Hepimiz Tanık Olduk, Mucize Kurtuluşlar Yaşandı, Onlarca İnsanımız Günler Sonra Enkazdan Sağ Salim Çıkarıldı…

Bir tür oruç tutuldu sanki.. Oysa ki, oruç belli bir süreyi kapsar. İftar saati gelir, ağızların kilidi açılır, mübarek oruç bozulur..
Bilim insanlarına göre, 'bin yılın felaketi' ni yaşadık.
Günlerce sürdü ekran başında, enkazlarda gerçekleşen arama kurtarma çalışmalarının yayınları. Canlı canlı tanık olduk, dile kolay gelse de, mucize kurtuluşlara.
Enkaz atında günlerce sürecek aç-susuzluk halinin nedeni oldu deprem.. Üstelik, bir değil birden fazla büyük deprem..
İlk depremde, aslında iki büyük depremin aynı anda yaşandığı şeklindeki düşünceler dillendi önce.. Sonra, bu konuya ilişkin net sözler gelmedi Bilim insanlarından.
Gerçek neydi acaba?!.. Bahsedildiği gibi, 7,7' lik iki deprem ardı ardına mı olmuştu?..
Hele ki sonra yaşanan!..
İlkini bir kabul edelim, 7,7 sonrası, 7,6' lık diğer büyük deprem..
Yakın tarihte bunun benzeri yok diyor uzmanlar.. Dünya bir ilke tanık oldu, 10 ilimizi yıkıp geçen depremler ile.
Bugün, yaşadığımız evlerin durumunu merak etmeyenimiz yok.. Depreme dayanıklı mı değil mi evlerimiz sorusu, ivedilikle yanıt bekliyor.
Çanakkale' nin Alüvyon haritası mevcut.
Bu haritaya göre, şehir merkezi nerede ise Alüvyondan geçilmiyor.. Haritada, riskli alanlar kırmızıya yakın renkle işaretlenmiş. harita kıp kırmızı..
Teşhpis konmuş bu haritaya göre, evlerin kesinlikle depreme dayanıklı olmaşı gerek.. Peki ya, bizdeki durum ne?!..
Güçlendirmek yeterli kalacak mı bazı binaları..
Çünkü bir detaylı bilgiden haberdar oldum geçende, siteler için geçerli araştırmaya göre,
Tek daire 12 bin liraya, sayı çoğaldıkça 6 bin lira maliyetle yapıyı güçlendirme mümkün oluyormuş.
Bu işlem ne kadar sağlıklı olacak, onun bir garantisi var mı şekhinde sorular akla gelmiyor değil bu durumda..
Parası olana, çifte güçlendirme de sıkıntı yaratmaz da, olmayan ne yapacak, bu da ayrı bir soru, yanıtı aslında üç aşağı, beş yukarı ortada...Kader...
Kaderimiz olmamalı bazı şeyler.. Yerel yönetim, Merkezi yönetim gereğini yapmalı..
Kredi ise kredi, destek ise destek çıkmalı.. Kimse, en huzur bulduğu ortam olan evinde, geceleri kara kara düşünerek uykuya dalmamalı.
Çanakkale’ ye en yakın fay hattından yola çıkacak olur isek, şehir merkezi şanslı sayılabilir.. Ne var ki, fay hatlarının yakınındaki yerleşim yerlerinde yaşam süren insanlarımız.. Onlar ne olacak?!..
Çare var, ancak çareyi hayata geçirmek için vakit var mı, o’nu bilemiyorum.. Depremin saati belli değil,ne zaman olacak, o çok büyük bir soru işareti?!..
Aklında yanıtı zor sorular ile dolaşanlarımız çok bu arada.. Herkes ayrı bir dalgın. Kimi gülüyor da, boş boş bakıyor.
Adeta, sorular yumağı oluşmuş zihinlerde.. Yumak olmuş sorular, yumağı çözebilene aşk olsun.
Bakışıyorsunuz en tanıdık ile, o sizi görüyor fakat tepki yok.. Boş bakıyor, yüzü de gülümsüyor gibi.. Şaşırıyorsunuz..
Travma yaşıyoruz adeta hepimiz.. Nasıl geçecek, nasıl atlatılacak bu durum..
Kafa rahat değil çoğumuzda, Sorunlar zaten vardı, dahaları eklendi..  Hele ki, çaresizliğin adına dönüşen deprem gerçeği..
Oruç tutabilen, oruca dayanıklı bünyeler için, aç-usuz kalmak , belirli bir zaman dilimi içinde sorun değil..
İftar vakti bir türlü gelmek bilmez ise, bildiğimiz orucun adı bir anda değişmez mi?!...