“Torunların, torunları, dedelerine koşar gibi…”

O halde, şunu yapmak gerek; ÇANAKALE’Yİ, ÇANAKKALELİYE TESLİM ETMEK GEREK…
Bunu yaparken de, Çanakkale’ nin insanlarından faydalanılarak, çorbada her kesin tuzunun bulunmasını sağlar, gelecekte de birlikte övünürüz. 
Bu satırlardan sonra aktaracaklarıma; ‘Çanakkale Kendi Yarattığı Rüzgarıyla, Turizmine Yön Verecek’ de diyebiliriz
Bence Olmaz demeyin.  Olacak… Sonuçta elini taşın altına sokanlar belli.
İşte bunlardan biri. Turizmci Armağan Aydeğer’ in sözleri nasıl olacağını anlatmaya yeterde artar diye düşündüğüm olayı özetleyeyim önce.
Diyor ki Aydeğer;   “2018 Troia Yılının bölgemiz ve ülkemiz için çok önemli fırsatları getireceği şüphesiz”
Bu aktarıma bir itiraz geleceğini hiç düşünmediğimi de belirtmek isterim.
Kent Turizmi için kendi projesini düşünen ve hayli de başarılı yol kat eden Çanakkale’ nin geleceği için düşünürler, iyi ki düşündüler de müthiş bir heyecanı da yarattılar.
Meslektaşım Ayhan Öncü’ nün, Turizmci Aydeğer ile  bire bir yaptığı görüşmeden bir çok ara başlık çıkan o görüşmenin detaylarına şöyle bir göz attığımda, kalın harflerle aktarılabileceğini düşündüğüm  ilk tespit şuydu; “2018 TROİA YILI ÇANAKKALE TURİZMİNİN ÇOK GÜÇLÜ RÜZGARI. TÜRKİYE - TURİZMİNİN ÇOK KIYMETLİ BİR DEĞERİ OLACAK’’
Kısacası Aydeğer’ den değerli laflarla 2018 beklentisi ve gerçekleri masaya yatırılmış.
Birkaç ara başlık ile projeler üzerine göz attığımızda, karşımıza çıkan durum şu;
 “BÖLGEYE YÜRÜYÜŞ VE BİSİKLET YOLLARI” düşüncesi.
Hangi bölge diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Sormamış olsanız da, ben sordunuz kabul ederek yürüyüş ve bisiklet yolları yapımı düşünülen bölgenin Troia antik kenti olduğunu söyleyeyim.
Bitmedi. Daha ne düşünceler var. Troya’ nın efsanelerini aktarır iki destandan esinlenip, şehirlerinin isimlerini, İlyada ve Odysseia destanlarında geçen adlardan veren bir çok, ülkenin bir çok şehrinin temsilcilerinin, isim babalarının bulunduğu coğrafyaya gelmesi gibi.
Hakikaten ilginç bir düşünce. Anadolu’dan esinlenip, dünya ülkelerinde yaşatılan Troia adlarını taşıyan şehirlerin yaşayanlarının Çanakkale ile buluşması.
Tıpkı torunların, torunlarının dedelerine koşması gibi. 
Bir zamanlar, adı başka başka buluşmalar için geçse de, Troia’ nın bağrındaki yaşam merkezi Tevfikiye köyü, Dünya mirası coğrafyanın içinde bir bilimsel üsse dönüşmek için gün saymaya başladı.
Hayal gibi gözüken o düşünce; Yani 2018 Troia yılı meselesinde yok yok. Çanakkale Turizmcileri, öyle çılgın fikirlerle yol alıyorlar ki, hayata geçen her bir düşüncenin Çanakkale’ ye kazanımı, Tarih, Kültür ve Barışın kenti söylemlerini gölgede bırakacak türden olursa hiç şaşırmayalım.
