Yaşadığı o büyük Strese mi yüreği dayanmadı bu genç bedenin?

Duyduğum iddialarda geçtiği gibi; ‘Eleştirilen etkinliğin sorumlusu diye, söylenmedik laf mı kalmadı yoksa?’
 Eceabat’ ta son nefesini veren ve öğrendiğime göre de ‘Ölüm nedeni; Diğer’ diye adlandırılan, yani bir dizi tetkik ve otopsi sonucu kesinleşecek ‘ölüm nedenine neden’ şimdilik;  Adli Vaka diye ad almış.
Gencecik yaşı nedeniyle, bir çoğumuzu üzüntüye boğdu ani ayrılışı.
O’ nu, yaptığı çalışmalarla gelecekte anacak ve ismini hiç unutmayacak o kadar çok arkadaşı var ki Mustafa Emir Cilasın’ ın, dün bir çok arkadaşı da aralarında fısıl fısıl, ölümüne neden olduğu iddiasıyla birkaç ismi sorumlu tutuyordu, son görev için toplanılan cenaze töreninde.
Denilenlere kulak misafiri olmak kadar, ‘Gerçek ise bu iddialar, susacak mıyız?’  sorusuna yanıt aramakta çok güçtü vesselam.
Günlerce konu edilen Alman Vakfı iş birliği, basında yer tuttu. Bir çok isim çeşitli tepkiler verdi.
Tüm bunlarla birlikte, birkaç sorumluya da bedel biçildiği, sözlü baskılar geldiği de konuşuldu.
Tam da çok konuşulan o etkinlik başlayacak ki, bir acı haber…     
‘Alman Vakfı’ ile iş birliğine girdiği için eleştirilen Çanakkale Belediyesi’nin haberleştirilip, gündem de yer tutması ardından, ‘Çok baskı geldi bu çocuğa. Yaşadığı strese yenildi’ şeklindeki sözler cenaze töreninde fısıltı ile dillendiriliyordu dün.
İnanılır gibi değil, değil mi?
 Ölüme sebep, Alman Vakfı iş birliğine yönelik, üzerinde kurulan baskıcı yaklaşım gösteriliyordu fısıltı ile konuşulanlarda.
Bir genç ve başarılı isimdi Cilasın. Ve de, Çanakkale Koza Gençlik Derneği Kurucusu ve Proje Koordinatörüydü.
Gencecik yaşına neler sığdırmıştı üstelik. Sevilen ve saygı duyulan isim oluşu bir yana, Belediye Gençlik Birimi Sorumlusu olmayı da hak etmişti genç arkadaş.
Dün fısıltıyla aktarılan iddialarda söylenilenlerden biri de, bu dile getireceğim;
 “Bu Alman vakfı İle yapılan demokrasi vakfı faaliyetinin sorumlusu da oydu”  anlatımıydı.
Deniliyordu ki; “Start alan faaliyeti Organize eden ve basına düşen olay İle ilgili iki etkili ve yetkili isimden baskı gördüğünü duyduk. Bu konu İle ilgili savunma yaptığı için hayli stres yaşadığını yakın çevresine söylüyordu”
Ölünün ardından konuşulmaz da, ölüme sebebiyet veren bir tutum izlenmiş ise, nasıl rahat olur insanoğlu?
Hiç mi vicdan azabı çekmez? Bu iddialar durduk yere mi konuşuldu, son görev için bir araya gelinilen tören öncesi ve sonrası.
Fısıltı gazetesinin baskılarını aktarmak değil elbette ki niyetim. 
Fısıl fısıl aktarılan bir söylemde de, “Demokrasi eğitimi var ya belediye tarafından gerçekleştirilecek,  Alman Konrad Andrenaur vakfı eğitimi, onun da Sorumlusuydu arkadaşımız” deniliyordu.
Üzerinde baskı oluşturulan ve bir tık ötesinde,  “basında kaleme alınan haberlerden dolayı strese girmişti arkadaşımız” diyorlar dı birde…
Bu genç arkadaşın, geride bıraktığı ailesinden babası Mehmet Emin kaptanı da tanırım. Geçirdiği rahatsızlık sonucu, zor bir yaşam savaşı verenlerdendi. Ya annesi?  Aşkın teyze. Yaşadığı semtin, saygı değer ve iyilikleri ile el üstünde tutulan isimlerindendir.
Anne ve babasına sabır dilerken, geride kalanların hayatlarını kolaylaştıracak adımların atılması gerektiğini de ısrarla dile getirmek istiyorum.
Hep denir de, ‘ Her zaman yanındayız’ Sonra bir şey olur. Yalnız kalınır. Hep yanında olacaklarş ya verdikleri sözü unutur, ya da söz mührü zamana uğramıştır.
