Ana muhalefet partinin kurmaylarından Çanakkaleli vekil Bülent Öz, öyle böyle gönderme yapmamış.

Ana muhalefet partinin kurmaylarından Çanakkaleli vekil Bülent Öz, öyle böyle gönderme yapmamış. 
Yeni Bakanların açıklandığı Başkent gündeminden tutturup, geçmişte edilen biz söz üzerinden adeta açmış ağzını, mummuş gözünü. 
Nasıl mı? Bekleyiniz, aceleye gerek yok. Aktaracağım.  
Sayın vekilin basın danışmanının kaleme alıp, Basın kuruluşlarının e-posta adreslerine sevk ettiği dedikleri, damla damla gönderme içeriyordu. Denilenlere, bir anda dikkat kesilmedim değil.   
 CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz tam olarak şu sözü edip, ardından da vermiş veriştirmiş. 
“İçinizdeki FETÖ’ cüleri temizlemiyorsunuz, aksine FETÖ’ ye ‘hakikat damlası’ diye iltifat eden vekilinizi bakan yapıyorsunuz” 
‘Bu sözü hangi yeni bakan, geçmişte etmiş’ merakı ile dikkatlice okuduğum, sayın vekilin TBMM genel kurulunda yaptığı konuşmasını içere açıklama metninde, iktidarı hedef alıp yüksek perdeden ses veren sayın Milletvekili Bülent Öz,  Partisi grubu adına söz alıp konuşurken; 
“İktidar, FETÖ'yle mücadele adı altında gerçek FETÖ’ cülerle mücadele etmiyor” şeklinde büyük bir iddiada da bulunmuş. 
Dedim ya yüksek perdeden konuşmuş ve hayli de sert ithamlarda bunmuş. Örnek mi? 
Mesela şu sözü; “Biz siyasi ayağına dokunulmuyor dedikçe, içinizdeki FETÖ’ cüleri ortaya çıkarmıyorsunuz, aksine FETÖ’ ye hakikat damlası diye iltifatlar eden vekilinizi Bakan yapıyorsunuz"  
Sayın vekilin Basın danışmanının, biz gazetecilerin işini kolaylaştıran bir yöntemi başarışla uyguladığını daha önce de belirtmiştim. 
Ara başlıklar koyup, konu üzerine sözlerin önemini adeta vurgulayan bu teknik aktarımı için, sayın danışmana bir kez daha teşekkür ediyorum. Gazetecinin, dikkatinden kaçması muhtemel çıkışlara odaklanmasını sağlayan bu tutum, önceden de söylediğim üzere, haber başlığı aramak için harcanan zamanı da azaltıyor.   
Sayın vekil Öz’ ün, geçmişten verilen örneklerle, bu güne göndermelerle dolu sözlerinde, bir dikkat çeken ara başlıkta şuydu; 
“ERGENEKON VE BALYOZ SÜRECİNDE SAHTE DELİLLERLE İNSANLARI HAPİSLERE ATTINIZ” 
Bu noktada, sayın vekilin dediklerine bir kısa yorumum olacak. ‘hapislere atan’, sonrasında kendileri de hapse mahkum olan yargı mensupları değil miydi? 
Ben mi yanlış hatırlıyorum? 
Belki de, benim hafızada bir olumsuz durum oluştu. Neyse. Ben döneyim sayın vekilin dediklerine; 
“Yine adaleti ilgilendiren bir kanun değişikliği üzerinde konuşuyoruz. On beş yıldır değiştirdiğiniz yasaları defalarca yine değiştiriyorsunuz. Çünkü muhalefeti dinlemiyorsunuz.  
Önerilerimize kulak verseniz, bu kanunları, üzerinde bu kadar hata yapıp değiştirme ihtiyacı hissetmezdiniz” şeklindeki sözlere ne yanıt gelecek bilemiyorum ama, Çanakkale’ de de bazen yerel düzeyde siyaset yapan isimlerin, ‘Bu yanlış. Yapmayın’ dediğinin, bir süre ardından haklı çıktıklarına tanık olduğumdan, sanırım sayın vekilin bu iddialı dediklerinde de haklılık payı var diye düşünüyorum. 
