Pazartesi günü saat on iki civarında İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale birinci sıra milletvekili adayı Rıdvan Uz’un siyasi çalışmalarının bir bölümüne katıldım.

Öyle heyheyli, vaveylalı padişah alayına benzeyen gösterişli bir ekip çalışması da değildi. Gezdiği seçim ekibi olması gerektiği kadar kalabalıktı. Çanakkale İYİ Parti il ve merkez ilçe başkanı ile partinin il ve ilçe yöneticileriyle birlikte İyi Parti gençlik kolları da kendisine refakat ediyordu.
Rıdvan Uz’un adeta soyadı gibi UZ’laşmacı ve sakin kişiliğinin vermiş olduğu dinginlik içerinde Barbaros Mahallesinin küçük sanayi sitesi esnafı ile diğer esnafları ziyaret ediyordu.
Rıdvan Uz’u hemen hemen tanımayan yok gibiydi. Ziyaret ettiği esnafın tamamı Rıdvan UZ’a karşı samimi ve içten davrandığı kolayca müşahede ettiğim bir durumdu.
Esnafın hemen hemen tamamının Rıdvan UZ’a söylediği şuydu. “Bizim sizden kişisel olarak hiçbir talebimiz yok. Sizden tek istediğimiz  ülkemizin adaletle yönetilmesi, gençlerin umudunun kaybolmaması, ve huzurlu bir ülkede yaşamak istiyoruz”du.
Rıdvan Uz, gördüğüm kadarıyla Çanakkale’de milletvekili olmayı hak edecek kadar çalışkan ve milli meselelere duyarlı bir kişiliktir. Büyük maddi ve manevi fedakarlıkta bulunarak İYİ Parti üzerinden devletine ve Türk Milletine hizmete çalışıyor.
Tabii bu arada eşi Fisun Hanımın Rıdvan beye verdiği desteği de göz ardı edemeyiz.  Fisun Hanım da tüm mütevaziliği ile eşinin ve İYİ Partinin başarılı olması için büyük fedakarlıkta bulunur. Bu ikilinin ileride devlette görev alırsa devletimizi layıkıyla temsil edeceklerini şimdiden ilan edebilirim.
 
Sinan Oğan’ı susturmak
Cumhurbaşkanı adaylarından Sinan Oğan önemli bir kişilik. Muharrem İnce nasıl ki İYİ Parti ve CHP tabanından oy almak üzerine siyaset yürütüyorsa Sinan Oğan’da MHP ve AKP tabanından oy alacak bir cumhurbaşkanı adayıdır.
Sinan Oğan, devletin yayın urumu olan TRT’de kendisine negatif ayrımcılık yaptığına dair serzenişleri sıklıkla dile getiriyor. Devletin televizyonu kendisini yeteri kadar haber konusu yapmadığını, cumhurbaşkanlarının siyasi çalışmaların haberleşmesi konusunda adil davranmadığını ileri sürerek protestolarını sürdürdü.  İktidar yandaşı gazete ve televizyonlar zaten Sinan Oğan’a haberlerinde yeterince yer vermediğini görüyoruz.
Buradan Kılıçdaroğlu’nu destekleyen gazetelere ve televizyonlara önerim mümkün olduğu kadar Sinan Oğan’a haberlerinde ve özel röportajlarında yer vermesidir. Çünkü Sinan Oğan’ın’ın çalışmaları Kılıçdaroğlu’nun seçilmesine destektir.
 
Ziya Gökalp
 
Ziya Gökalp, fikir ve düşünceleriyle Türkiye Cumhuryetinin kuruluş ideolojisinin sosyolojik temellerini atan bir düşünür ve sosyologtu. Ziya Gökalp, sosyoloji bilimini milli çıkarlara hizmet edecek şekilde ele alan bir bilim insanıydı.
Özellikle ikinci dünya savaşı sonrasında ABD’nin ülkemiz içine çöreklenmesiyle birlikte ne yazık ki milli sosyoloğumuz Ziya Gökalp hızla gözden düşürülmeye başlamıştır. Atatürk’ün düşüncelerinin de ana sebebi olan Gökalp’in millici sosyolojik öneri ve düşünceleri yerine ABD ve AB ekolünün batı toplumuna hizmet edecek sosyolojik teorileri toplumumuza zorla dayatılmıştır.
Türkiye’de millilikten yeterince yoksun sosyolojinin varlığı, sosyologlarımızın toplumsal meselelere milli bağlamada kendi milli çözümlerini toluma sunmak yerine, emperyalizmin adeta sözcülüğüne soyunarak, Batılı sosyologları kendi toplumları için ortaya koyduğu çözüm önerilerini milletimize milli çözüm yolu olarak dayatma yoluna gitmişlerdir. Bu milli sosyoloji ve millici sosyolog yoksunluğu ne azık ki Türkiye’de Atatürk sonrası milli iç sorunların katlanarak artmasına sebep olmaktadır.
Ayrıca unutmamak gerekir ki sosyoloji bilimler arasında en zor bilimdir. Sosyoloji ve sosyologlar için oldukça enteresan tanımlamalar da yapılır. Mesela Sosyolojiye eli kanlı bilim, sosyologlara da terör sorgulayıcı derler.
Kendi adıma, millici bir sosyolog olarak ülke meselelerine Çanakkale’den Atatürk çizgisinde Ziya Gökalp’in takipçisi olarak Türk Milletine hizmeti gaye ediniyorum.
Çanakkale’de sosyoloji lisans, yüksek lisan, doktora ve daha üst seviyede akademisyen arkadaşları Çanakkale Sosyoloji Derneği kurmayı öneriyorum.
Unutmayınız ki sosyoloji modern hayatın bilimidir. Siyasal modernitenin varacağı nihai hedef Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği muhasır medeniyettir. Batının sosyolojik taklitçiliği bizim sorunlarımıza çare olamaz.