Ders alınası bir durum desem, kızan çok çıkabilir. peki ya: İbretmlik desem?!.. Kızan çıkar mı yine de...

Siyaset gündemine damga vuran isimlerden oldu. Çıkışları hep tartışma çıkardı, örneklemerde adı geçti. Bir istifanın hikayesi oldu adeta son kararıyla da..
Hani derler ya bazı durumlar karşısında; ağır ol, molla desinler..
Bu ifademi yersiz bulabilirsiniz şu durumda. Tamam da, bu da benim naçizane yorumum..  
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilen, CHP lideri  Kemal Kılıçdaroğlu' na oy vermeyeceğini dile getiren isimdi Yavuz Ağıralioğlu.
Son dakika gelişmesinin adı oldu önceki akşam. Milletvekilli seçildiği İYİ Parti'den istifa etti.
Kulislerde basedilene dönüştü ismi. Ve dün..
İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, "Partime yük olmaya başlamıştım" vurgusuna imza tatı, düzenlediği basın toplantısında.
Çok edğil, şunun şurısanda bir iki hafta olmadı belki de.. İYİ Parti'ye altılı masada pusu kurulduğunu dile getiren ve Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına itirazlarıyla gündem olmuştu kendisi.
İstanbul Milletvekili olarak, İYİ Parti'den seçilerek TBMM' ye gelmişit.
Masaya dair değrelendirmelerinde kullandığı ifadeleri kadar, Kılıçdaroğlu'na oy vermeyeceğini belirtip, şimşekleri üzerine çekmişti belki de..
istifa dilekçesinde; "Gördüğüm lüzum üzerine İYİ Parti üyeliğimden istifa ediyorum. Gereğini arz ederim." diyordu özetle.
Dün ise, sanki özeti bir tık daha açtı sayın vekil. "İSTİFA ZORUNLU HALİNE GELMİŞTİ" der iken..
Kameralar karşısına, TBMM'de geçti Ağıralioğlu..
"Şehit ailelerinden dua, Kandil'den beddua aldım. Dualar şerefim, beddualar mücadelemdir benim.
Bugün benim için siyasi mücadelem içerisinde partim ve partim içerisindeki pozisyonum partime yük olmaya başlamıştır, benim için zorunlu bir seçenek haline gelmişti istifa." şeklinde bir cümle kurdu.
Bu sözleri, bence tonlarca ağırlıkta idi.. Anlayabilene tabii verilen mesaj.
Bitmiyordu, dahası da vardı dediklerinin. Mesela; "Partimin ortak kararı olan Cumhurbaşkanlığı adaylığına imza atmadım, partinin bir oldu bittiye getirilerek bütün emeklerin heba edilmesine itiraz ettim, bu dayatmayı kabul edilemez bulduğumu ifade ettim" diye sanki altını çizencesine dedikleri..
İstifa kararı, sanki biraz daha önce alınmış olmalı ki, "Milletvekilliğine başvuru yapmadım. Benim için erdemli olan buydu." ifadeseni gönül rahatlığı ile kullanıyordu bence sayın vekil.
"NE KABAHAT KUSUR VARSA NEFSİME ALIYORUM"derikin de, başkaca sorumlu ilan etmiyordu adetta.
Özet denilemeyecek şekilde anlatıyordu olanı biteni..
Şöyle diyordu; "Açıklamalarımla partimin mutabık kaldığı siyasi zemini gölgeler hale geldim.
Ben kendimi partimdeki arkadaşlarıma, partime yük olmaktan çekiyorum.
Terörün gölgesinin düştüğü yerde olmayacağımı ifade ettim. 4 sefer görev değişikliğim oldu, 2'sini basından öğrendim. Basından öğrendiğinizde kendinizi çok değersiz hissediyorsunuz.
Genel Başkandan pazartesi günü randevu istedim. Detay vermedim. Sebebi şu; nihayetinde bir beraberliğimiz oldu, bize tercih edilen görevleri yaparken de milletimizi utandırmadığımı partime yük olmadığını düşünüyorum.
Sözlerimle onların sokakta siyaset yapamaz yükü olmadım.
Ne kabahat kusur varsa nefsime alıyorum.
İYİ Parti hakarete uğramış insanların partisidir.
Genel başkan dahil ithamın iftiranın her yüküyle karşılaştı.
Ben kem söz etmem, hukuk var. Beraber mücadele ettik. Bu mücadelede partiden ziyade içine düşürüldüğü durumdan ve bizi mecbur bırakan bu durumdan rahatsızım. Bir hayal kurduk. Bunu milletimizle buluşturmak basittir. !"
Özet denilemeyecek türdendi anlatımı.
Net ve bir o kadar da açıktı bence..
Bu arada, merak edilen bir soruya da yanıt verdi.
Herhangi bir partiye transfer yapıp yapmayacağına; “Etik olmaz” vurgusu yaparak..