Mahalle çocuğu. Komşum… Mekanın cennet olsun inşallah…

Tek kanallı TRT yıllarında, test yayını var iken henüz ekranlarda, uzun olurdu kış geceleri.
Dün ebediyete uğurladığımız Zafer kaptan o vakitler, çakı gibi genç delikanlı..
Anılar depreşti birden, ölüm haberini alır almaz.Mahallemizin çocuğu, biz miniklerin koruyan kollayanı aynı zamanda kendisi o vakitler.
Gümrük Müdürlüğü’ ne ait botta görevli kaptan babası Ahmet amca, o da rahmetlik oldu, annesi Emine abla da..
Zafer abi kardeşleri Sedat ve Mehmet ağabey gibi, ben çocukta olsam o vakitler, akşamları ev gezmelerinde kurulan sohbetin müdavimi.. Tombala moda idi o vakitler..
Çinko olmasa da, ‘çinko’ derdi kaptan Zafer ağabey olmadı tombala..
O anda, kartlar alt üst olur, gülerdi ‘şaka şaka’ diye rahmetli.
Biz çocuktuk büyüdük, o vakitler ağaç tekneler var Boğaz hattında.  Zafer ağabey İlknur-1’ in kaptanı.
Genciz biz de, gemicilik yaptık yanında günlerce.. Ne günlerdi o günler.. hey gidi hey..
Dün oldu sonra.. 27 Kasım Pazar.. Öğle saatleri geldi bir acı haber.. “ZAFER KAPTAN DÖNÜLMEZ SEFERE ÇIKTI” diyordu işittiğim bu acı havadis..
Fim şeridi derler ya hani, birden geçermiş insanın güzü önünden geçip giden o güzelim yıllar..
Tam da öyle oldu desem!...
Tanıdığından gelince acı haber, insan bir sarsılır ya, gözleri dolar istemsiz.. Aynen öyle oldum be agacım..
Boğaz hatttında, sis demeden, lodos demeden, kar fırtına, yağmur da neymiş?!..
Bata çıka yol alan tahta tekneler ile Kilitbahir-Çanakkale arası binlerce sefer almış koca Zafer kaptan yoktu artık.. Vefat etti ansızın.. Ardında bıraktığı ise tarifsiz bir acı..
Savarona yatında Askerlik yapmış bir bahriyeli idi Zafer kaptan.. Hani derler ya, 7 göbekten denizci.. tam da öyle idi desem, kesinlikle yalan olmaz. Babası kaptan, amçcası öyle, kardeşleri denizci..Dedesi keza..  
Zafer Türker, boğazın kademeli kıdemli, kıyı kaptanlarından dı vesselam..
Acı haber tez duyulur. Öyle de oldu bu Pazar..
Dilim varmıyor bir türlü, sözün bittiği yer dediten o haberi alır almaz, Sessiz Gemi düştü aklıma..
Yahya Kemal Beyatlı’nın şiiri, şarkısı da yapılan o eşsiz eser.
İstemsiz de olsa, mırıldandım o an.. Sözler noktayı atıyordu meseleye..
“Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.” Diye kaldrım önce..
Andından da; Çanakkale Boğazında, iki yakayı bir eden, tahta motorlar döneminde, Kilitbahir-Çanakkale arasında, binlerce kez sefer alıp, deniz yolu ile sevdiklerine kavuşmaya çalışanlar gibi, öğrenciyi okula işçiyi işine, memuru devlet dairesine, öğretmeni okuluna kavuşturacak o yolu, hava fırtınalı da olsa aşan teknenin kaptanı için tekrarladım o eşsiz şiirden mısraları.
Türk edebiyatının en güzide şairlerinden biridir Yahya Kemal Beyatlı
Şair güzide, şiir eşsiz, kaptan ise her ikisi de.. O vakit denmez mi ardından;
Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan…
Meçhule değil elbet bu sefer.. İyi insanların mekanıdır tabiki cennet.
Denizci olunca giden, yakışır ardından Sessiz Gemi…
Güzelce özetlemiştir aslında bu son yaşanılanı..
Demiştir ya şair;
Artık demir almak günü gelmişse zamandan!...
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.