Allahtan Geliyor İse Ne Yaparsın?

Buna verilecek yanıtı aramıyorum elbette. Çünkü son derece komik olur.
Komik demişken, merhum Levent ağabeyi özledim bee…
 
‘Olacak O Kadar…” lı günleri özlemeyen var mı? Diye sorsam, mutlak birkaç yanıt gelir.
 
Oysa ki, dedim ya; ‘Allahtan Geliyor ise, Ne yaparsın?’ Yani yaşadığımız durum. Kar-kış-kıyamet…
 
Belediye Meclisi’ nin Ocak ayı ilk oturumuna katılmadım ama, canlı canlı geçen yayından dinlediğim ve bu yayını dinleyen bazı arkadaşların da kaleme aldıklarından da gördüğüm kadarı ile,  benim dikkatimden kazmayan durum fark edilmiş. Yani sadece ben edğilmişim o ayrıntıdan etkilenen.
 
Ne mi o ayrıntı ve ayrıntı diye bahsettiğim. Sadece Bir soru…
 
Ve kaleme alınan bir yazıda da geçtiği haliyle; ‘Başkana gelen soru; Bu Büyük Otobüsler O Zaman Neden Alınmadı?’ şeklindeydi.
 
Denilebilir ki, ‘Küçükler gidemiyorken, büyükler ne yapsın?’ Büyükler İyi ki de alınmamış. Ne yolcu itebilir de, ne de kaymaya başlayınca firen tutardı, koca koca otobüsleri…
 
Belediye Meclisinin bir dikkat çeken konusuydu bu durum. Çanakkale belediyesi filosuna 17 adet 12 metrelik engelli aparatlı halk otobüsünün katılması durumu.
 
Araçların hizmete başlaması töreninde konuşan Çanakkale Belediye Başkanı CHP’ li Ülgür Gökhan’ ın, ilerleyen süreçte tüm otobüslerin büyüyeceğini söylemesi üzerine, oluşmuş adeta o soru.
 
Daha doğrusu, AK Parti Belediye meclis üyesi ve Grup başkanvekili Av. Tülay Ömercioğlu, o konuşmadaki ayrıntıyı mecliste masaya yatırmış.
 
Bu diyalogda, sayın Başkan Gökhan’ ın bir de karşılığı olmuş elbet…
 
Önce AK Parti Grup Başkanvekili Av. Ömercioğlu’ nun sözleri neymiş ona balkım.
 
Demişler ki kendileri; “Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a ait akaryakıt istasyonundan ihalesiz olarak otobüslerin akaryakıtlarını aldığı zamanlarda, ihtiyaç olmasına rağmen o dönemde yeni alınan otobüslerin bugün ki gibi büyük otobüs olarak tercih edilmemesinin sebebi, başkana ait akaryakıt istasyonuna sığmadıkları için mi? “  şeklinde yönelttiği soru ile.
 
Sonra mı? Sonra gelişenler şöyle.  Sayın başkan Gökhan , AK Partili Belediye meclis üyesi, halk otobüsü sahibi Cafer Mercan’a dönüyor.
 
Hem de sert bir üslupla, meclis üyesi Mercan’a; “Ben size yardımcı olmadı mı? Ben size baskı mı yaptım, illa benden akaryakıt alacaksınız mı dedim?
 
Söyle, dedim mi demedim mi? Baskı yaptım mı?
Evet yaptım mı diyorsun? Açık söyle kardeşim, evet sen bize baskı yaptın de.
Değilse hiç sesini çıkarma otur” şeklinde çıkışıyor adeta.
 
Belediye Meclisi dışında bu konular neden konuşulmaz?
Meclis oturumları dışında, hiç mi bir araya gelinmez de, kentin bir çok kez tanıklık ettiği tartışmalarla geçer Meclis toplantıları.
 
Bir kar küreme aracı meselesi, mesela  neden konuşulmaz.
Ya da, son günlerde sosyal medyadan çok gördüğüm bir paylaşı. ‘Çeşme sularından mikrop mu alıyoruz da yakalandığımız gribal enfeksiyon geçmiyor’ şeklindeki çıkışlara;
‘Nereden çıkarıyorsunuz?’ diye bir yanıt dahi gelmez.
 
