıyor kisvesi yaratanlar, Küçük olsun benim olsuncuların yandaşları, Ben #değişim istiyorum." çağrısı yapıyordu açık açık..
Değişimi kim istemiyor ki bu arada.. Değişim çığlıkları hanidir atılıyor da, değişmesi istenen, sanki kulakları tıkamış, hiç bir lafı işitmiyor gibi..
Ana muhalefetin çeyitli örgütlerinde benzer çağrı bayladı son 24 saattir..
"Tepeden tırnağa değişim..." diyen, bir Mustafa Alptuğ değildi yani..
Mustafa Alptuğ; "Öyle bir genel başkan değiştirerek olmaz ha.
O zaten değişecek. Şöyle köklü bir değişim." vurgusu yapıyordu..
Gençliğinin baharında, siyaset sahnesinin tozunu yutup yalamış dahası gençler için sesini yükseltmiş gibiydi gençilk yıllarından beri tanıdığım bu arkadaş, bir de şöyle diyordu maddeler halinde açıtğı başlıklar ile ;
"Daha milliyetçi bir sol.
6 okun tamamını benimseyen ve rol yapmayan bir CHP.
Rakibin ve zalimin dilinden kurtulacak düzeyde yeni bir parti dili ve programı.
Yeni bir aday belirleme mantığı.
Geleneksel yöntemleri genç akıllar ile buluşturacak çığır açan bir değişim."
Bir iki cümlesi daha vardı Mustafa Alptuğ' un, paylaşımının sonlarında daha vurgulu biçimde kurduğu..
Aynen şöyle sesleniyordu; 
"60-65 yaşında vekiller 70-75 yaşında belediye başkanları ve onların hiçbir şey danışmayacağı 30-35 yaşlarında genç danışmanlar yerine,
30-35 yaşlarında adaylar 60-65 yaşında hayat tecrübesi yüksek danışmanlar istiyorum"
Benzer istemlerde, benzer cümleler kurarak bulunanlar, belli ki daha çok olacak..
Ana muhalefetin Gençlik kolları eski Başkanlarından Akkoca, şu çağrısı ile noktalıyordu paylaşımını;
"Ununu elemiş eleğini asmış bir de sosyal statü kasacakmışların yerinin seçmenlik olduğunu hayatımızdan çalınan 20 - 25 yıl göstermedi mi artık?
Ne olmasını bekliyoruz gerçekten yöntemlerimizi değiştirmek için?
Hadi değişim! Hadi. Ben bugünden itibaren Cumhuriyet Halk Partisinin değişimi ve dönüşümü için mücadele edeceğim. Cesareti olan, şahsi menfaatine vatanın menfaatini ve Mustafa Kemal'in emanetlerini tercih edenler işaret versin. DEĞİŞİM BAŞLIYOR!"