Tıpkı Şehit düşen Mehmetlerimizin, polislerimizin acı haberi üzerine sosyal medyadan kaleme alınan ve belli ki bir zümrenin iç savaş istemine yönelik.

Ve de o alçak it soylarının ekmeklerine yağ sürecek türden aşağılık paylaşımlarda bulunması gibi, Türkiye’ ye ayağa kaldıracak hainliklerin ardı arkası geçmişte de vardı, bundan sonra da muhtemel var olacak.

İt soylarının, Şehitlerimizin yakınlarına yönelik ettikleri sözlere gelen tepki üzerine, kıvırtı durumları malum.

Yusuf, Yusuf hallerine de diyecek yok.

Korkuyorlar, tırsıyorlar ve aptal cahilliği ile de yine yapıyorlar. Muhtemelen de bundan sonra da yapacaklar.

Sonuçta dayağa alışmışlık, çocukluktan gelen bir hal bazıları için.

Sopa ile büyüyen nesil, büyüyünce de istiyor, çare yok.  

Neden devam edecekti, bu durum. Çünkü,  ellerinden tutanı çok soysuzların.

Mart 2014 Nevruz’unda, edilmiş bir söz vardı.  ‘İt soyları ‘ diye tanımlıyordu Mustafa Kemal’ in Askerleriyiz diye bağıranları.

‘Peki o sözler bilinçli mi söylenmişti?’

Böyle düşünmeme neden olan, hainlerin kalleşçe saldırıları ardından da, bir takım soysuz destekçilerince de, günümüzde de halen o itlikler tekrarlanıyor da ondan.

 Böyle düşünüyorum. Nedenim de ortada.  Deniz Zaferi’ nin 100. Yılında bir dikkat çeken, duyana ağzı dolu dolu küfür ettiren o açıklamasına sözde özür geliyordu o zati insandan.

Kimin sesi olduğu, belli bir isim, konuşmasının 36 saniyelik  bölümü basına yansıdığında, 7 sülalesine 7 yüz yıl yetecek kadar küfür almıştı. Belli ki yeniden istiyordu benzer tepkiyi.

Yani, Çanakkale Destanı yazan Şehit Mehmetlerin, gazi askerimizin bizlere kutlattığı Deniz Zaferimizin 100. Yılında ne niyetle ediliyordu bir özür?

Hain bir başka oluşumun, İç savaş çıkarma planına dahil bir an mıy dı bu yaşanılanlar.

Sahibinin sesi o kişinin, 36 saniyelik konuşması dinlenildığinde,  duyanı  çıldırtan kısmı, haber portallarında ve TV kanallarında geçtiği esnada, küfürler zinciri kurulmuştu adeta güzel Türkiyemin dört yanında.

Ne diyordu o kişi;
“ Kürt çocuklarına üniversitede saldırırlardı. Bu saldırıyı gerçekleştirenler,  ellerinde bayraklarla sloganlarla diyorlardı ki; biz  Atatürk’ün askerleriyiz. (O sırada meydanda, o kişinin dediklerini duyanlardan bir yuhalama başlıyor)

Devam ediyor o kişi sözlerine; ‘Bende onlara buradan sesleniyorum.

Ey oradaki çeteler, siz Mustafa Kemal’in askerleri değil, generali olsanız ne yazar. İt sürüleri”

Türkiye’ de bu sözlerin bilinçli ve bir takım hainlik planı içinde sarf edildiğini anlamasaydı Asil Milletim, muhtemel tükürükle boğardı da o illeti, Millet sonuçta biliyor ne zaman bu yılanların başını ezeceğini.  

Ağrı'daki Nevruz kutlamalarına katılan dönemin Belediye Başkanı, alanda toplanan vatandaşlara hitap ediyor,  konuşmasına Çanakkale'de yaşamını yitiren bütün kahramanlara selam ve saygı göndererek başlıyordu.

Sanki bir yıl önce o değildi. Cumhuriyetin kurucusunun askerleri ve hatta generallerinden de bahsedip, Mustafa Kemal’ in Askerleriyiz sloganı atanlara, ‘Asker değil, generali olsanız ne yazar’ şeklinde çıkışan ve it soyu yakıştırmasında bulunan o kişi.

O zati kişi konuşmasının devamında, geçen yılki Nevruz kutlamalarında "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyenlere "Generali olsanız ne yazar, it sürüleri" dediği için hakkında dava açılığını hatırlatıyordu birde.

"ONLAR İT SÜRÜSÜDÜR, HALKA DÜŞMANDIRLAR" diyerek üstelik.

Basında bu konuya ilişkin o kadar çok haber yayınlandı ki o günlerde, onlardan birindeki detaylara dikkat kesiliyorum.  Yine görüyorum ki, Arşiv de neler gizli neler.

"Buradaki polisler, çekim yapanlar, not tutanlara aynı şeyi tekrarlıyorum. Onlar it sürüsüdür, onlar bu halka düşmandırlar"  diyerek tekrar geliyordu yeniden.

Basında yer alan haberlerden alıntılayarak, kısa Arşiv turu yaparken, bir kez daha görüyorum ki, ‘Ne sabır küpü Milletiz’

Hakikaten de direk Cennetlik bir milletiz…
 
Ağrı Nevruzu'nda yaptığı konuşmanın manipüle edilerek, Mustafa Kemal ve onun askerlerine hakaret olarak yansıtıldığını ifade ederken, sanki  sütten çıkmış bir ak kaşık edası ile edilmiş sözleri görünce, gel de gülme bir de.

Tam komedi. Ya kor kaklık ya. Ya Yusufçuk Yusufçuk ya…

 Sonra da Twitter’ dan, saatler sonra özür. Yerler mi?

Konuşmasının özünün, geçen yıl Batı'daki il ve ilçe teşkilatlarının "M. Kemal'in askerleriyiz" diyerek
yürüyüş yapan 'vandallar' tarafından linç edilmesi olduğunu söyleyen sahibinin sesi zati insan;

"O vandallara yaptığım hakaret yüzünden hakkımda soruşturma açıldı ve 1 Nisan'da bununla ilgili mahkeme gerçekleşecektir.

Asla M.Kemal' e ve de ona inanan insanlara değildir sözüm! Sözüm bunu kullanarak vandalizm yapanlaradır.

Bugünkü vurgum, linç edenlere hiç hukuk işlemezken bana alelacele açılan soruşturma ve hukuksuzluğaydı! Sözü tersten anlayan vandallar!!  Şimdi anladınız mı ne demek istediğimi?" diyordu.
Yemediğin halt kalmadı. Etmediğin söz de, yemediğin gibi, yedirmediğin de kalmadı be zati insan…

Ye ye halt ları. Sonra da ‘meeee’

Gerçi benzer durumlara tanıklık edeceğimiz günlerin, devam edeceği yönünde kuvvetli sinyaller geliyor bu aralar.

Ağzından asla ve asla bazı cümleleri duymak mümkün olmayanlar, ‘Cenabı Hak’ diye de bahseder olmuşlar.

İfade tutanaklarından da bahsetmiyorum.

Öyle kopyacılık sevmiyorum vesselam…

Bakalım daha neler göreceğiz, 2017’ de?

2017’ de, İlkler kenti Çanakkalemde…