Şeyh Şamil için yazılan bir şiir ve O şiirde geçen bir ifade;  'Geçmişini bilmeyen, Atasını ne bilir ki?!'

Lise yıllarım. Kafkas Halk Dansları' na son derece meraklıyım. Kulakları çınlasın, Folklor ekibimizin tüm fertlerinin. Nereden nereye, Kafkas güneşi Şamil düştü birden aklıma. Geçmişini bileceksin ki, Atanı daha iyi tanıyacaksını savunan bir kahraman..
Gelelim asıl meseleye. tarihi ortaokul ve lisede pek sevmezdim. Çekmez di ilgimi bazen tarih. şimdilerde öyle mi ya?!.. Öğrendikçe tarihi, tarihi yazanlara hayranlığım daha da artıyor.
Çanakkale aslanları mesela. Dualarım gece gündüz eşsiz destanlar yazan, Zaferler kazanan Şehit Mehmetlere... 
Tarihe göz atıyorum yine, bir başlık: ATATÜRK 'ÜN DOĞUYA BAKIŞI ve altı çizilen konu, (GAP PROJESİ
Okuduklarımın ve hayranlıkla ezber etmeye çalışıtğım konu için Kaynak göstereyim şimdi.
-Sinan Meydan, Bütün Dünya Dergisi, Başkent Üniversitesi Kültür Yayını, sayı 2011 /10, syf 52 - 61-
Bu sayfalarda, Sarı Saçlım, Mavi Gözlümün, TEK bAŞBUĞUM' , ATATÜRK' ün, çağdaş bir Türkiye yaratmak isteği ve hedefinden bahsediliyor özetle.
Misal, hurafeler yerine akıl ve bilimin egemen olduğu, kulluktan kurtulup özgür birey olan insanların  iradeleriyle kendi kendilerini yönettiği, eğitim seviyesi yüksek,  birlikte çalışıp, birlikte üretip, birlikte bölüştüğü, eşitlikçi ve tam bağımsız bir Türkiye yaratmak isteği konu alınan.
Ve GAP projesi, Rahmetli Cumhurbaşkanlarımız ve dönemin Başbakanlarının da he dilinde idi..
"Atatürk  öncelikle feodal yapıyı kırmakla işe başlamış" deniliyordu bahsedeceğim tarihten söz edilen o kaynakta.
Tarih verilip altı çizilen bir konu. 1934 yılında çıkarılan İskan kanunu ile, aşiret reisliği, beylik , ağalık ve şeyhlik kaldırılmış, yoksul ve topraksız köylüye toprak dağıtılması öngörülmüştür şeklindeki bir anlatım.
Genç Cumhuriyet, 1923 - 1938 arasında toplam 246.431 aileye toplam 9.983.750 dekar toprak dağıtmış, bu bilgiyi yeni öğrendim. Bu da benim ayıbım.
Toprak reformu için birçok yasal düzenleme yapılmış o yıllarda, misal 1937 de Anayasa nın 74. maddesine bir hüküm konmuş..
Daha çok bilgi, daha çok altı çizilen vardı. lakin benim  dikkatimi çeken konular biraz daha farklılardı  diyebilirim.
Şu ifade ile gelen konu mesela; 
"Aşiretler Dersim'ini özgür birey- yurttaşlar Cumhuriyeti'nin Tunç Eli 'ne dönüştürülmesi projesi kapsamında Fırat nehri üzerine yapılan Singeç köprüsü Atatürk tarafından açılacaktır. 
Kendisini Dersim'in lideri olarak gören  Seyit Rıza, köprünün başındaki karakolu basarak yakar, bir asteğmen ve 33 askeri şehit eder.
Bu olay isyanın başlamasıdır, o günkü terör olayıdır. "
Dersim.. Hep denir ya, üzerine türlü sayaset de yapılır ya..Hali ile bu konu ilgimi çekmiştir hep..
Tarihin dilinde de yer alan, bu terör olayı ile, Atatürk bizzat ilgilenir, ayrıca kesin talimat verir.
"Bu meseleyi kökünden hallediniz!"