İsmini en çok da, Çanakkale’ yi geçilmez kılan 26 mayının döküldüğü bölge olarak duyduğumuz  o Karanlık liman var ya. O karanlık liman, Turizmimizi de aydınlatmaya yetecek. Tıpkı 102 yıl önce olduğu gibi, Karanlık liman yine Çanakkale için varlığını hissettirecek.
Nasıl mı? Karanlık limanı yolu yeniden kullanıma açılacak ve ziyaretçileri bu bölgenin önemini kolayca yapılacak ziyaretler sayesinde daha da iyi anlayacak.
Gelecek yılın planını şimdiden yapan Çanakkale düşünürleri, 2018’ in Troia Yılı olması yönündeki taleplerine Devletin her kademesinden destek almışlardı.
O süreci hatırlatmadan, şimdiye dönecek olursak, halen süren ve Çanakkale Valiliği koordinasyonunda hızla ilerleyen projede; Troia Milli Parkı içindeki köylerin turizme kazandırılması, Milli Park içinde ve civarında gelen misafirlerin birkaç gün geçirebilecekleri gezi rotaları, yürüyüş ve bisiklet rotaları oluşturulması gibi muhteşem hizmetlerde sunulacak.
Milli Park içi ve çevre bağlantı yollarının iyileştirilmesi, köylerdeki alt yapı çalışmalarının hızlandırılması ve Tevfikiye Köyü’nde dünya genelinde üniversitelerin dahil olacağı “Uluslararası Troia Araştırmaları Merkezi” kurulması yönünde proje önerileri üzerinde çalışmaların devam ettiğini dile getiren Turizmci Aydeğer,
“2018 Troia Yılı ile ilgili sürdürülen çalışmalar temelde 3 ana alan üzerinde kurgulanmış durumda” diyerek, detayları sıralıyordu.
Kurgulanmış yatırımları açarken de; “Bunlardan ilki Kültür ve Turizm Bakanlığımız önderliğinde yurtdışında gerçekleştirilecek uluslararası turizm fuarlarında Troia temasının yoğun bir şekilde işlenmesi, dünyanın en fazla bilenen 2. Markası olan Troia üzerinde çok güçlü bir iletişim stratejisi yürütülmesi olarak belirlendi” diyordu Çanakkale düşünürü Aydeğer.
Çanakkale Valiliği önderliğinde ve koordinasyonunda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce desteklenen, Troia Milli Parkı ve civarında bölgenin Kültür ve Turizm kalkınmasını hedefleyen alt ve üst çalışmalardan da söz eden Aydeğer, duyanda heyecan yaratan gelecek planları üzerine şunları söylüyordu;
“Her yıl yüz binlerce yerli ve yabancı turist Tarihi Gelibolu Yarımadası’nı ziyaret ederek bölgemizde çok önemli bir siyaret trafiği oluşturuyorlardı.
Amacımız Troia Milli Parkı’nı da, ziyaretçilerin rotasına almak. Böylelikle,  Troia Milli Parkı içerisinde yer alan köylerimizin de turizme kazandırılması sayesinde, bölgemizde önemli bir turizm canlılığı oluşturulacak”
Süper fikir, çılgın gibi görülse de bu güne eğdin yayılmayışı hayret ettiren bir durum değil mi?
Dedim ya, Çanakkale düşünürleri diye. Çanakkaleli, kendi geleceğini atanmış bazı isimlerden daha iyi düşünüp, planlayabiliyor da. Yeter ki, bir yetkilendirilmede fırsat sunulsun.
Kimle geldi, kimler geçti. Yıllar içinde masallar masallar. Var olan projelerin dahi kayıplara karıştığına tanık olduğum meslek hayatımda, dedikodusu yapılacak o kadar çok konu var ki, onları dile getirmeye ne sayfalar yeter, ne de ömür.