Peki ya, bahsettiği konu ne ve hangi kanun için edilmişti bu sözler?  
Açıklamada geçen, “Üzerinde konuştuğum 17'nci maddede "okunur" ibaresini "anlatılır" şeklinde değiştiriyorsunuz, ama ne okuyorsunuz, ne anlıyorsunuz.  
Yine maddede, delil ve belgelerden bahsediyorsunuz ama Ergenekon ve Balyoz sürecinde sahte delil ve belgelerle onlarca masum insanın hapislere atıldığını unutuyorsunuz. Ya da onlarca vatandaşımızın masumiyetlerini kanıtlayacak delil ve belgelerini görmüyorsunuz” diyerek ileri sürdüklerinde, satır arası bazı sözlerin hayli tebessüm yaratan anlatımda geldiğini görünce, “Hep mecliste tansiyon çıkmıyor. Bazen de esprili sözler ediliyor” diye de düşünmedim edil. 
Tabi bu benim yorumum. Sizleri bilemem. Belki de fraklı bir bakışınız olacak.  
Sayın vekilin, TBMM Genel kurulunda, partisi adına söz alıp yaptığı konuşmasının devamında; 
“Adalet Yürüyüşümüz için "sözde adalet" diyorsunuz. Fakat on beş yıldır kendi sözde adalet uygulamalarınızı görmezden geliyorsunuz” diyerek, bir başka ileri sürdüğü hal daha vardı ki, o sözlerini de hayli dikkat çekici buldum. 
BU TESPİT DE ÇOK DİKAT ÇEKİCİ… 
Şimdi yazdıklarıma bir ara başlıkta ben atayım. Çünkü, hakikaten de bu denilene ilişkin detayı aktarır bir sözü daha önce hiç duymadım. Gerçekten de bir benzerlik var mı? diye de sorasım geldi içimden. 
Ne miydi o? Sayın vekilin basın danışmanının attığı ara başlık aslında olayı özetliyor. Ara başlık şu; 
“BANK ASYA’NIN AÇILIŞI FOTOĞRAFI İLE 15 TEMMUZ’UN BİRİNCİ YIL DÖNÜMÜ FOTOĞRAFI ÇOK BENZİYOR”   
Bu konu için, fırsat bulduğum bir geniş mola sırasında, internetten bir araştırma yapacağımdan emin olun. Hakikaten görselde benzerlik var mı, yok mu çok meraklandım. 
Şimdi, geleyim sayın vekil Öz’ ün dediklerine. Şöyle demiş TBMM kürsüsünde; 
“15 Temmuz darbe girişiminden sonra "FETÖ'yle mücadele" adı altında gerçek FETÖ'cülerle mücadele etmiyorsunuz. Binlerce vatandaşımızı iddianamelerini hazırlamayarak hapislerde bekletiyorsunuz, adaletsizlik yapıyorsunuz. FETÖ'yle mücadelede samimi olmuyorsunuz” 
Bu sözler, hayli ağır ve çok büyük iddialar içeriyor. Belli ki, sayın vekilin elinde elle tutulun belgeler var. 
Neyse, benim yorumumdan çok, ithamlar karşısında iktidar kanadının tepkisi önemli elbet. Ben döneyim, sayın vekilin Partisi adına söz alıp, Meclis kürsüsünden konuştuklarına.   
Konuşmanın devamında şu sözler edilmiş; “Bank Asya’nın kurdelesini kesenlerin fotoğrafına bakıyoruz, bir de 15 Temmuz’un 1'inci yıldönümündeki fotoğraflara bakıyoruz;  
hiç değişen bir şey görmüyoruz. Kurdeleyi kesenler aramızda dolaşıyor, Bank Asya’nın önünden geçenler tutuklanıyor. Adeta aklımızla dalga geçiliyor” 
YOK ARTIK, BU SÖZ KAVGADA EDİLMEZ DEDİRTEN BİR DURUM.. 