Yapılır denilen. Gereği yapılır, Seyit Rıza idam edilir, grubu etkisiz hale getirilir.
Seyit Rıza ve adamlarının infaz edildiği sırada Atatürk, Elaziz tren istasyonunda vagonunda bekler, netice kendisine bildirilir, Paşa Elaziz 'den ayrılır.
Dersim ardından neler olmuş neler..  Atatürk’ün Güneydoğu Anadolu bölgesine yönelik en önemli projesi, Atatürk' ün vefatından sonra gerçekleştirilen GAP projesi olmuş.
Atatürk, "Buraya bir insanlık gölü inşa edelim", diyerek GAP' ın ilk adımını 1934 de atmış diyebiliriz. Tarih de böyle diyor çünkü.
O yıllara bakalım mı bir? Atatürk 'ün talimatıyla, Doğu ve Güneydoğu Anadolu' daki su kaynaklarından elektrik elde edilmesi için 1936 da Elektrik İşleri Etüt İdaresi kurulmuş..
İdare, 'Keban Projesi' ile etütlere başlamıştır.
1950 - 1960 arasında Fırat ve Dicle üzerinde EİE İdaresince sondaj çalışmaları yapılmış..
Kısacası azizim; böylece GAP 'ın alt yapısı hazırlanmış...
Yüce Önder, Atatürk,  Doğu'yu  nasıl görmek istediğini, Diyarbakır, Malatya, Elazığ, Tunceli gezisi sırasında yanında bulunan Sabiha Gökçen 'e anlatmış.
Şöyle demiş Paşa; "Geçtiğimiz yerlerde fabrikaları görmek istiyorum,e kilmiş tarlalar, düzgün yollar, elektrikle donanmış köyler, küçük fakat canlı tertemiz, sağlıklı insanların yaşayabileceği evler, büyük yemyeşil ormanlar görmek istiyorum. Gürbüz, iyi giyimli, yüzleri sararmayan, dalakları şiş olmayan çocukların, okuduğu okullar görmek istiyorum.
Yurdumuzun her tarafını aynı medeniyete kavuşturalım istiyorum. İnsan ömrü çok büyük işleri başarabilecek kadar uzun değil."
Ve günümüz Türkiyesinin bir bölümünden söz edelim.. Hatırlayalım hele, terör yıllarını. Köy basan, öğretmen katleden, eli hep kanlı bebek katillerini. Askere silah doğrultan hainleri..  
Yıllar içinde, Yüce Önder' in bu hedefi gerçek oldu. Keban oldu, GAP oldu...
Atatürk' ün, Gökçen'e dediği gibi; "Devletin yapamadığını millet, milletin yapamadığını devlet yapmalı...
Devlet ve millet ülke sorunlarını çözmek için daima elele olmalı.
Geleceği, geleceğin Türkiye 'sini düşünmek görevim. Bir savaşın üstesinden geldik, şimdi ekonomik alanda savaş veriyoruz, daha da vereceğiz..."
Bu fadeleri üzerie Paşanın, günümüz düştü aklıma.
"Hainler sarmış dört bir yanımız" denildiğinde,  sorulamıyorum hpiç. Çünkü öyle çoklar ki..
Böl parçalacılar, bir asır önce de vardılar, şimdi de varlar.. Çankakale'de denediler planlarını başaramadılar.
Yenilmez denilen amadalarını da durdurduk, yüzbinlerce asker ile çıkarma yaptılar, Yine geçilmez kıldık Çanakkale' yi..
Bir tuhaf sözler edesim geliyor içimden, yutkunuyorum.. susmayı tercih ediyorum.
Derler ya hani: "Laf ile peynir gemisi yürümez.." diye.
Dünya bir olmuş bir ara, Avrupa' sı da dahil olmuş Türk düşmanlığına.
Tarih okumayı bir ayrı seviyorum şimdilerde. Şimdilerde yine aynı düşünceye kapılanlara, tarih aslında bir mesaj vemekte de, anlayana.
"Tarih, tekerrürden İbarettir!.."