Çanakkale’ nin acil ihtiyaçları, kentin gelişmesine yönelik meseleleri dışında, gündemin değerlendirildiği oturumlara dönüşen meclis, Çanakkale’ ye ne katar ki? Anlamıyor ve anlam da veremiyorum.
 
Var ise bir anlam veren, anlatabilir mi bir zahmet…
 
Meclis te, genelde; “Bir ara şunu söyledin. Neden söyledin?
Ben öyle demedim, böyle dedim…”
 
Bumu dur yani? Meclis, karşılıklı savunmalarla başlayıp, sonra da hararetli tartışmalarla sona eriyor da, Çanakkale’ nin tüm sorunları çözüme mi kavuşuyor?
 
Hava soğuk. Esaret ortada. ‘Karlar düşer. Düşer düşer ağlarım’ diye şarkı mı söyleyelim?
 
Ağlanacak onca konu var iken ortada… Mesela diye başlayacağım da, kime anlatacağım ki derdimi?
 
Neyse, kime söylüyorsam ki artık…
 
Döneyim yine Mecliste olanlara.
 
AK Partili belediye meclis üyesi Av. Tülay Ömercioğlu, Çanakkale halkı adına kendisine iletilen konuyu aktardığını söylüyordu Başkan Gökhan’ a.
 
Ve özetle diyordu ki; “akaryakıtın o dönem sizin istasyonunuzdan alınması uğruna, Çanakkale’ye bugün övündüğünüz o otobüsleri aldırmadığınız iddiasına ne diyeceksiniz?”
 
Soru nher ne kadar net gözükse de, Yanıt ta aynı açıklık tay dı yani …
Yani diyorum, AK partili Meclis üyesi ve otobüs sahibine sesleniş…
Tekrarlamayacağım yeniden. Yazdıklarımın içerisinde biraz detay geçtim o sözleri.
 
Neden mi geçmişten bahsettim? Geçmişten bahsedilenlerle geçen bir Meclis vardı da bu hafta ondan. Ondan ötürü yani…
 
Şimdi, kar-kış-kıyametdeyiz ya. İşte bundan olsa gerek, dün yine AK Parti Kurmayı Av. Ömercioğlu’ nun bir çıkışına tanık olunca, ondan da bahsedivereyim dedim kısaca.
 
AK Parti Kurmayı fena konuşmuş….
‘ÇANAKKALE BELEDİYESİNE DUYURUDUR’ demiş ve eklemiş;
 
‘Çanakkale’ ye Burda 17 yönünden girdim. Kordona kadar geldim. Ana arterde yoldaki karları kenara ittirecek bir araç olmadığı gibi, bütün yol boyu sadece tek bir şehir içi taşıma otobüsü mevcuttu.
 
Belediyeye telefon da açtım Ama bu facebook yayınlarımız yakın takipte olduğu bilinci ile HALKIN ARAÇ KULLLANMASI GEREKLİ OLDUĞU BU KARLI GÜNDE ÖNCELİKLE ULAŞIM İÇİN OTOBÜS SEFERLERİ, HİÇ OLMAZSA NORMAL SEFER SAYISINA ÇIKSIN.
 
VE DE ÖNCE ANA ANA ARTERLER ELE ALINIR. ANA ANA ARTERD E DE ÇALIŞMA Yok… Belediyenin bilgisine.
AYRICA BAŞKAN ÇAN’ a bir bak. Daha karlı ama Çan başkanı, kar küreme aracının üstünde kenti denetliyor”
 
Şimdi bendenizin  bir çift sözü olacak. Yemin ederim ki, Belediye Meclisinde bir kar küreme aracı ihtiyacı, konuşulmaz mı derken, Av. Ömercioğlu’ nun bu paylaşısında geçen detaylardan haberim yoktu.
 
Karlar beni esir alsın ki, doğru söylüyorum. Kopya ettiğim paylaşıyı yazıma eklerken fark ettim ayrıntıyı.
 
Gaip’ ten birileri beni uyarıyor mu ne?
Vallahi korktum kendimden…