Tayyip Erdoğan karşında hiçbir somut  başarı elde edemeyen muhalefetin siyasi parti liderleri “yenilen pehlivan güreşe doymaz” anlayışı ile her seçimde partisini ringe çıkarsa da asla iktidar olmayı

Ne zaman ki Meral Akşener kendi partisini kurdu, işte o andan itibaren Türkiye’nin siyasal tıkanmışlığının önü açıldı ve Türk siyasetine yeni bir umut ve soluk geldi.
Tayyip Erdoğan’ın Türk siyasetini üzerindeki mutlak hakimiyeti şiddetle sarsılmaya başladı.
Siyasi partiler içerinde işin kolayına kaçanlar da vardı. Mesela AKP’ye ve Erdoğan’a en ağır eleştirileri yapan Devlet Bahçeli, Erdoğan’ın saflarına katılarak partisini mecliste bulundurmaya başarı sayan adımlar attı. Aynı şekilde Büyük Birlik Partisi, Vatan Partisi de Bahçeli’nin yolundan ilerledi ve Erdoğan’ın yancısı olarak siyasal yaşam savaşını kazandılar.
Aslında bu durum MHP, BBP ve Vatan Partisinin işine mi geldi? Yoksa AKP bu partilerden istifade ederek “iktidarını sürdürmeyi garantiye mi aldı?” Diye sormak aklımıza gelse de sonuçta alan da memnundu veren de memnundu. Herkes birbirinden istifade etti.
Erdoğan yanına topladıklarıyla kendisini iktidarda tutamayacağını gördü. Hele de HDP’yi CHP’ye kaptırınca, Kürt seçmen oylarından pay almak için oldukça radikal bir çizgide olan Hüdapar’a kollarını açıverdi.
Cumhur ittifakının Türk Milliyetçi kanadı ile Atatürkçü ve millici olduğunu iddia eden Vatan Partisi her yönü ile doku uyuşmazlığı içinde oldukları Hüdapar’ı yoldaş edinmeleri ne yaman çelişki değil mi?
Yıllardır Erdoğan karşında siyaseten sırtı minderden kurtulamayan Kılıçdaroğlu’nun içinde ukde olan Erdoğan’ı yenme arzusu, artık kişisel hırsa ve kişisel meseleye dönüşmüş olmalı ki, bu ferdi hırs ve öfkesi öyle çok gözünü karartmış ki, 2017’den bu yana el ele yürüdüğü Meral Akşener’i bile kendinin cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemediği için harcama çalıştı?Kendisini destekleyecek  partilere de mavi boncuk dağıtmaktan geri durmadı.
Meral Akşener, milletin çıkarını düşünerek, zamanın ruhuna da uygun olarak milletin sesine kulak vererek. Oyun bozan durumuna düşmemek adına millet ittifakının altılı masasına geri döndü.
Geri dönüşünün kendisine ve partisine zarar vereceğini bile bile altılı masanın beşlisinin oldu bitti dayatmasına gönülsüzde olsa ara bir formüller razı geldi.
Her siyasi parti lideri her halde şunun farkındadır.
Siyasette vatandaşın oyu çantada keklik değildir.
Halk, Cumhur İttifakı’nın devleti, ekonomiyi ve ülkeyi idare edişinden memnun değildir ama aynı zamanda asla bir oldu bittiyle de razı gelmeyecektir.
Meral Akşener ülkenin sürüklendiği ağır sorunlar karşında tecrübeli bir devlet insanına yakışır adımlar atmıştır.
Millet ittifakının altılı masasının beşli masaya dönüştürülmesine razı gelmeyerek siyasal fedakarlıkta bulunarak, bağrına taş basarak halkın beklenti ve umutlarını kırmamıştır.
2023 yılında kazanan Türk halkı ve İYİ Parti olacaktır.
Ondan bundan medet ummak yerine, sırtını Türk Milletine ve milletin sağduyusuna dayamak milliliğin ta kendisidir.
Meral Akşener, partisinin siyasi gücünü her türlü fedakarlıkta bulunarak milletin yararına olacak şekilde kullanmıştır.
Artık son karar milletindir.