Ben de ara başlık atmaya alıştım sonunda. Önceleri pek önem vermediğim bu olay, sanırım nlaşılırlığı güçlendirir bir metot. 
Bu bahsedeceğim bölüm için attığım bu ara başlık, sayın vekilin şu iddialı sözü için. Ne mi o söz?. Buyurun birlikte okuyalım; “ FETÖ MUHİPLERİ DEVLET PROTOKOLÜNÜN ÖN SAFLARINDA” 
CHP Kurmayı, Çanakkale Milletvekili sayın Öz, TBMM Kürsüsünde hitap ederken; 15 Temmuz'un 1.Yıldönümünde Meclis'te yapılan etkinlikleri işaret edip,  
“AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner'in "FETÖ muhipleri, devlet protokolünün ön saflarında oturuyor." sözlerini hatırlatmış. 
Ve demiş ki; “Biz FETÖ’ nün siyasi ayağını ortaya çıkaracak mücadelede şeffaf ve samimi bir mücadele isterken, bizi FETÖ’yü cesaretlendirmekle suçluyorsunuz.  
Oysa kendi vekiliniz bu gerçeği ortaya koyarak, içinizdeki fetöcü siyasilerinin milletin gözünün içine baka baka ‘hala devlet protokolünde ne işleri var?’  
Gerçeğini dile getiriveriyor. Bu durumu görmezden geliyorsunuz yani Milletin aklıyla oynuyorsunuz.” 
CHP Kurmayı, Çanakkaleli vekil sayın Öz’ ün, hayli uzun sözlerinde, dikkat çeken bir bölümde, Adil Öksüz ismine yönelikti. 
FETÖ’yle mücadelede iktidarın samimi olmadığını öne süren sayın vekil; “KHK' yla binlerce akademisyen görevinden atılıyor, darbeyi yöneten sözde akademisyen Adil Öksüz serbest bırakılıyor. 
15 yaşındaki askerî öğrenciler bir yıldır hapiste tutuluyor, darbecilerle on iki saat içeride kalan Hulusi Akar ifade vermeye gelmiyor.  
15 Temmuz günü MİT'e gelen darbe ihbarı önemsenmiyor, asılsız ihbarlarla binlerce vatandaşımız darbeci ilan ediliyor. Aynı şekilde, Hakan Fidan da Darbe Komisyonuna ifade vermeye gelmiyor” diyor ve sözleri yeni ileri sürdükleri ile devam ediyordu. 
Uzundu denilenler. Uzun ve hayli iddialı sözlerle. Bir büyük iddialı yaklaşımında sayın vekil;  
İktidarın amacının FETÖ’ nün siyasi ayağını ortaya çıkarmak olmadığını, böyle olursa iktidarlarının zarar göreceğini ifade ederek dile getiriyordu. 
Bunca iddialı yaklaşımların sonunda, bir ara baylık ile olayı nihayetlendiriyordu sayın vekil. Tabi bir başka ileri sürülen sözle. 
Diyordu ki; 
“CHP,  FETÖ tehlikesini yıllar önce söyledi. Buna rağmen her istediklerini verdiniz” 
Bence, bu kadar sözün ve iddialı yaklaşımların ardından, son sözde gelen teklif,  CHP’ nin Öz’ ünden gelmiş ise, hadi hayırlısı diyesim geldi. 
Neden mi böyle dedim? Baksanıza bu ara başlığa. Diyor ki sayın vekil; 
“ŞEFFAF OLURSANIZ, FETÖ’ YLE BİRLİKTE MÜCADELEYE HERZAMAN HAZIRIZ” 
Bendeniz de diyorum ki; Atalarımız ne demiş, ‘Bir elin nesi var. İki elin sesi var. Hadi hayırlısıyla. Çekelim bir Bismillah”