Aslında bir önemli mesaj dan bahsedecektim sadece. Ne var ki; birden fotoğraflarla yakalanan anlar, başka mesajları da sununca gözlerimin önüne, onlarsız olamaz diye düşündüm.

Her hangi bir trafik keşmekeşi durumunda, anında üretilen çözüm ancak bizde olur dedirten mesajı, trafikte bir sürücümüz veriyordu aniden.
Aniden diyorum, çünkü geçiş için yapılan manevra da hayli tezden di.
Vatandaşın pratik çözüm üretmesine dair mesajlardan önce, bir dikkat çeken gelişme ardından verilen,  bence oldukça anlamlı mesaja göz atalım istedim.
Polis teşkilatının ilelebet yanında olacağı mesajını veren Çanakkaleliler, aslında bir farkındalık da yaratıyorlardı.
Geçtiğimiz son iki gündür bahsettiğim konudan bahsetmeyeceğim. Kesinlikle böyle bir niyetim yok.
Bahsedeceğim konu, vatandaşlarımızın alkışlanası bilinçliliği ve kelimelerle özetledikleri.
Sosyal medyada sayısına oldukça fazla rastladığım o mesajı, dilerseniz birlikte okuyalım. Şahsen ben yüksek sesle okudum bu anlamlı mesajı.
Bu bir yemin; “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ na, Atatürk ilke ve inkılaplarına, anayasada ifadesi bulunan Türk milliyetçiliğine sadakatle bağlı kalacağıma,
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını milletin hizmetinde olarak,  tarafsız ve eşitlik ilkelerine  bağlı kalarak uygulayacağıma, Türk milletinin, milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyip, koruyup bunları geliştirmek için çalışacağıma,
insan haklarına ve anayasanın temel ilkelerine dayanan, milli, demokratik, laik bir hukuk devleti olan, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarımı bilerek, bunları davranış halinde göstereceğime namusum ve şerefim üzerine ant içerim”
Ve sonunda geliyor vatandaşın anlamlı o sözü;
“Deyip, görevini yapan polisimize Allah yar ve yardımcısı olsun.”
Denilecek bir sözde bence şu; ‘Türk Milleti, işte böyle sahiplenir, şanlı, şerefli, kahraman Türk polisini.’
X                                  X                                       X
GOLF TOPU DELİĞİ Mİ BU?
Şehrim muhtelif yerlerinde bir dizi, alt yapı çalışmasına bağlı üst yapı çalışmaları sürüyor. Sürüyor da, zaman zaman da istenmedik olaylar da yaşanıyor.
Neyse ki can kaybı yok, yaralanan da… Çok şükür… Buna da şükür…
Bahsedeceğim konunun özetinde bir alt yapı çalışması birebir yoksa bile, alt yapı çalışmalarının sürdüğü bölgede olunca bu istemedik olay, vatandaşın derdi ve şikayeti bu yönde.
Gelelim konuya. Muhtemel ki o kapak hurdaya satılmak için alınıp, biri ya da birilerince satılmış olabilir de…
‘Golf çukuru mu bu?’ adını verdiğim fotoğraftan bahsedeyim birazcık.
Yolunuzda gidiyorsunuz. Yol açık her şey normal. Görüş açınızda belki ama, bir çukuru fark etmiyorsunuz.
 Sonuç; ön teker aniden çukurda… Mevki kordonda,  golf bölgesi…
Muhtemelen bir alt yapıya ulaşan ve kapağı kim bilir kim tarafından alınan bir çukura düştünüz.
Can kaybı, yaralanma yok. Maddi hasara gelince; büyütecek bir şey yoksa, içinizden sitem dolu sözlerle devam edersiniz yolunuza.
Herkesin başına her gün gelmez de, muhtemelen bir çoğumuz birebir yaşamışızdır, ya da yaşayanlara tanık olmuşuzdur. Normal yani. Abartacak bir şey yok.
X                                  x                                   x
BUNUN ADI; PRATİK ÇÖZÜM….
Pratik millet olduğumuzu bilir ve tekrarlarız. Pratik çözümü, anında üretiriz de.
Şartlar ne olursa olsun, bizim yapacak bir hamlemiz vardır. Kesinlikle, kuşkusuz dar ani hareketimiz mevcuttur üstelik.
Bir yol güzergahında, ilerlemenize engel bir durum var ya da hissetmişseniz, çare olacak hareket bir an gelir ve uygulanır.
Örnek mi? İşte stadyum kavşağında, Balıkesir caddesinin ışıklı kavşağına doğru ilerlmeyip, sonra dönmesi gereken duruma anında çözüm üreten bir sürücümüz.
 Ne gerek var ki o kadar ilerlemeye? Çözüm direksiyon başında, tek bir sağa dönüş hareketi ile işte pratik buluş ortada.
Bir yan yola, hayli alçak refüj üzerinden geçerek ilerler ve trafik keşmekeşinin bir başka katılanı olmazsınız.
Kötü örnek olacak, başkaları da yapacak, derdiniz de hiç olmamıştır üstelik. Çünkü bunun adı pratik çözüm.
X                                  X                               X
SEN ORADA KAL, BEN DE GELİYORUM  ‘PORTAKAL…’
SÖYLEŞİNDEYİM ARKADAŞIM…
Eski mesai arkadaşlarımdan birini gördüm. Aşırı sıcak ve bunaltıcı havada ilerlerken trafikte. Yeşil yanmıyordu bir türlü.
Bir ara göz göze gelince frak ettim. Sevecen haliyle gülümsüyordu adeta bana.
Bir fark var, son günlerde hayli sakallıydı kendisi. Şimdi, sinekkaydı traşlı.
Sonra, anladım ki misafirliğe geliyor ya Şehitler coğrafyasına. Ondan ötürü bu hali diye düşündüm.
Kimden mi bahsediyorum? Elbet te ki büyük haber sunucusu Fatih beyden. Sayın Portakal’ dan.
Zaman zaman, ‘Portakal, orada kal’ esprilerine de maruz kalan arkadaşım, meğer 10 Ağustos’ ta söyleşiye geliyormuş.
Konusu da, ‘İnsan ve sorgulamak’
O halde, Büyük zaferin, yani Anafartalar kahramanı olarak tarihe geçen Atatürk’ ümün kazandığı o eşsiz başarının yıl dönümü 10 Ağustos’ ta, saat 18.30 da buluşuruz Halk bahçesinde…
Mesaj alındı. Sorgularız kardeşim, insan değil miyiz?