 Hep dediğim bir şey vardır. Vali, Emniyet müdürü, İl Jandarma, Boğaz ve Garnizon komutanı, Başsavcı, Savcılar ve Hakimler dışında, üst düzey bürokrasi harici, Sağlık, Milli Eğitim, Tapu, Nüfus, Başhekim, Orman ve sıralanacak onlarca kurumun Müdürlerini Çanakkale’ li isimlerden neden yapmazlar diye…
Çanakkale’ nin gelişmesini ve sahip olduğu değerlerini Çanakkaleliden çok kim daha da geliştirmek ister.
Kısacası, Çanakkale’ yi Çanakkalelilere teslim edin de, bir de böyle bir deneyin bakalım, bu şehir nasıl uçuşa geçiriliyor muşu.
Çanakkaleli değil diye, kent milliyetçiliği yapmak adına demiyorum bunları.
Şehitler coğrafyasına atanan bir isim,  tut ki istedi benim dile getirdiklerimi.
Vakti mi kalır işini yapmasına. Ya tayin, ya sürgün… Örnek vereyim mi? İstenirse verim…
 Çanakkale için, Çanakkaleliye verin birazcık yetkiyi, bakın görün neler olacak.
Dünyaya örnek olacak onlarca projeyi, çay içtiğimiz kahve buluşmasında, on beş dakikalık sohbet sırasında da yatırırız masaya, Çilingir sofrasında bir ufağın hakkından gelirken de.
Tanıdığımız onlarca başarılı Çanakkaleli isim var bürokraside. Bu isimler, can atıyor memleketinde hizmet etmeye.
Ne doktorlar, mühendisler, ormancılar, öğretmenler. Sayayım mı daha.
Bilmem nerenin milletvekilinin, ya da bilmem kim Genel Müdürün torpillisi olarak, hangi Çanakkaleli bürokrat ya da bürokrat adayı isim, Türkiye’ nin hangi vilayetlerinde Daire müdürü, il müdürü veyahut bölge müdürüdür?
Boyumu aşan konulardan mı bahsetmeye başladım. Olsun idare edin artık. Çanakkaleli damarım kabardı.
Hazır Çanakkale için projelere getirmişken sözü, benimde naçizane dillendirdiğim bir mevzuu var. Azıcık anlatayım mı?
Hep aklımda olan, anlattığım hiçbir siyasetçiden destek görmediğim bir proje de bende vardı. Vardı diyorum, ben anlatmaktan yoruldum bıktım. Biri de heyecana kapılıp, dinlemesiyle yetinmedi. Bir icraat göstermedi.
Nemiydi o? Hani Türklerin Rumeli’ ye geçişleri hikayesinde geçen.
Müslüman Anlının tarihte ilk olarak, Rumeli’ de secdeyle buluştuğu o nokta.  Anlatacağım da, çok uzun.
Ne okkalı ilgilenen, ne de heyecana kapılan çıkmadı. Vay anasını. Ondan sonra her gece iftar…
İslam Aleminde ilk kez Avrupa toprağında Fetih namazı kılan ecdadın izlerini nesle göstermek bir yana, izleri gösterecek taşı dahi, Avrupa’dan Asya’ ya taşıyıp, sözüm koruma altına alıp, Müzeye getirmek bir yana.
Yani ecdat Asya’ dan Avrupa’ ya geçip, fetih ederken. Fetih namazının kılındığı noktayı gösterir Mihrabiye taşı, kıtalar arası yolculuğu tersine yapıyor, yeniden Asya’ ya getiriliyor. Tarihi anlatım tersine işliyor.
Diyeceğim o ki; Detaylar çok, çok olunca da kafa karışıyor.
Aydeğer kardeşim. Bir ara sana bu projeden bahsedeyim de, Çanakkaleli, Çanakkale’si ve Türkiye’ si için isterse, ‘nasıl olur’ u göstermiş oluruz. Ne dersin?
Ne yazık ki, Troia’dan biraz uzak da bahsettiğim yer ve geliştirilecek projenin adresi.  Karşı kıyıda, Avrupa’ da. Çimpe kalesi yakınları, Bolayır’ da…