Tam da öyle bir durumdan söz edeceğim. Denilenleri işitince, sıralanan soruları da işitince, merak etmedim elbet, gelebilecek yanıtları.


Gelir gelmez, cevap verilir verilmez. Ona diyecek sözüm elbette ki de yok..
İktidar partide, Çifte bayramlaşma yaşandı hafta sonu.. Konuşmacı olan isim, sorlar sıraladı, sözlerinde sona gelir iken. Güne özel; Noktayı da atar gibiydi belli ki. 
26. Dönem AK Parti Çanakkale milletvekili Ayhan Gider, bir dönem aradan sonra yeniden aday oldu vekilliğe.
Hem Ramazan hem de en büyük bayramımız olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında, partililerine hitap etti vekil adayı sayın Gider.
Hayli giderli ifadeleri kadar, soruluları da pek bir o kadar çarpıcı türdendi diyebilirim. Atarlılık ve giderlilik hali de denilebilir ya neyse.. Hali ile, o ata sözümüz: ‘açtırma bana bayramlık ağızımı!?!.. ‘
23 Nisan’a özel benzetmeleri de geldi bu arada.. Bu sözü, demeyeceğim.. satır arasında geçti çünkü vurgusu.
Bir oluşum üzerine açtı konuyu önce, sonra da o oluşum üzerine etti hayli dikkat çeken o laflarını.
“Bakıyorsunuz karşımıza aday diye çıkanların vaat edebilecekleri hiç bir ciddi şey yok. Çünkü vekil hatlarında herhangi bir hizmetleri yok. Bize anlatabilecekleri şunu yaptık diyebilecekleri bir konu yok.
Söylediklerinin tamamı herhangi bir çocuğun eline verdiğinizde yazabileceği şeyler.
Bu kadar vizyonsuz bir şekilde seçime gidiyorlar.
Ama verdikleri vaatler var. Yapacakları işler var.
Bugüne kadar biz neyi yapmışsak, bunu tersine çevirme telaşları var.”
Çoktu ettiği sözleri. Ha bir de soruları.. Ardı ardına sıraladığı soruları...  
Vekil adayı Gider’ in, sözünü ettiği konuşması var ya, birkaç satır üstte. Son bölümünde;  “Bugüne kadar biz neyi yapmışsak, bunu tersine çevirme telaşları var.” Şekhirdeki o ifadesi.. İşte o ifadeden bahisle açıyordu konuyu yeniden.
 
“Bunu nereden anlıyoruz?” sorusunu yöneltiyordu önce, ardından da yanıtı veriyordu; “ Bak. İki tane ana ittifak seçime gidiyor.
Biri Cumhur İttifakı, biri Millet İttifakı. Adı da niye Millet onu bilmem!?!...
Bu kadar milletten uzak olup da adını millet koymak bile başlı başına bir konu.
Cumhur İttifakı'nın bir mantığı var. Milliyetçi muhafazakar vatanına bağlı insanlar. Canını bedenine, ailesini milletin gerisinde tutan insanlar.
Karşı tarafa bakıyorsunuz. Artık sayısını unuttuk altı mı, yedi mi, sekiz mi, hiç önemi yok, Kaç kişi varsa toplansın gelsinler. Öyle bir korkumuz da yok, derdimiz de yok Allah'a şükür amma, hani bizim köyde bir laf var, derler ki kazana koysan kaynamaz bunlar.
Biri çıkıyor diyor ki; kadın haklarında şu şu maddeler fazla. Biri diyor bunları kaldıracağız. Öbürü de çıkıyor diyor ki; eş cinsel evliliklere izin vereceğiz.
Bakın ben tutucu bir adam değilim. İkisini de ayrı ayrı anlayabilirim. Çıksınlar millete anlatsınlar. Kim hangisini istiyorsa ona oy versin.
Tamam da kardeş;  ikiniz bir araya gelince ne yapacaksınız? Onu bir söyleyin.
Ortadan mı gideceksiniz? Ne yapacaksınız? Birisi diyor ki biz ülkücüyüz. Öbürü de diyor ki ‘Selahattin Demirtaş tutuklu değil tutsaktır salıvereceğiz. ‘
Ne yapacaksınız? Onlar salarken siz kapıda mı bekleyeceksiniz? Bunun aklı mantığı var mı? Bir masaya oturuyorsun. Sonra kalkıyorsun. Üç saat sonra yine oturuyorsun. Ya bu üç saati hesaplayamayacak kadar vizyonsuz musun? Yoksa sen o masaya oturtanlar kalkmana kızdı mı? Şunu bize açık söyle. Bir dedim merak ediyoruz vatandaş olarak hakkımız. Oy vereceğiz ya. Neyin peşindesiniz? “
Vekil adayı Gider’ in; “Neyin peşindesiniz?” şeklindeki son cümlesinde geçen soruyu işiten partililerinin yüzlerindeki tebessümü gördüm bir an.. Sanki, bir tür yanıt verir gibiydi, bayramlaşmaya katılım gösteren partilileri.
Siyaset bu aralar öncelikli gündemimiz malum. Edilen sözler bir yana yüz gülümseten benzetmeler pek ilgimi çekiyor.. Tıpkı sizler gibi..
İşte tam da bu nedenle, siyasetin yüz gülümseten ifadelerini işittikçe, sizlere aktarmaya devam edeceğim..
Kalın sağlıcakla, hoşça kalın..