Ben tarafım kaç kere de yazdım.

Türk Milletinden, Türk vatanından, demokratik laik sosyal hukuk devleti olan Atatürk’ün fikriyle ve gayretleriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinden ve kurucu değerlerinden, Atatürkçü düşünceden yana kesin tarafım.
Kutsallarıma ve milli değerlerime zarar vermeye kalkanlarla “fikri mücadeleyi” bir vatan görevi sayar da mücadele ederim.
AKP ve MHP ikilisinin Türkiye’yi getirdiği durumdan aşırı derecede rahatsızım.
Çocuklarıma ve torunlarıma sürdürülebilir bir vatan ve devlet bırakamayacağımın endişesini yaşıyorum.
Çünkü;Anti laik akımların hızla büyüyüp kuvvetlendiğini görüyorum.Hudutlarımızdan kaçak giren   insan sayısının on milyonları bulması beni endişelendiriyor.ABD’nin organize ettiğini özellikle Suriye’den Irak’tan ve Afganistan’dan, akın akın gelen ama buna rağmen AKP ve ortaklarının razı geldiği düşündüğüm işgalci akınının Türk Milletinin, Türk Ordusunun ve Türk devletinin başına bela olacağını görüyorum.Bu ve başka nedenler doğrultusunda  AKP ve ortaklarına “dur” diyecek düşünceden yana da tarafım.Ve  Çanakkale’de yoğun şekilde seçim sürecinin siyasal çalışmalarına katılıyorum.
 
Gençler!... Kendi geleceğiniz için bir oy Kemal’e bir oy Meral’e
  İYİ Parti stantlarında ve gezilerinde görev alıyorum, konuşmalar yapıyor gerekirse broşür dağıtıyorum.
Broşür dağıtırken gençlerin reaksiyonlarına dikkat ediyorum.
Broşür uzattığım gençler bir tepki olarak el uzatmıyor ve sözlerime kayıtsız kalıyor.
Ancak onlara bu kez de şöyle sesleniyorum;
“Gençler!... Kendi geleceğiniz için bir oy Kemal’e bir oy Meral’e” diyorum.
Bu ikaz içerikli sözlerim üzerine gençlerin büyük çoğunluğunun kayıtsızlığının bir anda sonlandığını görüyorum.
Başlangıçta broşür alamaya isteksiz olan gençler bana cevap olarak;
“Bak bunu doğru diyorsunuz. Haklısınız. Gibi cümlelerle cevap verirken uzattığım broşürü alıveriyorlar.
Gördüğüm şu.
Gençler ve vatandaşlar çok bunalmış durumda. Orta ve ileri yaşlılar ekonomik durumdan, hayat pahalılığında dolayı aşırı stres altındalar, genlerde ise büyük bir gelecek kaygısı var.
Yetişkinlerin olduğu kadar  gençlerimiz içinde de bu seçimler olasılıkla “köprüden önceki son çıkışa” dönüşmüş durumda.
Şunu da ifade edeyim;
14 Mayıs sonrası Millet İttifakı iktidar olduğunda her şey bir anda sütliman olmayacak. Bir elimiz yağda bir elimiz balda da olmayacak.
Millet İttifakının kontrolü altında geçici olarak büyük ekonomik krizler de yaşayacağız.
Anayasa değişikliği üzerinden ve başka sosyal nedenlerden dolayı sosyolojik tartışmalar da yaşayacağız, canımız çok da sıkacak. Ama her seferinde demokrasinin gereği olarak ortak akıl  ve sağ duyu galip gelecek.
Hak, hukuk, adalet galip gelecek.
Ülkemizde ve devletimizde  adalet olacak.
Bağımsız yargımız her türlü haksızlığın, hukuksuzluğun karşında duracak.
Kanunsuzların rüşvetçilerin yakasına yapışıp hesap soracak.
 Devletimiz demokratik laik sosyal bir hukuk devleti olacak.
Adam kayırma bitecek.
Cemaat ve tarikatlar devlette kadrolaşmayacaklar.
Laik düzen korunacak.
Şunun şurasında ne kaldı ki pazara.
 
Her şey çok iyi ve çok güzel olacak.
 
Aydın düşünceli ve ahlaklı insanların memleketin kaderinde söz sahibi olmasına az kaldı.
Çanakkale’deki CHP’li dostlar, dört oyunuzdan en azından bir oyunuzu İYİ Partiye veriniz.
MHP ve AKP’li vatan evlatları kullandığınız en azından üç oydan birini İYİ Partiye veriniz ki geleceğin muhteşem Türkiye’si için yarın söz söylemeye sizlerin de hakkınız olsun.
Bende İYİ Partiye oy verdim demenin mutluluğunu yaşayın.
Çorbada sizin de tuzunuz olsun.
Olsun  ki el eli yıkasın el yüzü yıkasın.
Adalet üzerimizde doğan bir güneş, huzur bahar yapraklarına, mutluluğumuz ise gül goncasına dönüşsün.