Biz de hep derler ya; ‘Ölen kurtuldu. Ya geride kalanlar?’
Geride kalanlar için, geride kalanların da, unutmaması gereken sözleri vardır vesselam.
Öyle oldu, böyle oldu. İddia edildiği gibi; ‘Baskılara dayanamadı, yaşadığı stresin karşılığını canı ile ödedi’ söylemleri bir yana, iyi sözler de vardı dün.
Ne mi? SON GÖREVDE EDİLEN ANLAMLI VE ALKIŞLANASI SÖZLER…
‘’Sözün bittiği yer işte tamda burası’’ diyerek konuşmasına başlıyordu Belediye Başkanı Ülgür Gökhan…
”Mustafa Emir Cilasın 1987 yılında doğmuş. Turgut Reis ilk ve ortaokulunu bitirmiş, lisede Milli Piyango Anadolu Lisesi’ni tamamlamış ve şu an itibariyle de ÇOMÜ Deniz Bilimleri Teknolojisi Bölümü’nde de doktorasını yapıyordu. Daha öğrenciydi” derken, gencecik yaşında dünyaya veda eden bir hayat dolululuğu özetliyordu.
Ardından da; ‘’Çanakkale Koza Derneğini kuran ve Türkiye gençliğine yol gösterecek birçok başarılı projeye imza atan Cilasın, Avrupa Birliği Bakanlığı Türkiye Ulusal Ajans eğitmenliği yapmaktaydı” diyerek de alkışlanası örnek profilini çiziyordu genç arkadaşın.
Konuşmasında; “Geçtiğimiz yıl Güney Marmara Kalkınma Ajansı Programı kapsamında ve Çanakkale Belediyesi bünyesinde kariyer ve iş geliştirme ofisini hayata geçirdi.
Gençlere iş bulma onlara meslek yönünden yol gösterme amacıyla çalışıyordu.
Birçok Avrupa birliği projesi gerçekleştirdi.  Ekim 2016’da belediye kültür ve sosyal işler müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren gençlik çalışmaları birimine girdi.
Eksi 18 kulüp çalışmaları ile liseli gençlere yönelik faaliyetler düzenledi. Ve birçok gencin yurtdışı fırsatları ile tanışması sağlandı.
Tüm fırsatları bulup gençlerin hizmetine sunmak suretiyle çalışmalarını yaptı’’ diyerek de, örnek alınası Türk gencini anlatıyordu.
Belediye Başkanlığı önünde gerçekleşen törende, bina girişindeydi son örtüsü üzerine örtülmüş Cilasın’ ın naşı.
Başkandan gelen sözlerin devamında ise şunlar dile geliyordu;
‘’Sevilen beyefendi bir kişiliği vardı. Kimseyi kırmak istemiyordu hatta bazı konularda çok hassastı. Duyarlı bir kişiliği vardı.
Bu bir takdiri ilahidir. Yüce rabbim herhalde oralarda hizmet ettirecek, çok seviyordu.  Artık bu süreçte öyle teselli bulmak istiyorum.
Üzüleceğiz, ağlayacağız, dertleneceğiz, isyan etmeyeceğiz… Süreç içinde acılarımızı sindirmenin yollarını bulacağız’’  oldukça anlamlı ifadelerle.
 Henüz 4 aylık bebeği vardı
Başkan Gökhan, merhumun eşine, “artık bebeği de Emir gibi yetiştirmek eşinin boynunun borcudur” diyordu da, tek başına hayat mücadelesinde bir de çocuk, nasıl olacaktı onu söylemiyordu.
 “Babasız, aynı babası gibi yetiştireceksin, ona bu terbiyeyi vereceksin topluma yararlı, insanlığa yararlı, laik, demokrat ve toplumun ihtiyacı olan gençlere özellikle katkı vermek üzere yetiştireceksin.  Bu o bebeğe düşen miras.
O bebekte onun gibi olursa, en azından acılarımız azalır. Teselli buluruz. Biz Çanakkale belediyesi olarak, ben ve bütün çalışanlar hepimiz her zaman ailenin yanındayız acılarına ortak olacağız çocuğun gelişmesi büyümesi için elimizden bir şey gelirse her zaman buradayız.
Bütün ailesine arkadaşlarına baş sağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun” sözleri ile dile getiriyordu son derece anlamlı bulduğum hitabını.
Bu kadar neden mi ayrıntılı geçtim denilenleri. Bir gün olur, ailenin ihtiyacı olursa, ‘Çanakkale belediyesi, burada mısın?’ diye sorabilelim diye…