Okudunuz mu? Duydunuz mu?

ürkiye, Kuzey Irak Kürt Yönetimi Petrol Tahkim davasında Irak'a 1,4 milyar dolar ödemeye mahkûm olmuş.
Konunun kısaca özeti de şu şekilde;
Irak Devleti, Türkiye ve Erbil Kürt yönetiminin 9 yıl önce Kerkük-Ceyhan petrol boru hattından petrol sevkiyatı için anlaşması yapmasına sert tepki göstermiş. Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Petrol sevkiyat yetkisinin olmadığını öne sürerek uluslararası yargıya gitmiş.
Irak, Türkiye’nin kendisi ile anlaşmak yerine Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile anlaşma yoluna giderek izinsiz olarak IRAK petrollerinin satışına aracılık ettiğini ileri sürerek, 2014-2018 arasındaki sevkiyat nedeni ile Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne otuz milyar dolarlık tazminat davası açmış.  Uluslararası Tahkim Mahkemesi Irak’ı haklı bulmuş ve geçenlerde Türkiye'yi Irak’a bir milyar dört yüz milyon Amerikan doları ödemeye mahkûm etmiş.
Bu işin bir de 2018 sonrası varmış. Bakalım o yıllar için Türkiye’ye ne kadar ceza gelecek?
Bir zamanalar ne demişti Sayın Erdoğan;
"Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar."
Bu nasıl devlet yönetmek ki?
Mahkumiyetin para cezası yine bu milletin cebinden çıkacak.
İtibar da işin cabası.
 
Baharı doya doya yaşamak
Yıllar yıllar önce daha yüzbaşı rütbesindeyken “Çanakkale Harbi” üzerine film senaryosu yazmaya karar vermiştim. Sekiz bölüme kadar da yazmıştım. Senaryonun adı “Cennet çiçekleri” idi.
Bu senaryoyu yazarken Ramazan Eren isimli bir Çanakkaleliden, sırf ona moral olsun diye Çanakkale’ye dair resimler isterdim. Çünkü Ramazan Eren’in o zamanlar yüzbaşı olan damadı ile aynı kışlada görev yapıyorduk. Bu vesile ile Ramazan Eren’i senaryomla ilişkilendirip ona moral vermeye ve yazıp çizmelerime laf olsun diye katkı sunmasına karar vermiştim.
Ben, Ramazan Eren onore olsun diye düşünürken, Ramazan Eren bana bu senaryoyu  Çanakkale’de yerel televizyonlarına çektirebileceğini söyledi. Bunun üzerine “Cennet Çiçekleri” isimli senaryomun müsveddelerini kendisine  vermiştim. Sonradan bir de baktım ki Ramazan Eren senaryoyu iyice sahiplenmiş, çiltlettirmiş, sanki senaryoyu kendisi yazmış gibi başa kendi öz geçmişini kondurmuş, arkasına da lütfedip bana bir sayfa ayırmış.
Batman Sason’da Jandarma Komando Tabur Komutanı olarak görev yaptığım yıllarda sanırım Türkiye Gazetesi’nde Cennet Çiçekleri isimli senaryomla ilgili bir röportaj gördüm ve okudum. Ramazan Eren yine yapacağını yapmış, sanki senaryoyu kendi yazmış gibi yalan yanlış röportaj vermiş ve röportajında senaryo yazarı olarak benden hiç bahsetmemiş. Konuyla ilgili kendisini aradığımda zerre kadar utanma ve pişmanlık duymadığını anlamıştım ve çok ama çok üzülmüştüm.
Gazeteyi arayıp o haberi yapanlarla görüştüm ve işin iç yüzünü anlattım. Yalan söyleyene gazeteciler ne yapabilir ki?
Bu konuda anlatılacak daha çok şey var ama artık hiçbir şeyin anlamı yok.
Öldüğüne dair kulağıma bir şeyler çalınmış gibi. Öldüyse yine de Allah rahmet eylesin yaşıyorsa da ömrü uzun olsun. İşte o Ramazan Bey her ne kadar bunları yapsa da kulağıma küpe olacak güzel bir hikâye anlatmıştı.
Özü de şuydu.
Sen sen ol, baharın gelişinden,  bir de dost sohbetinden olabildiğince alabildiğince zevk al ve mutlu oldu.
Şimdiler de bahar mevsimini yaşıyoruz.
Hele de 14 Mayıs sonrasında baharı bir başka sevinçle yaşayacak, kelebekler kadar özgür olduğumuzu hissedeceğiz.
Ve
Baharın gelmesini de, iktidarın sandıkta değişmesini de dostlarla sohbet ede ede ve doya doya yaşayacağız.
Hakkımız var mı?
Elbette var…
O halde bu güzellikleri neden yaşamayalım ki?